Avrupa’da savaş psikozu

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Batı uygarlığının sonunun geldiğini itiraf etmişti. Artık uygarlığın, insana ve emeğe değer vermenin merkezi Avrasya’ya kaydı. Doğu da diyebiliriz Asya da. Batı, ekonomik ve siyasi krizler içinde kıvranırken, Asya istikrarlı yönetimlere sahip ve dünyanın üretim merkezi durumuna geldi. ABD ve Avrupa’dan oluşan Batı bölünürken, Yeni Dünya’nın Asya güçleri Çin, Rusya, Hindistan, Türkiye ve onun kanatlarını oluşturan Afrika ve Latin Amerika ülkeleri birleşiyor. Şanghay İşbirliği Örgütü ve BRICS bunun en güzel örneği.

BATI’NIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLERİ İŞLEVSİZ DURUMDA

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’nin patronluğunda oluşan NATO, IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası örgütler işlevsiz hale geldi; bugün Batı Asya, Doğu Avrupa ve Afrika’da yaşanan çatışma ve savaşlar karşısında ağırlığını yitiren Birleşmiş Milletler de... ABD hegemonyasının silahı konumundaki dolar saltanatı da çöküyor.

KÜRESELLEŞME İFLAS ETTİ SERBEST PİYASA ÇÖKTÜ

ABD’nin dünyaya dayattığı küreselleşme ve neoliberal programlar da çöp oldu. Son 15-20 yıl içinde Gelişen Dünya küreselleşmeye karşı önemli darbeler vurdu. Trump’ın ABD Başkanı seçilmesiyle birlikte Batı’nın küreselci serbest piyasa sisteminin tabutuna son çivi de çakılmış oldu. Trump’ın içe dönük korumacı politikaları ve Çin’i dışarıda bırakarak şimdilik üç ay ertelese de gümrük vergilerini artırma kararı küreselleşmenin ve serbest piyasanın esiri olan Batı dünyasını allak bulak etti.

AVRUPA YALNIZLAŞTI

Batı artık iflah olmaz. Bakmayın siz Macron, Merz ve Starmer gibi Avrupalı küreselci liderlerin esip gürlemesine. Aslında bir korkunun dışa vurumudur. Mezarlıktan geçerken ıslık çalan zavallı insanlardır.

Avrupa, başını Asya’nın çektiği çok kutuplu bir dünyada yapayalnız kalmıştır. Artık arkalarında ağababaları ABD’de de yok. Rusya’ya düşman, Çin’e düşman kısaca gelişen Yeni Dünya’ya düşman olan bu küreselci liderler Avrupa’yı kendi sorunlarıyla boğuşan bir duruma getirmiştir.

RUSYA DÜŞMANLIĞI VE SİLAHLANMA

Bugün de ülkelerini felakete sürükleyecek bir savaş çılgınlığı içindeler. Rusya tehdidi aldatmacasıyla savaş kışkırtıcılığı yapmakta ve akıl almaz rakamlar ileri sürerek silahlanma planı yapıyorlar. AB 800 milyar avroluk bir silahlanma planı yaparken, Almanya’nın müstakbel Başbakanı Friedrich Merz Almanya’yı savaşa hazırlıyor; silahlanmak için on yıl içinde 1,7 trilyona ihtiyaç duyulacağını söylüyor. Ama ekonomileri iflas etmiş ve borç batağında çırpınan Avrupa’nın bugün bu kaynakları yaratacak bir ekonomik gücü yok.

Rusya düşmanlığında Avrupa şampiyonu Macron daha bugünden kendi halkına yalanlarını inandırmış. İfop anket kuruluşunun yaptığı ve Le Figaro’nun yayımladığı sonuçlara göre Fransızların %84’ü tehdidin Rusya’dan geldiğine inanıyor. %42’sini iç savaş korkusu sarmış.

AVRUPA'DA SAVAŞIN ELİ KULAĞINDA MI?

Observateur-continental sitesinde siyasi analist Germán Gorraiz Lopez, “NATO'nun Rusya'ya savaş ilan etmesi yakın mı?” başlıklı yazısında, “Halk arasında bir psikoz gelişiyor: Avrupa'da savaşın eli kulağında ve hayatta kalma kitlerini stoklamamız gerekiyor. Bu büyük zehirleme kampanyasının arkasında ne var? Kamu yaşamını askerileştiren ve sivil hakları ortadan kaldıran sıkıyönetimin yanı sıra sosyal harcamaların büyük ölçüde azaltılacağı bir savaş ekonomisi mi kapıda?” diye soruyor ve şöyle yanıtlıyor: “Sokak gösterilerini önlemek için yeni bir tecrit ve ardından sokağa çıkma yasağının yanı sıra insanların kaçmasını önlemek için pasaportların iptal edileceğine dair söylentiler de artıyor.”

Lopez, “Macron, Starmer, Merz ve von der Leyen liderliğindeki Avrupalı seçkinler, Nükleer Tehdit İnisiyatifi (NTI)'ne göre ‘taktik nükleer silahlar’ olarak da bilinen ‘stratejik olmayan’ nükleer silahları kullanarak Rusya'ya karşı düşük yoğunluklu bir nükleer savaşa hazırlanmaktadır.” öngörüsünde bulunuyor.

Fransız halkının son ankette ortaya çıkan ruh halinin şekillenmesinde Cumhurbaşkanı Macron’un yaydığı Rusya korkusunun yanında Atlantikçi ve silah şirketlerinin elinde bulunan medyanın yönlendirmesinin de önemli bir payı vardır. Örneğin yukarıda bahsettiğim Le Figaro gazetesinin sahibi Rafale gibi savaş uçakları üreten ünlü Dassault Aviation’dur.

Diğer taraftan bu küreselci liderlerin savaş ve silahlanma politikalarının karşısına yükselen ülkeler ve milliyetçi güçler var ve her geçen gün daha da büyüyorlar.