Ayazağa Kasrı'nı Abdullah Gül'e devredeni arıyoruz! (114)
Huber'i altı aydan fazla bir süredir işgal eden Abdullah Gül'e, bu kez Maslak'taki Ayazağa Kasrı'nın verildiğini biliyorsunuz...
Hem de tam 49 yıllığına...
Kasır, “sarayın küçüğü, köşkün büyüğü” anlamına geliyor...
Hemen hepsi Osmanlı padişahları tarafından sözüm ona “av sırasında dinlenmek” için yaptırılmış ama...
Asıl amaç “kaçamak”mış!
Diğer bir deyişle, dönemin en pahalı malzemeleriyle, en usta mimarlara yaptırılan bu kasırlar padişahların “garsoniyer”iymiş!
***
Dünkü yazımda Meclis Başkanı Cemil Çiçek'e, “Ayazağa Kasrı'nı, Abdullah Gül'e neden ve hangi şartlarla devrettiniz?”diye sormuştum.
Cemil Bey sabah saatlerinde telefon etti ve bu kasrın Milli Saraylar'a, dolayısıyla kendisine bağlı bulunan kasırlardan olmadığını, dolayısıyla kimseye devretmediğini söyledi.
Hassasiyeti için Sayın Çiçek'e teşekkür ediyorum.
Ancak bu durumda iş daha da çetrefilli bir boyut kazandı.
***
Dün bütün gün boyunca bu devir işlemini kimin yaptığını araştırdım.
Taşın altından Kültür ve Turizm Bakanlığı çıktı...
Ayazağa’da içinde Süvari Köşkü, Çinili Köşk ve Ayazağa Kasrı olmak üzere üç tarihi yapının bulunduğu askeri alan, bir kültür merkezi yapılması için 30küsur yıl önce İstanbul Kültür Sanat Vakfı’na devredilmiş... Bu Vakıf, 50 milyondolara yakın harcama yapmasına karşın, maddi sıkıntılar nedeniyle projeyi tamamlayamamış...
Daha sonra, projeyi Kültür Bakanlığı bizzat üstlenmiş ama o da devamını getirememiş...
Ve sonuçta bu alan 2008 yılında, yap-işlet-devret modeliyle 49 yıllığına Multi TurkMall Gayrimenkul Yatırım Şirketi’ne devredilmiş...
Ama... Kasrı 49 yıllığına devralan Multi TurkMall Gayrimenkul Yatırım Şirketi de şimdiye kadarbu projelerin hiçbirini hayata geçirmemiş...
***
Dönelim asıl meselemize:
Ayazağa Kasrı; sonuç itibarıyla bugün Gül'ün vakfına 49 yıllığına verilmiş bulunuyor...
Kim verdi?
Eğer Kültür Bakanlığı verdiyse; bu kasır Kültür Bakanı'nın dedesinin malı mı?
Yok; devir işlemini yapan kuruluş yani Multi TurkMall Gayrimenkul Yatırım Şirketi ise; bu şirketin arkasında kimler var?
Abdullah Gül'e yakınlıkları ya da bu devirden çıkarları ne?
***
Gördüğünüz gibi Huber'i unuttuk, bir başka tarihi binanın derdine düştük...
Arkadaşların taktiği şu:
Rüyalarında bile göremeyecekleri tarihi binaların üzerine bir “perde”örtüyorlar; perdeyi kaldırdığınızda altından kendileri çıkıyor...
Tıpkı, Mandrake gibi!
İHBAR!
7 Haziran'daki Milletvekili Genel Seçimleri'nde aday olmak için AKP'den tam 6 bin 223 kişi aday adayı olmuş...
Hüseyin Özay'ın haberine göre bu adayların yüzde 90'ı kendi şanslarını artırmak için, bölgelerinden aday adayı olan diğer isimleri “paralel”, yani Fethullahçı oldukları gerekçesiyle Genel Merkez'e ihbar ediyormuş...
Ben de Ahmet Davutoğlu'na ihbarda bulunuyorum:
Siz de dahil olmak üzere bütün AKP'liler aslında paralelsiniz!
Tam 12 yıl boyunca onların ekmeğine yağ sürdünüz, devletin en önemli kademelerine hep onları getirdiniz!
İyisi mi şu partiyi tasfiye edin de hepimiz şu “paralel”den kurtulalım.
GÜNÜN SORUSU
Güvenliği neredeyse bir alay asker, polis ve MİT'çi tarafından sağlanan KaçAk Saray'a dün davetsiz bir misafir girmiş... Bu davetsiz misafir, siyah bir köpekçikmiş! Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov için düzenlenen resmi tören sırasında ortaya çıkınca büyük bir panik yaşanmış... Sorum Saray'ın güvenlik müdürüne:
O köpekçik şimdi nerede?
BARANSU SADECE İLK HALKA!
Mehmet Baransu, cemaat ve ABD tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri'ni etkisizleştirmek için kurulan Taraf Gazetesi'nde çalışan ve hiçbir gazetecilik başarısı bulunayan bir muhabirdi.
Birileri 2010 yılında bu arkadaşa bir bavul verdi; arkadaş birden sınıf atladı! TSKaleyhindeki kampanyanın merkezi haline geldi.
Bazı meslek örgütleri bu arkadaşı ciddiye alıp Sedat Simavi Ödülü bile verdi.
O da havaya girdi ve kendisini gerçekten “gazeteci” sanmaya başladı.
O günlerde ona söylediğimiz tek şey, “kendisini kullananların günü geldiğinde bir paçavra gibi kullanıp atacakları”ydı...
Dediğimiz oldu!
Önceki gün tutuklanarak cezaevine konuldu.
***
Madem ki iş bu noktaya geldi; o zaman tek suçlu Baransu değil...
O bavulu verenlerin... Sahte CD'leri ve belgeleri üretenlerin... Bunları manşetlerine taşıyanların... İddianame hazırlayan savcıların... Bilirkişi raporlarına aldırmayıp ağır ceza veren hakimlerin... Doğru dürüst temyiz yargılaması yapmayan Yargıtay üyelerinin de yakasına yapışılması gerekiyor...
Kısacası Baransu, “ilk halka...”
Yargıya düşen kumpasın diğer halkalarına ulaşmak...
Peki; bugünkü kovuşturma, bunun yapılacağına dair umut veriyor mu?
Ne yazık ki hayır!
GÜNÜN İSYANI
Bugünkü Aydınlık'ta yayınlanan habere göre AKP, bir PKK yöneticisinin İmralı'da teröristbaşı Apo'yla görüşmesine izin vermiş... İsyanım iktidara ve buna seyirci kalan Cumhurbaşkanı'na:
Vatana ihanet suçunu işlediğinizin farkında mısınız?