22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Aydınlık Afgan liderlerle görüştü-2: Afganistan İslam Cemaati Lideri Burhaneddin Rabbani: ‘Birliğin bayrağını dikeceğiz’

Ercan Dolapçı

Ercan Dolapçı

Site Yazarı

A+ A-

Aydınlık muhabiri Afgan lider Hikmetyar’dan sonra önemli liderlerden Afganistan İslam Cemaati lideri Burhaneddin Rabbani ile Pakistan’ın Peşaver kentinin Fakirabad semtinde bulunan bürosunda görüşür.

Aydınlık Afgan liderlerle görüştü-2: Afganistan İslam Cemaati Lideri Burhaneddin Rabbani: ‘Birliğin bayrağını dikeceğiz’ - Resim: 1

Aydınlık Afgan liderlerle görüştü-2: Afganistan İslam Cemaati Lideri Burhaneddin Rabbani: ‘Birliğin bayrağını dikeceğiz’ - Resim: 2

Aydınlık Afgan liderlerle görüştü-2: Afganistan İslam Cemaati Lideri Burhaneddin Rabbani: ‘Birliğin bayrağını dikeceğiz’ - Resim: 3

Rabbani de Afganistan’ın Pakistan sınırına yakın kurtarılmış bölgede direnmektedir. Ragıp Duran’ın kaleminden görüşmenin ayrıntısı şöyle yansır:

‘GELMENİZDEN MEMNUNUZ’

“Afgan Müslüman gerilla örgütleri arasında belki de en ünlüsü Cemaat-i İslâmi Afgani (Afganistan İslam Cemaati). Davut Han yönetimi döneminde kurulmuş olan bu örgüt bugün Afganistan’da birçok kurtarılmış bölgeyi yönetiyor.

Cemaat-i İslâmi’nin lideri Profesör Burhaneddin Rabbani, Fakirabad’taki bürosunda karşılıyor bizi. Rabbani 50 yaşlarında var. Bembeyaz entarisi içinde gülümseyerek ağırlıyor bizi:

Müslüman gazeteci kardeşlerimizi burada görmekten son derece memnunuz. Ben zaten dört ay önce Türkiye’de idim. Bursa ve Ankara’da eski dostlarımla görüştüm, diye söze başlıyor.

Rabbani, 27 Nisan darbesine kadar Kâbil Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Şeriat Profesörlüğü yapmış. Bu sıfatı sayesinde İslâm dünyası içinde belli bir ün salmış. Konferanslara katılıyor, bildiriler yayınlıyor ve Afgan halkının mücadelesini uluslararası alanda tanıtmak için büyük çaba harcıyor. Bu yüzden kendisi ile görüşme yapmak oldukça güç.

Zaten Türkiye ile Afganistan arasında tarihe dayalı dostluk ilişkileri vardır diye sürdürüyor sözlerini.

Afganistan subaylarının geçmişte Türkiye’de eğitim görmüş olmalarını hatırlatıyor.

Zaten iki Müslüman ülke olarak Rusya’ya karşı mücadelede dayanışmamız şarttır. Rusya’nın baskısı altında olmayan ülkeler de Moskova’ya karşı savaşmalıdır. Bakın bu Rus kuklası Terakki, Afganistan’da on binlerce insanı öldürdü. Çünkü Rusya bunlara silah veriyor.

Rabbani’nin küçük bürosunda Cemaat-i İslâmi’nin gerillaları ve çevirmen arkadaşlar var. Büyük bir merakla liderlerinin verdiği cevapları dinliyorlar. Afgan gerilla örgütlerinin aralarındaki birlik meselesini soruyoruz. Rabbani alçak sesle ve ağır ağır anlatıyor:

Afganistan’da Kâbil rejimine ve Moskova’ya karşı mücadele eden çeşitli örgütler var. Bunların hepsi Müslüman örgütlerdir. Biz baştan beri birlik talep ettik ve bu yolda bazı adımlar attık. Bildiğiniz gibi 13 Ağustos’ta “Peyman-ı İttihad İslami”nin (İslam uğruna Savaşanların Birliği) kuruluşunu açıkladık. Bu cephede Cemaat-i İslâmi Afgani, Segbetullah Müceddidi’nin Milli Kurtuluş Cephesi, Mohlavi Muhammedi’nin İslâm Devrimi Hareketi ve Yunus Hales’in İslâm Partisi bulunuyor. Bu 4 örgüt uzun süre birlik toplantılarını sürdürdüler ve sonunda böyle bir cephe kurmaya karar verdiler.

Aydınlık Afgan liderlerle görüştü-2: Afganistan İslam Cemaati Lideri Burhaneddin Rabbani: ‘Birliğin bayrağını dikeceğiz’ - Resim: 4

Cephenin siyasi programı ve örgütsel yapısı hakkında bilgi istiyoruz:

Bu konuda tartışmalar hâlâ sürüyor, şeklinde kısa bir cevapla yetiniyor Rabbani:

ÇARPIŞMALAR ÇOK ŞİDDETLİ OLUYOR

Peyman İttihad-ı İslâmi’nin kurulması gerçekten önemli bir gelişme. Ancak bu birlik henüz sağlam temellere oturmamış. Öte yandan Hizb-i İslâmi ve İnkılab-i İslami gibi iki büyük direniş örgütünün bu cephenin dışında kalması da birliğin askeri gücünü önemli ölçüde zayıflatıyor.

Rabbani birlik konusunda oldukça umutlu:

Şimdiye kadar her kurtarılmış bölgeye, her örgüt kendi bayrağını dikerdi. Bundan böyle birliğin bayrağını dikeceğiz.

Cemaat-i İslâmi’nin liderine gerillaların ve şimdiye kadar etkisiz hale getirilen düşman askerlerinin sayısını soruyoruz.

Çarpışmalar çok şiddetli oluyor. Bizim taraf özellikle bombardımanlarda çok şehit veriyor. Ancak son zamanlarda özellikle Rus danışmanını öldürdük. 4 tanesini de esir almıştık ama bölge halkı Rus’a karşı çok hassas (!). Halk bizim de bir muhafızımızı öldürerek, esirlerin tutulduğu yeri bastı ve 4 Rus’u fena halde linç etti. Tabi bu eylem Rusların yaptığı toplu katliamları cezalandırmak içindi.

Öte yandan sadece 27 Nisan darbesinde 15 bine yakın insan öldürüldü. Bizim elimizde kesin sayılar yok ama çeşitli bölgelerden topladığımız sayılara göre, savaşın başlangıcından buyana da 30 bin insan öldürüldü. Uluslararası Af Örgütü de bir araştırma yaptı. Yayınladıkları rapora göre Afganistan’da 20 bine yakın siyasi tutuklu var. Üstelik bu tutuklulara baskı ve işkence yapılıyor. Tutuklular hapishanelerde öldürülüyor.

Tabi bütün bunlara rağmen Müslüman halkımızın mücadelesi gelişerek devam ediyor. Bizim Brejnev’i pişman edeceğiz. Bu Ruslar Afganistan’a girdi ama çıkamayacaklar. Afganistan şimdiden “Rusya’nın Vietnam’ı” olmuştur. “ (Aydınlık, 16 Ekim 1979, s.8.)

Peki, Davut Han yönetimi nasıl devrildi diye bir soru yöneltiyoruz.

Bunun esas olarak 3 nedeni vardır, diye söze başlıyor Cemaat-i İslâmi’nin lideri ve başlıyor anlatmaya:

Birincisi jeo-politik nedendir. Rusya’nın Hint Okyanusuna inmesi için Afganistan engelini aşması gerekir. İkinci neden, Kremlin’in izlediği stratejidir. Onlar uzun süreli bir strateji izlediler ve sonunda kendi adamlarını iktidara geçirdiler. Üçüncü neden de Davud Han’ın tutumudur. O, yozlaşmış bir düzen yarattı. Davut Han 1973’ten sonra dolaylı olarak Rusya’ya bağlandı. Moskova’nın baskılarına boyun eğdi. İçte Halkilere ve Perçamcılara teslim oldu. Ve en önemlisi halka karşı düşmanca bir tutum aldı.

‘RUSYA AFGANİSTAN’I İŞGAL EDECEK’

Rabbani bizim sorularımızı cevaplandırırken cepheden gelen komutanların raporlarını inceliyor göz ucuyla. Zaman zaman da bizden özür dileyerek acil telefonları cevaplandırıyor.

Rabbani ile ilk görüşmemizi yaptığımız sırada Terakki henüz devrilmemişti. Batı basınında çıkan geleceğe ilişkin tahminler hakkındaki görüşlerini soruyoruz Rabbani’ye:

Sizin de bildiğiniz gibi önümüzdeki dönemde üç ihtimal mümkün görülüyor: Birinci ihtimale göre Rusya, Çekoslovakya’da yaptığı gibi direkt olarak Afganistan’ı işgal edecek; ikinci teze göre ise Terakki’nin yerine daha ılımlı bir Sovyet yanlısı iktidara getirilecek; son ihtimal ise şimdiki durumun devamı… Yani Müslüman gerillaların mücadelesi güçlendikçe Rusya’nın müdahalesi de yoğunlaşacak. Siz bu ihtimalleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Birinci ihtimalin gerçekleşmesi bugünkü koşullarda oldukça güç. Rusya Afganistan’ı öyle kolay kolay işgal edemez. Direkt müdahale olursa ABD karşı çıkabilir. Rusya, Afganistan’daki avantajını korumak istiyor. Bu yüzden bir istila hareketine girişirse kendisi için de kötü olur.

İkinci ihtimalin gerçekleşmesi belki mümkün. Ancak Rus yanlısı olduktan sonra Terakki’den sonra gelecek olan adam da karşısında bütün Afgan halkını bulacak. Biz İslâm Cumhuriyetinin kuruluşuna kadar mücadele edeceğiz. Bizim halkımız böyle ince oyunlara gelmez.

Herhalde halihazırda üçüncü plan uygulanıyor. Sizin de belirttiğiniz gibi, bizim mücadelemiz ilerledikçe Rusya Kâbil’deki adamlarına daha çok silah gönderiyor. Ama bu nereye kadar devam eder? Bu sorunun cevabını bir tek Afganistan halkı verebilir.

Rabbani daha sonra bize bürosunun girişindeki fotoğraf sergisini gezdiriyor ve her resmin önünde ayrıntılı olarak bilgiler veriyor:

Bu Bamyan cephesindeki bir mücadeleyi gösteriyor. Burada hükümetin 150 askerini öldürdük. Şu gördüğünüz, Kunduz kentinin içinde bir sabotaj… Burada hükümet nispeten güçlü; üstelik çok da Rus danışmanı var. Bizim savaşçılarımız teker teker bunları temizliyor!” (Aydınlık, 17 Ekim 1979, s.8.)

HİNT OKYANUSUNA İNME STRATEJİSİ

Tekrar içeri girip görüşmemizi sürdürüyoruz:

Biraz evvel Sovyetlerin Hint Okyanusuna inme stratejisinden söz etmiştiniz. Bu konudaki görüşlerinizi biraz daha açıklar mısınız?

Evet. Bu meselenin özü Patanistan ve Belucistan meselesidir. KGB ajanı Pinfuski, anılarını derleyen bir kitapta, Moskova’nın bölgedeki stratejisini açığa vurdu. Rus casusları bugünden Hindistan ve Pakistan’da büyük faaliyete giriştiler. Afganistan’da zaten cirit atıyorlar. Özellikle Belucistan’da ‘ayrılıkçı’ tezlerin propagandasını yapan gazeteler, dergiler çıkarıyorlar. Bizim aramıza da adam sızdırmak amacındalar.

Cemaat-i İslâmi’nin ABD konusundaki tutumunu soruyoruz:

Biz Washington’un Afganistan konusundaki tutumunu pek anlayamıyoruz. Açık bir tutumları yok. Arada sırada ‘insan haklarından’ filan söz ediyorlar. Bizim ülkemizde on binlerce insan öldürülüyor. Ama Washington’un sesi sedası çıkmıyor, diye açıklıyor Rabbani. Ardından da kendi tahlilini şöyle dile getiriyor:

Amerika’nın Sesi Radyosunu dinlediğimizde çok şeyler duyuyoruz. Ama bu sözden öteye gitmiyor.

Burhaneddin Rabbani uzun süre Kahire’nin El Ezher Üniversitesi’nde çalışmalar yapmış. Afganistan’daki mücadelenin Sovyet stratejisi içindeki yerini de tespit etmiş. Bunun üzerine Ortadoğu’daki gelişmelerle ilgili olarak görüşlerini öğrenmek istiyoruz. Rabbani, bölgenin önemini belirttikten sonra “Burada iki süper devlet şiddetli olarak birbirlerine giriyorlar. Her ikisi de bölgeye hâkim olmak istiyor. Ama Müslüman halkların birliği ve mücadelesi sayesinde inşallah Filistin davası zaferle sonuçlanacak. Gerek Afganistan’da bizim zafer kazanmamız, gerekse Ortadoğu’da Filistinlilerin zafer kazanması Rusya açısından büyük bir darbe olacak, şeklinde açıklıyor görüşlerini.

“Türkiye’deki bütün Müslüman kardeşlerimize selamlarımızı götürün.” Rabbani ellerimizi sıkarak ve “Selamünaleyküm” ile uğurluyor bizi. (Aydınlık, 18 Ekim 1979, s.8.)

BURHANEDDİN RABBANİ KİMDİR

Cemaat-i İslâmi Afgani lideri Rabbani, Afganistan’ın Badahşan şehrinde Tacik bir ailenin çocuğu olarak 1940 yılında dünyaya geldi. Mısır’ın ünlü El Ezher Üniversitesi’ni bitirdi. Devlet Başkanı olana kadar Kâbil Üniversitesinde İslam Hukuku profesörü olarak çalıştı. 1960’lardan sonra siyasi faaliyetlere de girdi. 1978 sonrası Sovyet yanlısı darbe ve 24 Aralık 1979 işgalinden sonra direniş saflarına katıldı. 1992 yılında Devlet Başkanı ilan edildi. 1996 yılında Taliban’ın yönetimi ele geçirmesiyle başkentten ayrıldı. 1996-2001 yılları arasında Taliban’a karşı Kuzey İttifakının başına geçti. Afganistan Yüksek Barış Konseyinin başkanı iken İran gezisi sonrası geldiği Kâbil’de, 20 Eylül 2011 günü evinde uğradığı bombalı suikast sonucu hayatını kaybetti. Türkiye’ye yakınlığıyla biliniyordu.

YARIN: Afgan Milli Kurtuluş Cephesi lideri Sibgatullah Müceddidi.