Atatürk ile Atatürk’ü silmek

Bu ülkenin adı Osmanlı İmparatorluğu iken; Mustafa Kemal ülkenin adını Türkiye yapmadı. Mustafa Kemal, yepyeni bir ülke kurdu, o ülkenin adı Türkiye Cumhuriyeti oldu.

Kimdir Şükrü Saracoğlu? 1911’de İttihat ve Terakki Lisesi’nin müdürüydü. Devlet Bursu kazanarak yurt dışına gitse de; ne zaman ülkesi savaşa girse, bırakıp eğitimini ülkesine koştu. Osmanlı’nın 1. Dünya Savaşı’na girdiğini duydu, Belçika’dan İzmir’e geldi. İzmir’in işgal edildiğini duydu, Mahmud Esat Bozkurt ile bıraktılar eğitimlerini bir İtalyan gemisine kaçak binip Millî Mücadele’ye katılmak için İzmir’e geldiler. 1923’ten 1950’ye kadar Milletvekilliği yaptı, 1924-1925 arası Milli Eğitim Bakanı, 1927-1930 arası Maliye Bakanı, 1933-1938 arası Adalet Bakanı, 1938-1942 arası Dışişleri Bakanı, 1942-1946 arası Başbakan, 1948-1950 arası Meclis Başkanı oldu. Ölümünden önce Parkinson hastalığına yakalandığında yurt dışında tedavi olmasına 27 Mayıs’ın astığı Maliye Bakanı Hasan Polatkan engel olmaya çalıştı.

Fenerbahçe’nin stadı neden onun adını taşıyordu, bu devlet görevleri nedeniyle mi? Bu vatansever cesareti ile mi? 1934-1950 arası Fenerbahçe Başkanlığını yaptı. Tarihi arazisini almasına destek olarak Fenerbahçe’nin Türkiye’de stadına sahip ilk Türk kulübü olmasını sağladı. 23 Şubat 1934’teki olaylı Galatasaray-Fenerbahçe maçından sonra kulübün kapatılmasını engelledi.

Kurtuluş mücadelesine katılmak için koşarak ülkesinin topraklarına gelen, Mondros Antlaşması’nın maddeleri aleyhine Avrupa’da kamuoyu oluşturan, Cumhuriyet’i kuran kadrolarda yer alan, bağımsız ve milli ekonominin kurulmasının adımlarının atıldığı İzmir İktisat Kongresi’nin yapılmasına öncülük yapan, Gümrük tarifelerini uygulayarak ekonomik olarak da sınırlarımızı koruyan ve ekonomik bağımsızlığımızı sağlayan, dış ticarete kota getirerek ülkemizin üreticisini koruyan, ekonomiyi millileştiren, 1942’de 2. Dünya Savaşı sırasında millet açlıkla mücadele ederken karaborsa ve kaçakçılık sayesinde zenginleşenlere karşı Varlık Vergisi Kanunu’nu çıkaran, 1945’te topraksız köylülere arazi dağıtmayı amaçlayan Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu yürürlüğe koyarak feodal rejimin ağalarını karşısına alan Şükrü Saracoğlu’nun adını Atatürk’ü kullanarak statlarından silmeye çalışanların amacı Cumhuriyet’in kuruluş ilkelerini silmektir.

Emperyalizmin tetikçileri her zaman dini kullandılar. Hayatı boyunca emperyalizm ile mücadele eden Şükrü Saracoğlu’nun söylemediği “Din zehirdir. Türkiye’den dini tamamen atabilmek için bize 30 sene daha lazım” ifadesini Saracoğlu’nun söylediğini iddia ederek onu karaladılar. Buna inananlar öylesine cahil ve yüreksizdiler ki, hayatı boyunca vatanı için çalışan Saracoğlu’nun Parkinson nedeniyle acılar içinde can vermesinden zevk alacak kadar çirkinleştiler.

GÖLGELENEN DEVRİMLER

Fenerbahçe Genel Kurulu stadına Atatürk adını vermemiştir. Stadından Şükrü Saracoğlu adını silmiştir. Atatürk, mevcut bir yapıya verilecek bir isim değildir. Hele ki; Atatürk’ün meclisinde milletvekilliği, hükümetinde bakanlık yapmış bir ismin yerine verilecek isim hiç değildir. Atatürk ismini kulübünüzde bir yere vermek istiyorsanız, Türk gençliğine spor yapması için yeni bir eser kazandırırsınız ve o yeni esere Atatürk adını verirsiniz. Atatürk; ülkenin adını değiştirmedi, yeni bir ülke kurdu ve adına Türkiye Cumhuriyeti dedi. Atatürk’ün isminin büyüklüğü altında gölgelediğiniz gümrüklerimizdir, toprak reformudur, varlık vergisidir, Türk kimliğidir.

İsmet İnönü tarafından kendisine Hükümet’i kurma görevi verildiğinde, Saracoğlu’nun hükümet programını "Biz Türk'üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan veya azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz. Ve her vakit bu istikamette çalışacağız." sözlerini söylemişti.

ONUR MAÇLARINDAN UTANÇ MAÇLARINA

29 Eylül 2020’de “Utanç Maçlarından Onur Maçlarına” isimli yazıma “Türk futbolu için utanç günüdür, 14 Ekim 2009” diye başlamıştım. Bu utanç gününde, Bursa’da oynanan Türkiye-Azerbaycan maçına Azerbaycan bayrakları alınmamıştı. 17 Eylül 2020’de Bakü’de oynanan Neftçi Bakü-Galatasaray karşılaşmasında ise tribünde Mustafa Kemal Atatürk’ün “Azerbaycan’ın sevinci bizim sevincimizdir, kederi bizim kederimizdir”, Haydar Aliyev’in “Azerbaycan ve Türkiye bir millet iki devlettir”, Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bütün imkanlarımızla kardeş Azerbaycan’ın yanında olmaya devam edeceğiz” ve İlham Aliyev’in “Türkiye-Azerbaycan birliği ve kardeşliği ebedidir” sözleri yazılıydı. Utanç maçlarından onur maçlarına gelmiştik. 8 Eylül 2023’te tekrar utanacağımız maçlardan birini oynadık. Türk toprağında Türkün üç renkli, aylı yıldızlı bayrağını yine sahaya sokmadık. Türk polisi, seyircinin getirdiği Azerbaycan bayrağını kapıda öperek almış. Bu milletin polisi o bayrağın stada sokulmasına kesinlikle engel olmaz. Öperek alır o bayrağı, kendisi tribüne taşır.

30 Ekim 2021’de Marsilya-Galatasaray maçında tribündeki PKK paçavraları, tanımadığımız Güney Kıbrıs’ın bayrakları ve Ermenistan bayrağı hafızalarımızda. Yunan takımları ile yaptığımız karşılaşmalarda Güney Kıbrıs bayrağı ve Kıbrıs’ın kuzeyini kana bulaşmış olarak gösteren haritalar aklımızda. Karabağ’ın Lüksemburg’daki maçında sahanın içine dronla sokulan Dağlık Karabağ paçavrasını unutmadık… UEFA üyesi Azerbaycan’ın bayrağı Türkiye’de maça sokulmuyorsa; 9 Eylül’ü gönül rahatlığıyla kutlayamayız!