Avusturya’dan Ozan Ceyhun geçti
Avusturya’da Türkler, çifte vatandaşlık düzenlemeleriyle ilgili hükümetin uyguladığı baskılar ve siyasi gerilim nedeniyle endişeliydi. Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz’un Türkiye ile yürüttüğü tartışmalı politikalar adeta bir bilek güreşini andırıyordu. Sanki, “Türkiye mi, Avusturya mı daha güçlüdür” biçiminde topluma yansıyordu. Siyasi güç mücadelesi her geçen gün daha da belirginleşiyordu. Bu mücadele, en fazla Avusturya’da hayatlarını emeklerinin karşılığıyla geçiren Türkleri etkiliyordu. Türkler, belirsizliğe itilmiş ve yalnız hissediyorlardı. Bir yandan da Kovid-19 salgını Avusturya'da hızla yayılarak halkı ve Türkleri daha da tereddütte bırakmıştı. Yeterli maske ve test kitleri bulunmuyor, test kuyruğu yüzlerce metreyi buluyor, test ücretleri ise her geçen gün artıyordu ve bu ücretleri vatandaş kendi cebinden karşılıyordu.
TECRÜBELİ VE TEŞKİLATÇI BÜYÜKELÇİ
Türkiye Cumhuriyeti Viyana Büyükelçiliği’ne Ozan Ceyhun’un atanacağını öğrendiğimizde, bu gelişme büyük bir ilgiyle karşılandı. Ancak Ozan Ceyhun’un büyükelçi olarak atanması, Türkler arasında bazı tepkilere yol açarken, Avusturya’daki siyasi partiler arasında da tartışmalara neden oldu. Bazı Avusturya partileri onu "istenmeyen adam" ilan etmek için çeşitli girişimlerde bulundu.
Ozan Ceyhun’un iyi derecede Almanca bilmesi, Almanya ve Avusturya’daki siyasileri tanıması, 1980'li yıllarda Viyana'da bir süre bulunmuş olması ve dolayısıyla Avusturya’yı yakından tanıması büyük bir avantajdı. Ayrıca güçlü bir teşkilatçı olması, onun diplomatlık kariyerinde kazandığı en önemli yeteneklerinden biriydi.
Ozan Ceyhun göreve başlar başlamaz aktif, atak ve Türk toplumuna yönelik açık çalışmalar yapmaya başladı. Büyükelçilik binasında, Avusturya'nın bağımsızlığını ilan eden anlaşmanın imzalandığı tarihi halının bulunduğu salonu, ayrım yapmadan Türk dernek temsilcilerine açtı. Bu salonda Türklerin Avusturya’daki sorunlarını çözmeye yönelik adımlar attı. Çalışmalarını ve başarılarını sürekli olarak Türk toplumuyla paylaştı. İşletme açılışlarına katılarak Türk iş insanlarına moral verdi. Türklerin maruz kaldığı saldırılara karşı cesurca tavır aldı ve onlara yalnız olmadıkları mesajını verdi.
Özellikle Türkiye'nin en büyük doğal felaketi olan 6 Şubat 2023'teki depremde, Avusturyalıların yardımını organize etmekteki rolü büyük oldu. Türk toplumunu hemen harekete geçirerek, milyonlarca avro değerinde yardım topladı. Onlarca TIR dolusu yardım malzemesi Türkiye’ye gönderildi ve bu yardım kampanyasındaki başarı Avusturya’da yaşayan Türklere de büyük bir moral oldu. Ayrıca, Avusturya’da sel felaketinde bir Türk ailesini kurtaran, Türkiye’nin yaşamış olduğu en büyük doğal felaketlerden biri olan 6 Şubat 2023 depreminde deprem bölgesine giden Avusturyalı yardım ekibini büyükelçilik binasında ağırladı ve onları onurlandırdı.
HERKESİ KUCAKLAMAYI BAŞARDI
Ozan Ceyhun, kısa sürede Avusturya’daki her türlü siyasi çevre ve partiyle sağlam ilişkiler kurmayı başardı. Bu sayede, 2024 Eylül seçimlerinde Türkler ilk kez seçimin ana konusu haline gelmedi.
Ozan Ceyhun hakkında birkaç kez bu sayfalarda yazılar yazdım. Daha fazla bilgi edinmek isteyenler, Kasım ayında Ankara Nobel Yayıncılık tarafından yayımlanan "Avusturya’da 60 Yıl, Misafirlikten Ev Sahipliğine" adlı kitabımda daha detaylı bilgilere ulaşabilirler.
Gönül isterdi ki Ozan Ceyhun, Viyana’dan ayrılmasın. Deneyimi, kurduğu güçlü ilişkiler ve siyasi çevrelerle önemli işler başardı daha pek çok iş yapabilirdi, ancak kendisine yeni görevinde başarı dilemekten başka bir seçeneğimiz yok. Viyana’dan bir Büyükelçi Ozan Ceyhun geçti. Güle güle gitsin, yeni görevinde başarılar dileriz. Yolu açık olsun. Hepimize hakkını helal etsin. Bizim de ona hakkımız geçtiyse helaldir. Ozan Ceyhun Avusturya’da yaşayan bizlere duygusal bir mektupla veda etti. O mektubu okurlarımızın bilgisine sunuyorum.
T.C. Viyana Büyükelçisi Ozan Ceyhun’un veda mesajı
Değerli vatandaşlarımız, Avusturya-Türk toplumunun kıymetli mensupları ve Avusturyalı dostlarımız,
24 Şubat 2020 tarihinden bu yana T.C. Viyana Büyükelçisi olarak yürüttüğüm vazifemi bugünitibariyle tamamlıyorum. Derin tarihi ve kültürel bağlara sahip olduğumuz Avusturya’da ülkemizi gururla temsil etmek benim için en büyük onur oldu.
Bundan 4 yıl 10 ay önce, Türkiye-Avusturya ilişkilerini karşılıklı anlayış, empati ve işbirliği temelinde geliştirmek üzere Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından görevlendirildim. Bu süre zarfında, birçok tarihi olay ve ana beraber şahitlik ettik.
Görevime tüm dünyayı kasıp kavuran Kovid-19 pandemisinin gölgesinde başladım. Pandeminin getirdiği zorluklara hep birlikte göğüs gerdik. Kapsamlı önlemlere rağmen, Avusturya çapında birçok insanımızı ne yazık ki kaybettik. Bu zor zamanda, Devletimizin vatandaşlarımızın yanında olduğunu gösterdik, insanımıza azami destek sunduk.
Hatırlayacağınız üzere Türkiye, 6 Şubat 2023 sabahı meydana gelen depremlerle yüreklerimizin yandığı bir güne uyandı. 50 binden fazla vatandaşımız hayatını kaybetti, 100binden fazla vatandaşımız yaralandı. Avusturya makamları, kara gün dostu olduklarını gösterdi.
Bu zor zamanımızda hızla bölgeye intikal ederek, arama kurtarma çalışmalarına destek verdi, birçok canın kurtarılmasını sağladı. Viyana’dan Bregenz’e, Salzburg’dan Klagenfurt’a Avusturya’nın dört bir yanında yaşayan vatandaşlarımız ve Türkiye dostu Avusturyalılar, Büyükelçiliğimiz ve Başkonsolosluklarımız aracılığıyla ülkemize ulaştırdığı yardımlarla depremzedeleri yalnız bırakmadı. Tüm bu fedakârlık ve seferberlik için bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
2023 yılı ülkemiz için seçim yılıydı. Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nin yurtdışı ayağı kapsamında, Viyana, Salzburg ve Bregenz’e ilaveten, ilk kez Graz, Innsbruck ve Linz’de de birçok sandık kurarak vatandaşlarımızın yurttaşlık görevlerini kolay ve sorunsuz bir şekilde yerine getirebilmelerini sağladık.
Sayın Cumhurbaşkanımız ve Avusturya Federal Cumhurbaşkanı Sayın Alexander Van derBellen ile Federal Şansölye Sayın Karl Nehammer’in gösterdikleri iradeyle, Türkiye Avusturya ilişkilerinde büyük bir değişim ve dönüşüme hep birlikte şahit olduk. Bu dönüşümle birlikte, ikili ilişkilerimizin olumlu bir zeminde ilerlemesi süreci başladı. Böylece, 4 yıl 10 aylık sürede, ülkemiz ile Avusturya arasında Meclis Başkanı, Hükümet Başkanı ve Bakan düzeyinde birçok karşılıklı ziyaret gerçekleşti. Söz konusu ziyaretlerden en önemlisi şüphesiz ki Federal Şansölye Sayın Nehammer’in 10 Ekim 2023 tarihinde ülkemize gerçekleştirdiği resmi ziyaretti. Bu, birAvusturya Federal Şansölyesinin 22 yıl aradan sonra Türkiye’ye gerçekleştirdiği ilk resmi ziyaret olması nedeniyle tarihi nitelik kazandı.
Cumhuriyetimizin ilanının 100. yıldönümünü ülkemizde olduğu gibi Avusturya’da da büyük bir gurur ve coşkuyla idrak ettik. Avusturya Çalışma ve Ekonomi Bakanı Sayın Martin Kocher başta olmak üzere birçok üst düzey misafir ile vatandaşlarımızı ağırladığımız, Cumhuriyetimizin 100. yaşına yakışan iki prestijli etkinlik tertipledik. Mensupları 6 Şubat depremlerinden etkilenen Antakya Medeniyetler Korosu da etkinliklerimizde sahne aldı.Koronun performansı hem bir kültür mozaiği teşkil etmesi hem de üyelerinin deprem bölgesinden gelmesi sebebiyle ayrıca önemliydi.
2024 yılı ise, Türkiye-Avusturya ortak tarihi açısından iki önemli yıldönümünü idrak etmemize vesile oldu. Ocak ayında, Türkiye-Avusturya Dostluk Anlaşması’nın 100.; mayıs ayında ise Türkiye-Avusturya İşgücü Anlaşmasının 60. yılını kutladık. Bu yıldönümleri için tertiplediğimiz etkinliklerde, yine birçok üst düzey Avusturyalı yetkiliyi ağırladık.
Görev sürem boyunca, Türkiye-Avusturya ilişkilerindeki istikrar ve karşılıklı güvenin Avusturya-Türk toplumunun huzur ve refahının teminatı olduğuna inandım. Bu perspektifle çalışmaya özen gösterdim. Gerçekleştirdiğim Eyalet ziyaretleri vesilesiyle ülkemizle Avusturya arasında bir köprü olan siz değerli vatandaşlarımızla sık sık bir araya gelmeye, sorunlarınızı dinlemeye ve bunları eyalet yöneticilerine aktarmaya çalıştım. Bildiğiniz üzere, 60 yıllık bir geçmişe sahip Avusturya-Türk toplumu, 350 bine yaklaşan nüfusuyla, Avusturya’daki en büyük dördüncü toplumdur. Geldiğimiz noktaya bakınca, Türk toplumunun Avusturya’nın ayrılmaz bir parçası olduğunu büyük bir gururla görmekteyim. Milletvekili, üst düzey yönetici, kamu görevlisi ve akademisyen çıkaran toplumunuzun, hayatın her alanındaki varlığı bunun en güçlü kanıtıdır. İnsanımızın karşılaştığı büyük zorluklara rağmen, zaman içerisinde büyük gelişme göstererek, toplumsal hayatta özgüvenli şekilde yer aldıklarını görmekten gurur duymaya her zaman devam edeceğim.
İkili ilişkilerimizde yakaladığımız bu olumlu ivme ve Avusturya-Türk toplumunun iki ülke arasında kurduğu dostluk köprüsünün önümüzdeki dönemde de süreceğine inanıyorum.Türkiye ve Avusturya, ikili ilişkilerini tarihi ve kültürel bağlarına yakışır şekilde daha da geliştirecek ve güçlendirecektir.
Görev sürem boyunca bana güven ve desteklerinden dolayı, Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Dışişleri Bakanımız ve Bakan Yardımcılarımız başta olmak üzere tüm yetkililerimize şükranlarımı arz ediyorum. Bu yolda beni yalnız bırakmayan kıymetli eşim Azize Ceyhun’a ve Bakanlığımız merkez teşkilatı, Büyükelçiliğimiz, Başkonsolosluklarımız ile bağlı ihtisas birimlerimizdeki mesai arkadaşlarıma destek ve emekleri için teşekkür ediyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle, sizlere saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Kalın sağlıcakla.