Atatürk’ün deniz sevgisi
Atamız’ı kayık, tekne, vapur ve yatlar da kurtardığı Mavi Vatan üstünde taşımıştır. Bu çalışmayı denizcilik, modelcilik ve resimden kopmamış olan O.D.T.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü, Mineroloji-Petrografi Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan emekli olan Prof. Dr. Coşkun Unan’ın on sene zarfında Atatürk’ün bindiği tekneleri araştırmasına, çizim ve bazılarının maketini yapmasına borçluyuz (Deniz Bora, Deniz Kültürü, Naviga, Nisan 2012:164-168):
“FLORYA KAYIĞI: Atatürk’ün Florya’da sandalcıyı dümene oturtarak kürek çektiği çok basit bir ayna kıç sandal.” Bir diğer kayık ise onu; Atatürk Orman Çiftliği’nde İnce Su’yun doldurduğu Marmara Köşkü bahçesindeki sulama havuzu üzerinde gezdirmiştir (Ergenekon, 2016, dagarcikturkiye.com).
“YALOVA KAYIĞI: Orijinali Beşiktaş Deniz Müzesi’ndedir ve çok iyi muhafaza edilmiştir. Gövde kaplaması yalı basması (veya bindirme) olup yapımında maun kullanılmıştır. İki çifte küreklidir.
BOĞAZ OLTA KAYIĞI: Boğaz’da amatör balıkçıların yaygın olarak kullandığı ayna-kıç sandaldır.
İNEBOLU YELKENLİSİ: Kurtuluş Savaşı’nda Rusya’dan alınan silah ve cephaneleri, Rus gemilerinden açıkta yükleyip İnebolu Limanı’na veya sahile taşıyan ticari alamana yelkenlisidir. Yelken arması çok tipiktir ve yelkenin posta eğrilerinden bir iskeleti yoktur.(Ahmet Güleryüz, 2004).
MARMARA KANCABAŞ: Kurtuluş Savaşı’nda İstanbul’dan İzmit, İznik ve Mudanya üzerinden Anadolu’ya silah, cephane ve asker taşımıştır. Yelken donanımı karmaşıktır, bilhassa ana yelken (alamana) kesiminden dolayı balon yelken görünümündedir (Ahmet Güleryüz, 2004).
BANDIRMA: Atamız’ı İstanbul’dan Samsun’a götürmüştür. Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcında yolcu ve yük gemisi olarak kullanılmıştır.
ALEMDAR: Açık denizlerde de kullanılacak büyüklük ve yapıda bir römorkör ve kurtarma gemisidir. Kurtuluş Savışı’ında İstanbul’dan, bilhassa işgal kuvvetlerinden ele geçirilen silah ve cephanenin Anadolu’ya taşınmasında kullanılmıştır.
SAVARONA: Dünyanın en büyük 12. yatıdır. Ertuğrul yatının devlet hizmetinde yetersiz ve küçük kalmasından dolayı satın alınmıştır. Aynı zamanda Atatürk’ün deniz sevgisi göz önünde tutularak ona hastalığı sırasında destek olacağı düşünülmüştür. Atatürk’ün Savarona’yı büyük bir sabırsızlıkla beklediği ve geldiği zaman bir çocuk gibi sevindiği söylenir. Atamız deniz sevgisinin bir nişanesi olan Savarona’da hayatının son altı ayını geçirmiş ve ölümünden birkaç hafta önce Dolmabahçe Sarayı’na taşınmıştır (Ahmet Güleryüz, 2004).
ERTUĞRUL: Atamız’ın 1937 yılı sonuna kadar, en uzun süreyle kullandığı en son Osmanlı yatıdır. Cumhuriyet döneminde elden geçirilmiş, içi, güverte ve arması yenilenmiştir. Bacaları ve kaptan köşkü değiştirilmiştir. Buharlı motora sahip olması nedeniyle seyir esnasında çok fazla duman çıkarması ve nispeten küçüklüğünden dolayı yerini Savanora’ya bırakmıştır.
SÖĞÜTLÜ: Osmanlılardan kalan çok zarif bir yattır. Ertuğrul yatının kız kardeşi olarak anılır. Su kesiminin az olmasından dolayı, İstanbul’a geldiğinde atamızı Haydarpaşa ile Dolmabahçe sarayları arasında taşımış, aynı zamanda gezi teknesi olarak da kullanılmıştır.
ACAR MOTORU: Atamız’ın kısa boğaz gezilerinde kullandığı bir teknedir. Almanya’da inşa edilmiştir. Halen deniz kuvvetleri’nde faaldir.
SARI ZEYBEK: Atamız’ın Ankara Çubuk Barajı’ında kullandığı motoryat. Orijinali Anıtkabir’de sergilenmektedir. Atamız’ın suyla olan ilişkisini Ankara’da da sürdürmesi dikkat çekicidir.
YAVUZ ZIRHLISI: 1. Dünya Savaşı’nda, Osmanlı Deniz Kuvvetlerine katılan bir Alman zırhlısıdır. Karadeniz’de harekâtlara katılmış, Odesa’ya yaptığı seferlerin yanında İsmet Paşa’yı Varna’dan salimen kurtarmıştır. Bordalarındaki zırhların 25 cm olmasıyla ünlüdür. Başta ve kıçta torpil kovanlarına sahip olması da ayrıcalıklı özelliğidir. Beş adet 28’lik taretiyle ünlüdür. Bordolarındaki torpil mania çelik ağları sonradan çıkarılmıştır. Atamız’ın naaşı Zafer muhbirinden alınarak arka taraftaki Samsun ve Turgut taretlerinin önüne konulmuş ve çok ağır yolla İzmit’e götürülmüştür. Bu Atamız’ın son seyri olmuştur, çok hüzünlüdür ancak ihtişam bakımından bir eşi dünya tarihinde görülmemiştir (Ahmet Güleryüz, 2004)
ZAFER MUHBİRİ: Aynı zamanda Zafer torpido botu olarak da bilinir. Su kesiminin az olmasından dolayı Sarayburnu’na yanaşarak Atamız’ın naşını Yavuz Zırhlısı’na taşımıştır.
NUSRAT: Mayın tarama gemisi gece gizlice döşediği 25 mayınla İngiliz ve Fransız donanmalarına ait üç gemiyi batırmış ve işgal kuvvetlerinin Marmara Denizi’ne geçmelerini 3 sene geciktirmiştir. Mersin Limanı’nda bulunmaktadır ancak gövdesi harap vaziyettedir.
MUAVENET-İ MİLLİYE: 13 Mayıs 1915 günü, saat 02:00’de, devriye gemileri tarafından görülmesine rağmen mevzilerimizi top ateşiyle taciz eden Goliath zırhlısını torpilleyip batırdıktan sonra salimen limana dönmüştür.
YILDIRAY DENİZALTISI: Atamız’dan, donanmamıza alınan denizaltıların isim babası olması istenmiş; o da Yıldıray, Atılay, Saldıray ve Batıray isimlerini uygun görmüştür. Ancak Batıray Almanlar tarafından teslim edilmeyerek 2. Dünya Savaşı’nda kendilerince kullanılmıştır (s.166-168).”