Atatürk’ün ordusuna son vasiyeti (TAMAMI)

NABIZ

ATATÜRK’ÜN ORDUSUNA SON VASİYETİ

Bu gün 19 Mayıs.

19 Mayıs sadece Samsuna çıkış tarihi değildir. Öncesi vardır, sonrası da. Bunları uzun uzun yinelemekte hem yarar yoktur, hem de birilerinin sinirlerini bozmak da istemiyorum. Ancak bilinmelidir ki; Atatürk daha ordular grup komutanı olarak Adana’da Mondros mütarekesinden bilgi sahibi olduktan sonra, kararını vermiş ve aradki altı ayı İstanbulda geçirdikten sonra Anadoluya geçme kararı almış ve risklerini bile bile o kararı uygulamaya koymuştur. Eğer tarih yanlışsa, eğer Atatürk’ün büyüklüğü tartışılıyor, onun devrimleri , onun ilkeleri birer birer yok ediliyorsa, suçu tarihe değil, başkalarına bulmak gerekir.
Bu 19 Mayıs günü bugüne dek hiçbir yerde hiç değilse benim rastlamadığım bir belgeyi, onun sevenlere, onun ordusuna, onun şu sıralarda Silivri’de tutsak bulunan 163 subaya, belki kırılan onurları, yiten umutları bir derece tamir eder diye armağan olarak sunmak istiyorum.
Atatürk bu mesajını ölümünden sadece 12 gün önce yazmış ve TSK ‘ya hitap etmişti. Cumhuriyetin ilanının15. Yılını Atatürk kutlayamadı. Belki de bu duygu yüreğinde bu satırları yazdı. Bence Gençlik için Gençliğe hitabesi ne anlam taşıyorsa, bu mesaj da o anlamı taşımakta. Bir kahin gibi gelecek günleri biliyor ve ordusuna bakın nasıl sesleniyor, ordusunu nasıl anlatıyordu. Hiç kuşku yoktur ki; koşullar değişse de ordu değişmemiştir ve kuşaktan kuşağa o ebedi Başkomutanın sözleri hem anlam taşımaktadır.
ATATÜRK DİYOR Kİ
“ZAFERLERİ VE MAZİSİ İNSANLIK TARİHİ İLE BAŞLAYAN HER ZAMAN ZAFERLE BERABER MEDENİYET NURLARINI TAŞIYAN KAHRAMAN TÜRK ORDUSU.
MEMLEKETİNİ EN BUHRANLI VE MÜŞKÜL ANLARDA ZULÜMDEN FELAKET VE MUSİBETLERDEN VE DÜŞMAN İSTİLASINDAN NASIL KURTARMIŞSAN;CUMHURİYETİN BUGÜNKÜ FEYİZLİ DEVRİNDE DE ASKERLİK TEKNİĞİNİN BÜTÜN MODERN SİLAH VE VASITALARI İLE MÜCEHHEZ OLDUĞUN HALDE, VAZİFENİ YAPACAĞINA HİÇ ŞÜPHEM YOKTUR.
BUGÜN CUMHURİYETİN 15. YILINI MÜTEMADİYEN ARTAN BÜYÜK BİR REFAH VE KUDRET İÇİNDE İDRAK EDEN BÜYÜK TÜRK MİLLETİNİN HUZURUNDA KAHRAMAN ORDU, SANA KALBİ ŞÜKRANLARIMI BEYAN VE İFADE EDERKEN BÜYÜK ULUSUMUZUN İFTİHAR HİSLERİNE DE TERCÜMAN OLUYORUM
TÜRK VATANININ VE TÜRKLÜK CAMİASININ ŞAN VE ŞEREFİNİ DAHİLİ VE HARİCİ HER TÜRLÜ TEHLİKELERE KARŞI KORUMAKTAN İBARET OLAN VAZİFENİ HER AN İFAYA HAZIR VE AMADE OLDUĞUNA, BENİM VE BÜYÜK ULUSUMUZUN TAM BİR İNAN VE İTİMADIMIZ VARDIR.
BÜYÜK ULUSUMUZUN ORDUYA BAHŞETTİĞİ EN SON SİSTEM FABRİKALAR VE SİLAHLARLA BİR KAT DAHA KUVVETLENEREK BÜYÜK BİR FERAGAT-İ NEFİS VE İSTİKAR-I HAYAT İLE HER TÜRLÜ VAZİFEYİ İFAYA MÜHEYYA OLDUĞUNUZA EMİNİM.
BU KANAATLE KARA- DENİZ- HAVA ORDULARIMIZIN KAHRAMAN VE TECRÜBELİ SUBAY VE ERATINI SELAMLAR VE TAKDİRLERİMİ BÜTÜN ULUS MUVACEHESİNDE BEYAN EDERİM.
CUMHURİYET BAYRAMI’NIN 15. YILDÖNÜMÜ HAKKINIZDA KUTLU OLSUN…
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK”
Evet; Bu sözler Gazi tarafından ölümünden tam 12 gün önce yazıldı ve Gazi Paşa bir vasiyet gibi son düşüncelerini ordusuna yazdıktan 12 gün sonra ebediyete intikal etti.
Ve o gün 10 kasım 1938 de Anadolu Ajansı Atatürk’ün müdavi hekimlerinin raporlarını yayınladı.

kurtulaltug@aydinlikgazete.com

(Yazarlarımızın yazılarının tamamı basılı nüsha yayınlandığı günden bir hafta sonra internet sayfamızda )