22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Avrupa’ya karşı A planı devreye girdi

Evren Devrim Zelyut

Evren Devrim Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Geçtiğimiz ay George Soros’un eski ortağı, Wall Street’in efsanevi yatırımcılarından Jim Rogers ile yaptığımız röportajda duyduklarımız bilenler için sürpriz değildi. Ne demişti Rogers bu röportajda hatırlayalım: “500-600 yıl önce İspanyol ve Portekizli denizciler, 200 yıl önce de demiryollarının inşası dünyanın ve ticaretin kaderini değiştirdi. 21. yüzyılın en önemli olaylarından biri olan 'Bir Kuşak Bir Yol' girişimi ise bu köklü değişimi bu defa Avrasya'da tekrarlayacak.”

Jim Rogers tam da bu yüzden “Akıllı insanlar 1807'de Londra'ya, 1907'de ise New York'a taşındılar. 21. yüzyıl ise Asya'nın yüzyılı olacak" diyerek 2007 yılında Singapur'a yerleşti ve hala orada yaşıyor.

Son aylarda gördüğümüz Avrupa’nın hırçınlığının altında bu gerçeğin de bir payı olamaz mı? Tüm saygın kurumlar yaptıkları tahminlerde Avrupa ve Amerika’nın kısa sayılacak bir sürede ekonomik yarışta Asya’nın gerisinde kalacağını söylüyor.

ALMANYA TÜRKİYE’Yİ KISTIRMAK, KÜÇÜLTMEK İSTİYOR

Almanya ile yaşanan krizi sadece bu ülkede yapılacak seçimlere bağlamak, ekonomik ve tarihsel akışı ıskalamak anlamına gelir. Avrupa ve lokomotifi olan Almanya, Ortadoğu’da ve Asya’da daha kuvvetli yer almak istiyor. Birilerinin dediği gibi Almanya, Türkiye ile kardeşçe el ele tutuşarak Asya’ya yürümek istemiyor. Zira iki ülke de tarihlerinde büyük siyasi ve ekonomik organizasyonlar kurmuş, bölgede etki alanlarını genişletmek isteyen ülkelerdir. Doğal olarak rakiptirler ve birbirlerinin etki alanlarını kısıtlamak isterler.

Bütün bu çekişmelerin ortasında Türkiye’nin yaşadığı ekonomik yolculuğa baktığımızda, vardığı nokta itibari ile görülenler şunlardır: Ülkemiz yaşadığı bütün siyasi ve ekonomik sorunlara rağmen, kendisine 1950’li yıllarda verilmiş olan Rusya’ya karşı bir “uç beyi olma” rolünden çıkma sürecindedir. Bu toprakların işçileri ve girişimcileri siyasi ve ekonomik potansiyellerinin farkına varmışlardır. Bu farkındalık bir zamanlar nüfuz alanımız olan coğrafyalara bu sefer pazar hakimiyeti kurmak için dönüş çabalarını beraberinde getirmiştir.

Hal böyle iken Almanya ve Batının, ihracatının yaklaşık yüzde kırklık bir kısmını Avrupa’ya yapan bir Türkiye’yi önce ekonomik olarak kıstırıp, sonra siyasi olarak küçültmeye çalışması sürpriz olmasa gerek.

TÜRK DEVLETİ ASYA GERÇEĞİNİ GÖRDÜ

AB’nin Türkiye’yi siyasi denetime almak istemesi üzerine hükümet yeni bir çıkış kapısı aramaya başlamıştır. Ve mevcut ekonomik rakamlar ne olursa olsun, Avrupa’nın Türkiye için gelecekte yegâne alternatif olamayacağını artık görmüştür. AB ile yaptığımız ticarete dair rakamlara bakacak olursak, ilgili dengenin de aleyhimize çalıştığı aşağıdaki tablodan anlaşılabilir.

Avrupa’ya karşı A planı devreye girdi - Resim : 1

Bu şartlar altında Türkiye’nin Şangay İşbirliği Örgütü'yle, diyalog ortaklığı statüsünden daha ileri seviyede ilişkiler kurması için yapılacak eylemler, ülkemiz için faydalı bir alternatif olacaktır.

Bu bağlamda hükümetin ticarette Avrupa’ya mahkum olunmaması adına Asya’ya yönelik yaptığı girişimler mevcut konjonktürde akılcı gözükmektedir. Başbakan Binali Yıldırım’ın yaptığı son Asya ziyareti de Singapur ile 2015'te imzalanan ve Türkiye'nin günümüze kadar taraf olduğu en kapsamlı Serbest Ticaret Anlaşması'nın iç hukuk onay sürecinin tamamlandığı döneme denk gelmesiyle oldukça anlamlıdır.

Yıldırım’ın Singapur ziyaretinde, Türkiye’nin, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN) ile oluşturulan sektörel diyalog ortaklığı statüsüne kavuşması, ülkemizin sadece Avrupa’da ısrar eden, eski tek yönlü politikalarının değişmesi adına güzel bir gelişmedir.

Türkiye’nin dünyadan saygı görmesini ve refah düzeyini artırması için uygulayacağı politika yüzyıllar önce Selçuklu bayrağında çizilmiştir. Türkiye o bayraktaki çift başlı kartal gibi bir yüzü batıda, bir yüzü doğuda olan dengeli politikaları daha hızlı bir şekilde hayata geçirmelidir.