24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Atlantik politikaları ile olmuyor

Hakan Topkurulu

Hakan Topkurulu

Gazete Yazarı

A+ A-

28 Ekim 2021 Perşembe günü Enflasyon Raporu toplantısında Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu böyle söylemedi. Ancak söylediklerini özetlemek gerekiyorsa söylediği öz buydu. Bu söylediklerimi dedikodu şeklinde değil bizzat Başkan’ın ağzından çıktığı şekilde buraya aktarıyorum. Buna benzer bir konuşmayı eski başkanlardan Murat Uysal 30 Nisan 2020 tarihinde yine bir Enflasyon Raporu toplantısında yapmıştı.

***

Bu değişikliği küçümseyenler olacaktır. AK Parti iktidarının bu değişimi yapamayacağını, söylenenlerin yerine gelmeyeceğini söyleyenler olacaktır. Ancak, daha önce yaklaşık bugünkü başkan tarafından söylenenlerin Sn. Berat Albayrak ve eski Merkez Bankası Başkanı Sn. Murat Uysal tarafından söylendiği bir gerçektir. Berat Albayrak ve Murat Uysal’ın görevden ayrılmalarının üzerinden bir yıl geçmeden aynı politika tekrar yürürlüğe girmektedir.

***

Başkan Kavcıoğlu’nun yaptığı konuşmada ve çizdiği çizgide bence hala hatalar var. İhracata yaslanarak, ihracat hedefe konularak politika çiziliyor. Özel sektöre dayanarak politika çiziliyor. Gelişmenin motoru özel sektör saplantısından henüz kurtulunmamış. Karma ekonomiden utanılıyor. Yıllardır devlet yapamaz, edemez denip, tüm KİT’ler özelleştirildikten sonra bunu beklemek zor. Ama zaman bunu da önlerine koyacak. 2023 çok yaklaştı. Bir gazeteci bugün hatırlattı “5 yıl önce çok sıkı teşvikler vererek ithal ikamesi yapmaya çalıştınız, neredeyse bu teşvik edilen yatırımların hepsine daha çivi bile çakılmadı” dedi. Haklıydı. 85 yıl önce 1936 yılında zamanın İktisat Vekili rahmetli Celal Bayar “biz bu işi özel sektöre bırakırsak 2 asır beklemek zorunda kalırız” demişti. İşsizlik iktidara dama dedirtir. Yine bir gazeteci “daha önce önünüzde yine fırsat vardı, siz bu fırsatı gelen paraları betona yatırıp harcadınız” diyerek haklı bir hatırlatma daha yaptı. AK Parti içindeki müteahhit takımı kıpırdanmaya başladı. Düşen faiz oranlarından kendilerine pay almaya çalışıyorlar. Planlama konusu daha tam içselleşmemiş. İthal ikamesi programı dillendiriliyor ama program ruhu ihracat olduğu için biraz ikinci plana itiliyor vb. gibi eksikler var. Zaten bunlar da olsaydı Vatan Partisi iktidarı olurdu.

***

Şimdi başkanın konuşması çerçevesinde eski hangi politikalar terk ediliyor. Yerine ne geliyor onlara bakalım.

Öncelikle 20 yıldan bu yana uygulanan politikanın hedefe varamadığını söyledi. En önemli özellik öz eleştiri yapabilmektir. Bugün Kavcıoğlu, AK Parti adına daha önce Berat Albayrak’ın yaptığı özeleştiriyi tekrarladı. Bu hataların neler olduğunu da açıkladı.

Konuşma metni olduğu için, cümle düşüklükleri vardır.

“Türkiye’de yüzde 5 cari açık hedeflenerek büyüme ve büyümenin finansmanı sağlanmaya çalışılmıştır. Bu da büyümenin sürdürülebilir finansmanı için yurt dışı kaynak ihtiyacı sorun olmuştur. Bu da Türkiye’de finansal istikrarı ile çelişkili bir durum olmuştur. Yani biz cari açığın kapanmasının üretimden geçtiğini düşünüyoruz… Türkiye’nin uzun yıllardır uyguladığı yüzde 5 cari açık, yüzde 5 büyüme yüzde 5 enflasyon politikası bizde fiyat istikrarı ile çelişmiştir. Sürdürülebilir olmamıştır.”

“Türkiye’de faizlerin inmesi, maliyetlerin düşmesi, üretimin artması, yatırımların artması noktasında üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz.”

“Yüksek cari açıkla sağlanan dezenflasyonist ortamın fiyat istikrarını sağlamadığını geçmiş yıllardan gördük. Şöyle bir son 20 seneye baktığımızda bunun sürdürülebilir olmadığı çok rahat görürüz.”

***

Çok önemli bir detay. Burada verilecek kredilerin parasal genişlemeye dolayısı ile enflasyona neden olmayacağı belirtiliyor. Sonuna kadar katılıyorum.

“Bir noktada reeskont kredilerinin vadeleri, faizlendirilmesi, kullanımının artırılması ve bir parasal genişlemeye neden olmadan tamamen selektif kredi...”

“...bu noktada zaten Ticaret Bakanlığı, Hazine Bakanlığı, özellikle Sanayi Bakanlığımızın bu konuda daha önce ayrıştırdığı sanırım 900 üzerinde ürün ithal ikamesi sağlayacak ürünlerle ilgili teşvikleri var. Kalkınma Bankamız ile Merkez Bankası arasında yapılan protokol, ayrılan kaynak var. Orada belirlenen NACE kodları ile ilgili sektörler ithal ikamesi….”

“...tamamen bizim o metne baktığımızda yüksek teknoloji, kimya, petrol kaynaklı (muhtemelen petrokimya kastedildi) sektörler yani ithal ikamesi noktasında Türkiye’nin ihtiyacı olduğu sektörel yatırım yapan firmalara daha fazla pozitif ayrımcılık yaparak…”

***

Seçmece aldığım cümleler içindeki özet; üretimin öne çıkarılacağı, fiyat istikrarı diyerek faiz, kur, enflasyon şer üçgeninin içinde kalınmayacağı şeklinde.

Bir izleyicimizin merak ettiği 2 kavramın açıklamasını paylaşmak istiyorum.

İthal İkamesi: İthal edilen bir malın, yurt içinde üretilmesi için uygulanan ekonomik politikalara verilen isim.

Karma Ekonomi: Ekonomi içinde, kamunun da, özel sektöründe üretici olarak bulunduğu ekonomik programın adı. Türkiye’de 1961 Anayasası ile bu kavram kullanılmaya başlanmıştır.