23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Astana: Batı’nın fitnesine Avrasya’nın cevabı

Rafet Ballı

Rafet Ballı

Gazete Yazarı

A+ A-

Astana: Asya’nın tam ortasında. Kazakistan’ın başkenti.

Suriye görüşmelerinin yeni adresi.

Konferans dün başladı (23.1.2017).

***

Manzarai umumiye şöyledir.

Geçmiş: Suriye krizinde oyun kurucu Batı’ydı.

Fitneyi onlar çıkardı (15.3.2011).

2015 ortalarına kadar onlar yönetti.

***

Değişim: Avrasya’nın hamleleriyle peş peşe geldi.

Sahadaki dengeler alt üst oldu.

İlk hamle: Türkiye’den geldi.

PKK’nın hendeklerine karşı TSK müdahale etti (24.7.2015).

***

İkinci hamle: Rusya askeri olarak sahaya indi.

Uçaklarıyla vurmaya başladı (30.9.2015).

***

Üçüncü hamle: Türkiye, Amerikancı darbeyi püskürttü (15.7.2016).

NATO Gladyosu’nu tasfiyeye girişti.

İç cephede temizlik, dış cephede önünü açtı.

***

Dördüncü hamle: Türkiye-Rusya barışı sağlandı.

Önce: “Özür mektubu” gitti (24.6.2016).

Sonra: Tayyip Erdoğan’la Vladimir Putin zirvesi (9.8.2016).

Anlaşıldı ki: Ankara-Moskova arasında stratejik ortaklık kuruluyor.

***

Beşinci hamle: İttifakın ilk ürünü.

Türkiye, Fırat Kalkanı Harekatı’nın düğmesine bastı (24.8.2016).

Sonuç: ABD koridoru kesildi.

***

Altınca hamle: Türkiye-Rusya ittifakına İran da katıldı.

Üç ülke Moskava’da buluştu (20.12.2016).

“Manifesto” yayınladılar. Meydan okur gibi.

Kendilerine “garantör” ilan ettiler.

***

Batı, bölünmüş Suriye peşindeydi.

“Moskova üçlüsü” ise kendi programını kuydu.

Birleşik Suriye.

Laik Suriye.

***

“Moskova üçlüsü”nün meşrûiyeti, gücü nereden geliyor?

Öncelikle: Üçü de askeri olarak sahadalar.

Yani: “Silahlı siyaset” yürütüyorlar. Olmazsa oldururlar.

Diğeri: Dedikleri, hem Suriye’nin talepleriyle uyumlu.

Hem de Avrasya’nın.

Yeterli siyasî meşrûiyete sahipler yani.

***

Yedinci hamle: Türkiye-Rusya ittifakı tekrar öne çıktı.

Suriye’de ateşkes ilan ettiler (30.12.2016).

Türkiye, seçilmiş muhalefeti garanti etti.

Rusya da İran ve Suriye’yi.

***

Sekizinci hamle: Astana görüşmeleri, bütün bunların sonucu geldi.

Rusya ve Türkiye’nin çağrısı, İran’ın da desteğiyle.

Arkasında hem silah gücü bulunuyor. Hem de siyasi meşrûiyet.

***

Şimdi: Cenevre görüşmeleriyle Astana’nın farklarına bakalım.

Öncelikle: Oyun kurucuları farklı.

İlkinde Batı, ikincisinde Avrasya.

Anlamı: “Barış” ve “istikrar” bayrağı artık Avrasya’nın elinde.

Batı’ya düşen rol: Fitne.

***

Astana’da iki “ilk” birden yaşandı.

Birincisi: Şam ile muhalefet ilk kez aynı salonda buluştu. Açılış oturumunda.

İkincisi bizimle ilgili: Türkiye ile Suriye de bir “ilk”e ortak oldular.

Onlar da aynı salondaydılar. Bütün dünyanın gözü önünde. Ve de resmen.

2011 sonbaharından beri böyle bir “fotoğraf” yoktu.

(En son Beşar Esad’la Ahmet Davutoğlu görüşmüştü.

Esad, sonradan “çekilmez” demişti. 6 saatlik bu görüşme için.)

***

Bir diğer farklılık, muhafeletin bileşiminde.

Muhalefet, Cenevre görüşmelerine de katılıyordu.

Fakat: Ağırlık “siyasi”lerdeydi. Çoğu da “dış”ta yaşayan.

Astana’da ise muhalefet sıralarında “silah” önde.

Anlamı: Kararlar masada kalmayacak. Sahaya da yansıyabilecek.

***

Üç silahlı grup temsil edilmiyor.

IŞİD ve El Nusra (Şam’ın Fethi Cephesi) çağırılmadılar. “Terörist” diye.

Ahrar üş Şam ise gelmedi. Hâlâ “silahlı çözüm”den yana.

Fakat: Türkiye-Rusya ateşkesine de karşı çıkmıyor.

Anlamı: Ahrar üş Şam, Katar’a yakın. Katar da Amerika’ya.

Yani: Bu cephe hem “itiraz”ını gösterdi. Hem de cepheden karşı çıkmıyor.

Demek ki: Gelişmelere bakacaklar.

***

Türkiye istemedi. PKK/PYD davet edilmedi.

Kürt gruplardan Barzanilere yakın ENKS katılıyor.

PYD konusu Türkiye için sorun.

Rusya ve İran’ın pozisyonu bizden farklı.

Bilmeliyiz: Moskova ve Tahran’ın PYD politikaları başka dosylara endeksli.

***

Türkiye, bu sorunu nasıl yönetecek?

Özetle kayda geçirelim: PYD sorununun çözümü Şam’dan geçiyor.

Ankara PYD için Şam’la anlaşırsa, maliyet düşürür.

Moskova ve Tahran’a tezlerini kabul ettirirken.

***

Astana’dan beklenen ne?

Kimse “nihai çözüm”ü konuşmuyor.

Öncelikli hedef: Ateşkesin tahkim edilmesi. Yaygınlaştırılması.

Yani “zemin”in çözüme hazırlanması.

Bu bir “süreç”tir.

İnisiyatif Avrasya’nın eline geçmiştir.

Devam da edecektir: 7 Şubat’taki Cenevre oturumlarında.

***

Geçmişte hep söyledik. Yazdık.

Bir: Türkiye’nin yeri Avrasya’dır.

Çünkü milli çıkarlarımız onu gerektiriyor.

İki: Türkiye saf değiştirirse bölge dengeleri değişir. Hatta dünya dengeleri de.

***

Türk-Rus ittifakıyla başlayan sürece bakalım.

Elimiz nasıl da rahatladı, güçlendi.

Batı karşısında milli çıkarlarımızda ısrarlıyız.

Bu: Türkiye’nin kazancıdır.

***

Sadece Türkiye değil, Avrasya güçleri de kazançlı.

Türkiye Suriye’de saf değiştirdi.

Oyun kuruculuk Batıdan Avrasya’ya geçti.

Cenevre konferanslarında bekliyorduk ki: ABD, Türkiye’yi de davet etsin.

Astana’da ise: ABD bekledi. Davet sahibi Türkiye oldu.