28 Eylül 2024 Cumartesi
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Avukat Zeynep Küçük’ün açıklaması (2)

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

Veli Küçük'ün Hrant Dink'i telefonla tehdit ettiği iddiası da tamamen asılsızdır. Nitekim, Avukat Erdal Doğan, Hrant Dink cinayetinden hemen sonra yaptığı açıklamada, "Hrant Dink Veli Küçük'ten çekiniyordu" şeklinde talihsiz bir beyanda bulunmuş olup, akabinde bu kişi hakkında açmış olduğumuz dava sırasında yaptığı savunmada ise Veli Küçük'ün Hrant Dink'i tehdit ettiği yönünde somut bir bilgisinin bulunmadığını, Hrant Dink'in de kendisine böyle bir şey söylemediğini itiraf etmiştir. Bu beyan dava dosyasında mevcuttur. Ayrıca Hrant Dink'in abisi tarafından da bu husus teyid edilmiştir. Ancak, Erdal Doğan'ın cinayetin hemen akabinde, faillerin ve azmettiricilerinin tespiti aşamasında -daha sonra inkâr ettiği- bu açıklama ile kamuoyunu nasıl yönlendirmeye çalıştığının da gözlerden kaçırılmaması gerekir. Gelinen aşamada Hrant Dink cinayetinin arkasındaki güçlerin kimler tarafından, nasıl saklanmaya çalışıldığı ve halen çeşitli devlet kademelerinde hangi görevlerde bulunduklarını dikkatinize sunuyor ve Erdal Doğan'ın açıklamasını bir de bu açıdan değerlendirmenizi rica ediyorum.

Öte yandan evet Veli Küçük, Hrant Dink'in yargılandığı dava sırasında her vatandaşa tanınan Anayasal hakkını kullanmış ve gizlemeden, saklamadan ve açık bir tutum sergileyerek müdahale dilekçesine imzasını koymuştur. Kamuoyunda bilinen Hukukçular Birliği Derneği Başkanlığını yapan Avukat Kemal Kerinçsiz ile tanışmış olması ve nezaket kapsamında telefon görüşmelerinin bulunmasının yadırganacak bir yanı olmadığı açıktır. Yaptığı tüm telefon görüşmeleri de dava dosyasında mevcuttur. Veli Küçük'ün kişisel hassasiyet taşıdığı konularda vatandaş olarak haklarını kullanması suç ve derin devlet, kontrgerilla, gladyo mensubiyetinin delili ise bu suçu işlemiştir.

* Üzeyir Garih'in öldürülmesi olayıyla Veli Küçük'ün bağlantılı olduğu iddiası Yeni Şafak gazetesine ait olup, Abdullah Öcalan tarafından da desteklenmiştir (17 Aralık 2008). Bu iddia ortaya atılır atılmaz Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz tarafından derhal harekete geçilmiş, failin ifadesi alınmış ve soruşturma başlatılmıştır. Dosyanın faili Yener Yenmez aslında bir Osman Yıldırım vakasıdır ve cinayet nedeniyle hüküm aldıktan (2003) sonra, Fehmi Koru'ya yazdığı bir mektupla olayın Ergenekon sanıkları ile ilişkilendirilmesi girişiminde bulunmuştur (2008). İleri sürülen iddiaların tamamı asılsız ve dayanaksızdır. Ergenekon soruşturması sırasında da bu cinayetin Ergenekon davası ile ilişkilendirilmesi için büyük çaba harcanmış olmasına rağmen başarılı olunamamıştır. Başarılı olunan tek husus, bu yöndeki iddiaların internet ortamında yer alması sağlanarak, Veli Küçük isminin arama motorlarına girilmesi halinde bu cinayetle ilişkilendirilmesini temin eden haberlerle istedikleri algının yaratılmasına hizmet eden bir vak'anın daha yaratılmasıdır.

* Veli Küçük, Endi mağazalarındaki görevinden, bağlı olduğu holding bünyesindeki Finansbank'ın Yunan Kilisesi'nin Bankasına satılması üzerine ayrılma kararı almıştır. Bu itibarla, köşenize taşıdığınız Finansbank'ın Yunan Kilisesi'nin Bankasına satılmasına yardımcı olduğu iddiası tamamen dayanaksız ve uydurmadır. Bırakınız yardımcı olmayı, alınan bu karar üzerine Yönetim Kurulu üyeliği görevinden istifa etmiştir.

Sayın İnce, yukarıdaki açıklamaları detaylandırmak, belgelemek ve bugüne kadar Veli Küçük hakkında ileri sürülen diğer iddiaları da ayrıntılı olarak cevaplamaya her zaman hazırız.

Nitekim, 5 yıl süren Sözde Ergenekon yargılamaları sırasında gerek ben ve gerekse müvekkilim tarafından pek çok kez hakkında ileri sürülen tüm iddialara cevap vermeye hazır olduğumuz ifade edilmiştir.

Veli Küçük, kendisiyle ilişkilendirilmeye çalışılan faili meçhul cinayetler konusunda da ısrarla taleplerde bulunmuş ve hangi faili meçhul cinayet ile bağlantısının bulunduğunun kendisine bildirilmesini talep etmiş ve hatta bununla da yetinmeyerek görev yaptığı bölgede faili meçhul kalan bir cinayet bulunup bulunmadığı hususunun ilgili birimlerden sorulması tarafımızca talep edilmiştir. Verilen cevapta müvekkilin görev alanında siyasi olarak nitelendirilecek ve kamuoyunda faili meçhul olarak adlandırılan hiçbir cinayetin bulunmadığı dosya kayıtları arasındaki yerini almıştır.

Veli Küçük'ü özellikle birtakım itirafçıların ifadeleri kullanılarak 1990'lı yıllardaki sözde Jitem yapılanması ile ilişkilendirilmeye gayret ederek kara bir propaganda aracı olarak kullananlara şu sorunun sorulmasında yarar vardır.

Veli Küçük'ün hangi tarihlerde nerede görevde olduğunu biliyor musunuz? Hangi faili meçhul cinayetle, hangi kanıta dayanarak sorumlu tutuyorsunuz? Hangi toplu mezar, hangi asit kuyusundan bahsediyorsunuz? Veli Küçük'ün tüm bunlarla bağlantısını somut bir delil ve/veya tanık beyanı ile kurabilir misiniz?

Veli Küçük, Ergenekon yargılamaları sırasında def'aten, görevi sırasında gerek kendisinin ve gerekse personelinin karışmış olduğu iddiasıyla ortaya konabilecek tüm somut ve hukuki dayanağa sahip suçlamaların sorumluluğunu şahsen aldığını ve hesabını bizzat vermeye hazır olduğunu beyan etmiştir."

(Devam edecek)