Atlantik vurdu: AKP zayıf halka
ABD, İngiltere, Fransa... Atlantik’in üç yaşlı haydudu Suriye’yi füzelerle vurdu. Zaten: Sınırlı bir saldırı bekleniyordu.
***
Soru şu: Arkası gelir mi? Bu aşamada görünüyor. Zaten: ABD ve Fransa’dan ilk açıklamalar da böyle.
“Operasyon tamam” dediler.
***
Asıl soru: Atlantik’in hedefi ne? Herkes iki ana gelişmeyi görüyor. Bir: Atlantik, Batı Asya’da ipin ucunu kaçırdı. İki: Süreçte Avrasya inisiyatifi öne geçti.
Füze saldırısı, ön alma...
Bölgede kalma çırpınışıdır.
***
Fakat: Saldırı, güç değil zaaf gösterisi gibi. Bakmayınız “destek” açıklamalarına. Üç ülke yalnız kaldı.
Askeri olarak başka kimse sahaya inmedi.
***
Bir diğer zaaf: Saldırının çapı. Daha doğrusu çapsızlığı.
Prof. Dr. Bessam Abdullah, Şam’dan açıkladı. Şam Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü. Dün Ulusal Kanal’a konuştu. Abdullah’a göre ilk bilanço şöyle: Atlantik füzelerinin yüzde büyük kısmı boşa çıkarıldı.
Nasıl? Rusya’nın siber önleme gücü... Ve hava savunma sistemiyle.
İki de sivil bina vurulmuş. Biri hastane. 3 de sivil yaralı var. Anlamı: Gürültü büyük... Sonuç cılız.
***
Şu bilgi de önemli. Suriye kentlerinde halk meydanlarda.
Atlantik’in kof kabadayılığı korkutmamış.
***
Ama Atlantik füzeleri, Ankara’da birilerini yine umutlandırmış.
Dışişleri’nin açıklamasına bakar mısınız?
Türkiye,”Opresyonu yerinde bir tepki olarak görmektedir.”
“Operasyonu memnuniyetle karşılıyoruz.”
“Suriye rejiminin insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları alanındaki sicili sabittir.”
“Uluslararası toplumun vicdanında bu konuda şüphe yoktur” (14.4.2018).
***
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın...
O da aynı çizgide.
“Kimyasal silahların kullanılması uluslararası hukukun ihlali ve bir insanlık suçudur.”
“Suriye rejiminin cevapsız bırakılması düşünülemezdi. Bu menfur saldırının sorumluları hesap vermelidir” (14.4.2018).
***
Başbakan Binali Yıldırım... “Evet ama yetmez”ci...
Atlantik’in kabadayılarına sitemkar.
“Bugüne kadar neredeydiniz” (14.4.2018).
***
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu.
AKP’nin siyasi hedefini açıkladı.
“Suriye’yi bu rejimden (Esad) kurtarmak gerekiyor” (14.4.2018).
***
Suriye’de... Bölgede 7 yıllık süreç ortada.
AKP’nin siyasi fantezilerinin... Yetmezliklerinin... Hesapsızlıklarının bedelini ödüyoruz. Mehmetçik kan veriyor, can veriyor.
***
Umulurdu ki: AKP liderliği biraz ders alsın.
Ama görülüyor ki: AKP liderliğiyle bir yere kadar...
Her dalgada...
Her rüzgarda savruluyorlar.
***
Türkiye’nin ihtiyaçları, dinamikleri...
Türkiye’nin mecburiyetleri bir basınç yaratıyor.
AKP liderliği o yönde ilerliyor biraz.
***
Şartlar değişir gibi oluyor. Atlantik’ten gelen basınç artıyor bu kez. AKP, o dalgaya kapılıp sürükleniyor.
***
Evet: AKP’nin kafası karışık. Ama bölgemizde siyasi tablo fazlasıyla net.
Bir: Atlantik’in amacı bölgemizi parçalamak.
İki: Bu aşamada hedef Suriye.
Üç: Atlantik’in Suriye’den sonraki hedefi İran değil, Türkiye’dir.
Yani: Atlantik’in füzelerini alkışlayanlar şunu bilsin
Aslında, Türkiye’nin bölünmesine davetiye çıkarıyorlar.
***
Suriye devleti de durumu böyle okuyor.
Prof. Bessam Abdullah sözlerine kulak verelim.
Genel tablo: “Bu savaş sadece Suriye’nin değil... Türkiye’nin de savaşı.”
Kim nerede: “Suriye kaybederse, Türkiye de kaybeder.”
Dikkat: “Bugün Suriye’ye saldıranlar, 15 Temmuz’da Türkiye’ye saldıranlarla aynıdır.”
Yani: “Düşmanımız ortaktır.”
Uyarı: “Saldırıyı destekleyenler hem Suriye’ye, hem de Türkiye’ye münafıklık etmektedir” (14.4.2018).
***
Özet: AKP liderliği, Astana süreciyle yanlışından dönmeye başlamıştı. Rusya ve İran’la ortak hareket ediyordu.
Bu sayede: Türkiye Amerikan koridorunu önce kesti.
Sonra da Afrin kantonunu tasfiye etti.
***
AKP, tekrar Atlantik alkışçılığına soyundu. Bu yolda ısrar ederse...
Türkiye, bırakalım Menbiç’i... Fırat’ın doğusunu kontrol etmek... El Bap’ta, Afrin’de bile zor tutunur.
Suriye’de PKK/PYD devletçiğine sonuna kadar yol verir.
Bu zeminde Güneydoğu’yu tekrar PKK’ya açar.
***
Görülüyor ki: Türkiye’nin stratejik ihtiyaçlarıyla...
AKP liderliğinin karakteri ve yetmezlikleri arasında büyük çelişkiler var.
Yine görülüyor ki: AKP liderliği, Batı Asya birliğinin zayıf halkasıdır.
***
Son söz: Türkiye ya bu çelişkiyi çözecek...
Ya da bölünmeye razı olacak.
Kimse boşuna heveslenmesin: Atlantikçiler kaybedecek.