Ayaş yolları
Hafta sonu Ankara’ya 58 km. uzakta ve 910 m. yüksekte, karasal iklime sahip Ayaş’taydık. Çiftlik sahibi Oğuz Şen ve eşi Demet Şen bizi gezdirdi. Sonra Antropolog Hülya Şen “Güllüdere Mutfağı’nda” bizleri Tarhana çorbası, Ayaş Kapaması, Dana Haşlaması, Kuzu Güveci, Ayaş Sarması, Burma Baklava, Hoşmerim ve ünlü meyveleri Dut, Kiraz ve Kayısı ile ağırladı. Bu diyar, Oğuzların Bozok Kolu, Günhan Oğulları, Bayat Boyu, Barak Obasına bağlı Ayaş Oymağının yerleşim yeridir. Kelime anlamı aydınlık gece olan Ayaş 1071’den beri işgal edilememiştir. Civarda Bayat, Avşar, Peçenek, İlhan, Kayı ve Kargı gibi Oğuz Boylarının isimlerini taşıyan köyler bulunur. Komşusu Güdül’ün Avşar, Kayı ve Kınık tamgalarını taşıyan Türk yazıtları ve öncesindeki kaya resimleri Türklerin bölgedeki varlığını en az 5-6 bin yıl öncesine götürür. Osmanlı’nın Vezir-i Azam Nişancı İsmail Paşa, Hekim Şaban Şifai, Seyit İsmail Paşa, Es’ad Muhlis Paşa, Muallim Şakir Efendi ve Sadullah Paşa gibi devlet büyükleri Ayaşlıdır. Saray mutfağına ürün ve saray erkânına iyi yemek yapan eşler buradan gitmiştir. Tarım, hayvancılık, şeker pancarı, taze sebze, meyve ve süt üretimi başlıca gelir kaynağıdır. Köroğlubeli yaylalarından Güllüdere (1050m.) Ovabağı ve Karadere’de; Türklerin köpeği olarak bilinen safkan Sivrihisar Akbaş’ları, Sivas Kangal’ları ve Malaklı köpekleri hayvan gütmekte kullanılır. Şen ailesinin 50 yıllık mayasından yoğurt ve ondan da tereyağı yapılır. Yöresel “Basma Peyniri” için işlik hazırdır ama ustaların Ayaşta oturmak istemediği için üretilemez. Kendi otlaklarında yetiştirdikleri ineğin “fasla” denen midesinden yani işkembesinden yapılan çorbanın içinde yapay “jöle” bulunmaz. Hülya Şen; işkembe temizlemesini, çorbalık hazırlanmasını büyükannelerinden öğrenmiştir ve lokantasında uygulatır. Eti bol sucukları ve pastırması meşhurdur. Ankara’da yerel üretim pazarları kurulamadığı için süt ve bostan ürünlerini orada uygun fiyata satamazlar. Tarlada kilosu 0,50 kuruş olan Domates, aracılar ve stokçular nedeniyle Ankara pazarında 3,5 - 4,5 TL’yi bulur. Ayaş Ankara’nın günlük süt ihtiyacını büyük ölçüde karşılar. Ankara Keçisinin anavatanı Ayaştır. Türkiye’de tarım ve hayvancılığın gerilemesinden nasibini Ayaş da alır. Ulusal kırmızı et konseyi yönetim kuruluna göre ülkemiz protein ihtiyacını karşılayacak olan yerli arzda şimdiden yetersizdir. Kimi uzmanlar Asya’daki gibi böcek bile yiyeceğimizi tahmin ederler. O nedenle Şen ailesi Frig buğdayı ve sağlıklı yaşamla ilgili gıda seçenekleri üretmek üzerinde çalışıyor. Hâlbuki Ayaş’ta kuzu etsiz sofra, kıymasız kahvaltı eksik olmaz; buna karşın kiloda yapmaz. Yarım saate kalp atışlarını düzenleyen “Alıç Sirkesi”, bağışıklığı güçlendiren ve halsizliği gideren “Karadut Şerbeti” yerel olarak tüketilir. Büyük toprak sahipliği halen mevcuttur. Seçimlerin kaderini toplu oylar tayin eder. Ancak toprak hızla el değiştirir. Yeni iletişim teknolojisi zenginleri, Ankara Üniversitesi ve TOKİ gibi kurumlar konut yapmak için yüksek fiyatlara tarım arazisi satın almaktadır.
KÜLTÜR
Ayaş Beldiyesi 1872’de kurulmuştur. Ayaş’tan Sapanca’ya İpek Yolu ve Evliya Çelebinin güzergâhıyla örtüşen bir gezi yolu yapılacaktır. Kumludoruk tepesi yamaç paraşütü için uygundur. Ayaşta okuma düzeyi yüksektir. İlçede Selçuklulardan kalma Karakaya Kaplıcası, Sinanlı Ilıca havuzu ve Paşa Hamamı, maden suyu kaynakları, bir halk kütüphanesi, Karataş Kültür Müzesi, Ankara Üniversitesine bağlı 2 yıllık Meslek Yüksek Okulu, 75 yataklı Halk Hastanesi, Ayaşlılar Vakfı, Camiler, Kaplıca otelleri ve fizik tedavi merkezleri vardır. Okul temsilleri tiyatro ihtiyacını karşılar. İlçe; otuzüç mahalleden meydana gelir, dış mahallelerden Karakoyunlu’nun merkeze uzaklığı 25 km.dir. Çanıllı ve Oltan beldeleri gezilmesi gereken yerler arasındadır. Hacı Bayram Veli’nin haleflerinden Bünyamin Ayaşi’nin Camii ve türbesi 16.yy’dan kalmadır. Ayaş köylerine “ahiler” yerleşip çiftçilik yapmıştır. Alevi ve Bektaşilik kolundan gelme “Bıçakcı” ve “Melami” görüşleri birlik içinde yaşar. Eski Türk evleri onarılmış olup bir kaçı ziyarete açıktır. Ayaş’a has Çan ve Güvey çiçekleri bilimsel araştırma konusudur. Yerli güllerden gül suyu ve gül reçeli yapılırken her yeri kaplayan karaağaçlar, gülleri yok etmiştir. Elektrik telleri, tv antenlerinin yarattığı manyetik alan da Ayaş’ın doğasını tahrip eder. Şehitlik tepesi Lavanta öbekleriyle doludur. Bakın ozan diyor ki “Ayaş yollarından aştımda geldim, Boyunu boyuma ölçtüm de geldim, Güzeller içinden seçtim de geldim.”