23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Atatürk devrimlerini korumak

Şahin Mengü

Şahin Mengü

Eski Yazar

A+ A-

1 Kasım’da Atatürk devrimlerinin en önemlisi olan Harf Devrimi’nin 89. yıldönümü idi. Bilindiği üzere devrim sözcüğü 1935 yılından sonra bizzat Atatürk tarafından kullanılmış bir sözcüktür.
Devrimler aydınlanmanın, çağdaşlaşmanın toplamıdır. Arap alfabesinden Türkçe ses uyumuna uygun Latin alfabesine geçiş, bu ülkede karanlıkları yırtmanın ilk adımıydı.
Her devrimin olduğu gibi Atatürk devrimlerinin de bir amacı vardı; o da Türk ulusunu çağdaş uygarlık düzeyine taşımaktı.
Harf devrimine kadar, bu ülkede okuryazar sayısı ancak yüzde yedilerde idi. Bu yüzde yedi de İstanbul, İzmir gibi kentlerde toplanıyordu. Her devrimin, her atılımın öncüsü olacak kadınlarda ise bu oran on binde dört oranındaydı.
Harf Devrimi, diğer bütün devrimlerin anasıdır ve devrimin amacı olan toplumu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmayı sağlamakta en önemli adımdır.
Son yıllarda Harf Devrimi’ne bazı cahillerce defalarca saldırılması karşısında sessiz kalan ise, ulu önderin iki büyük eserimden biri dediği Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin, bu büyük devrimi son yıllardaki tutum ve davranışlarından ötürü hatırlamasını doğrusu beklemiyordum. Ama yine de bir ümit ile acaba ses verdiler mi bu devrime sahip çıktılar mı diye araştırdım.
Kurumsal olarak bir ses çıkmadı, ama sadece Çanakkale Milletvekili Bülent Öz, kendi hesabına, yıldönümünü kutlayan kısa bir mesaj yayımladı, o kadar.
Üzücü olan partinin kurumsal kimliği veya o kimliği temsil edenler tarafından Harf Devrimi’ni anımsatacak tek söz söylenmemiş olması.
Bu sessizlikte acaba “bir gecede geçmişimizle bağlarınız koparıldı” diyen çarpık zihniyete hoş görünmek için midir?
Böyle gerici duruşlar her dönemde olacaktır, 6 oktan biri olan devrimcilik ilkesi de bunları ortadan kaldırmayı sağlayacaktır.
Unutulmamalıdır ki devrimcilik her dönemde görülebilecek gerici duruşları ortadan kaldırabilecek bir dinamik değerdir.
Atatürk devrimlerine Cumhuriyet Halk Partisi sahip çıkmaz ise kim sahip çıkacaktır. Elbette Atatürk devrimlerine sahip çıkmak Cumhuriyet Halk Partisi için bir görev, bu sahiplenmeyi ondan beklemekte bizim hakkımızdır.
Devrimler, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurucusunun ona inanan bir avuç arkadaşıyla beraber başardığı bir büyük atılımdır. Dil Devrimi de bunlardan en önemlisidir.
Türk dilinin ilkelerine hiç uymayan Arap alfabesi zengin dilimizi yozlaştırdı. Bu alfabe nedeniyle Arapça ve Farsça kelimeler Türkçenin içine daha rahat girdiler. Türk alfabesine geçiş Türkçenin yabancı (Arap/Fars) kelimelerden arındırılmasının ve Dil Devrimi’nin önünü açmıştır. Türkiye’nin çağdaş değerlerle ve bilimle etkileşim içine girmesini kolaylaştırmıştır. Ülkemizin, nüfuslarının çoğunluğu Müslüman olan diğer ülkelerden her bakımdan açık ara önünde olmasında en önemli etkeni de bu çok kısa bir sürede gerçekleştirilen Türk toplumunu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmanın önünü açan Harf Devrimi’dir.
Harf Devrimi uluslaşmanın kilit taşlarından birisidir. Zaten bu nedenle Türküm demekten kaçınanların saldırılarının hedefidir.
Türk harflerinin kabulü, Devrimin en önemli bölümlerinden biridir. Türkçenin zenginleştirilmesi, okuma yazma kolaylığının sağlanması, basılan kitap sayısının birdenbire artması hep bu devrimin nimetleridir. Yani TÜRK KÜLTÜRÜ, BU DEVRİM İLE DOĞMUŞTUR. Çoğu skolastik medrese kafasının ürünleri olan eski kitapları okumak isteyen bilimadamları dışında Arap harfleri ulusal bilinçten silinmiş sayılabilir.
Bu alfabe değişimi bazı art niyetlilerin söylediği gibi bir gecede geçmişle bağlarımızı koparmamıştır. Tam aksine okuryazar sayısının artması nedeniyle Türk dilinin ve biliminin Arap harfleriyle yazılmış eserleri Türk alfabesiyle ve sadeleştirilerek yeniden yayımlanmakla eski kültür hayatımızla olan ilişki sürdürülmüştür.