Atlantik sisteminin sonu göründü mü?
Trilyon dolarlar havada uçuşuyor. ABD Merkez Bankası FED faizi acilen “0” yapıyor. Yetmiyor önce 500 milyar dolar, sonra bir 500 daha. Yetmiyor bir trilyon dolar. Ama Kâbe’leri Dow Jones, Nasdaq, S&P 500 isimli hisse senedi borsalarındaki tarihi düşüşün önüne geçemiyorlar.
Trump, petrol fiyatı varil başına 30 dolarları görünce, büyük zarar yazacak olan kaya petrolü şirketlerine sadece onlardan alım yapacaklarını, onları batırmayacaklarını söylüyor. Yetmiyor.
Avrupa sınırsız likidite sözü veriyor. Gerekirse kritik sektör şirketlerini devletleştireceğiz diyor, durmuyor. Atlantik’in tüm kutsal değerleri durmaksızın çöküyor. Sığınılacak güvenli liman sayılan altın, o da düşüyor.
SİSTEMİ KURTAR, İNSANI ÖLDÜR
Büyük Britanya Başbakanı Boris Johnson (Bo), bilime geri dönüp koronavirüse karşı, Darwin’i gösteriyor (Bence doğal seleksiyon diyerek insanı savunmasız bırakmak doğal seleksiyona aykırı, bilimsel değil.). Doğal seleksiyon yapalım diyor. Bunu da halk istemiyor. Bo’nun derdi halk falan değil, yasaklar nedeniyle ekonomik sistemleri çöküyor. Bunun önüne geçmeye çalışıyor. Koronavirüs haritasına dikkat edelim. Çin ve İran’ı çıkalım (bence burada kasıt var) gerisi sözde bilimin, üstünlüğün merkezi Atlantik ülkeleri.
İşin aslı boş vermişlik değil, ekonomik sistemleri elden gidiyor. Sistemi kurtarmak için önlem almak istemediler. İnsanlarını korumak, sistemlerini korumaktan sonra geliyordu. Koronavirüs nedeni ile dünya tedarikinin önemli kısmını sağlayan Çin’de üretimin durması, büyümenin terse döneceği, zaten durgunluk tehdidi altında olan Batılı ülkelerin kesinlikle durgunluğa girecekleri öngörüleri, petrol fiyatında karmaşa yarattı. Petrol fiyatında yaşanan karmaşa sonrası, petrol fiyatlarındaki ani düşüş, krizin tetikleyicisi oldu. Bu başlayan krize, kredi krizi diyenler var. Bence, doğru bir tespit. Çünkü alınan bu kadar önleme ve açık tekliflere rağmen kriz durmuyor. Ateşe benzin atılmış gibi büyüyor.
DOLARIN GÜCÜ YETMEYECEK
Kredi krizi ne demek? Çok basit şekli ile dünyada özellikle 2008 krizinden sonra parasal genişleme adı altında FED, Avrupa Merkez Bankası, İngiltere Merkez Bankası ve Japon Merkez Bankası tarafından basılan trilyonlarca para piyasalara nasıl verildi? Tabii ki kredi olarak, faizi düşük, hatta faizsiz, hatta negatif faizli olsa da, kredi olarak verildi. Yani vadesi var, vadesi gelince geri ödenmeli. Şimdi denilebilir ki; bankalar idare etsin, geri istemesinler. Kazın ayağı öyle değil. Domino taşları devrilmeye başlayınca, tutamıyorsunuz. Hele sisteminiz kamucu değil, bireysel sistem ise. Görüldüğü gibi hiç şansınız yok. Herkes kredisini kapatmanın derdine düşünce para talebi artıyor. İşte bunun için piyasaya “sınırsız likidite” sözleri veriliyor. Ama yetmiyor.
Dünyada sadece “türev” piyasalarının hacmi 800 trilyon doların çok üzerinde. Doğal olarak kredilerden elde edilen paralar ile bu piyasalara girilmiş. DOLAR temelli sistemin gücü, çöküşü durdurmaya yetmeyecek gibi duruyor.
DÖRT MADDELİK GÜVENLİK PAKETİ
Biz ne yapmalıyız: Vatan Partisi'nin, Üretim Devrimi Programı'nın “MİLLİ DİRENME EKONOMİSİ” günleri geldi.
- Gıda Güvenliği
- Güvenliğin Güvenliği
- Sağlık Güvenliği
- Eğitim Güvenliği
olarak sıralanan acil önlemler için Sn. Cumhurbaşkanı başta olmak üzere tüm siyasi partiler, bürokrasi ve halkımız bu göreve hazır hale getirilmeli.
Türk milleti, koronavirüs tehdidine karşı, disipline büyük çoğunluk olarak uyarak, panik ve kışkırtmalara kanmayarak çok büyük bir sınavı başarı ile verdi. Ekonomik sınavı da başarı ile geçecektir.