Aydınlık'ın gücü
Yaklaşık bir ay önce yaşlı bir vatandaşımız 65 yaş üzeri kişilere bağlanan yaşlılık maaşını almak için bir PTT şubesine gider ve henüz daha kuyrukta iken yanına yaklaşan tanımadığı bir genç fatura borcu olduğunu söylediği bir kağıt imzalatarak vatandaşın cebinde ki son parası olan 15 lirasını alır. Bir süre sonra vatandaşın dolandırıldığı ortaya çıkınca virüs sebebiyle evine gelemeyen oğlu tarafından suç duyurusunda bulunulur. Daha bu şoku atlatmadan aynı vatandaşın birlikte yaşadıkları engelli oğlu ile evlerinin zili çalınır kapısına bu defa bir kadın evin kirasını istemeye gelir Allah'tan baba yaşlılık oğlu da engelli maaşını henüz almadıkları için sahtekar kadına para veremezler. Böyle bir olayın yaşanması yaşlı ve engelli vatandaşlarımızın zor zamanlarda durumunun ne kadar vahim olduğunu ortaya koyuyor. Her gün eve gelen akrabaları, yakın dostları koronavirüs yüzünden gelemediği için yalnızlar ve korkuyorlar. Bu süreç ekonomik zorluğu da aşarak tam bir güvenlik sorunu haline gelmiş durumda, maddi durumu iyi olan engelli yurttaşla kötü olan aynı dertten, sahipsizlikten muzdaripler. Engelliliğin bazı grup ve seviyeleri var ki, bu kişilerin yalnız başına güvenli bir şekilde yaşamaları mümkün değil. Bu insanların temizlik, yemek, ilaç, market vs ihtiyaçlarının giderilmesi yardımcı kişilerle ancak mümkün olabilmektedir. Seslerinin mutlaka yetkililer tarafından duyulması gerekiyor. Çözüm çok basit: Engellilerin bütün verileri devletin elinde, engelli yurttaşlarımıza ulaşılabilir ve en azından bu zor zamanlarda bir görevli tahsis edilerek bu ve buna benzer sorunlar bir nebze de olsa çözüme kavuşur. Yaşadıkları sorunlar karşısında bizi arayan yurttaşlara devletin verdiği telefonları aramalarını söylüyoruz fakat yetkililerin verdiği bütün telefonları aradıklarını bir sonuç alamadıklarını, son çare olarak bizi aradıklarını söyleyince biz de yapacağımız en iyi şeyi yaptık Aydınlık gazetesiyle irtibata geçtik. Başta gazetenin Genel Yayın Yönetmeni M. İlker Yücel olmak üzere konuştuğumuz bütün kişiler büyük bir heyecan ve istekle engelli arkadaşlarımızla konuştular, onların sorunlarını dinlediler ve bunun haberini yaptılar. Çok değil iki gün içinde bakanlık yetkilileri arkadaşlarımızla irtibata geçerek sorunlarını çözüme kavuşturdular. Bu yaşadığımız tecrübeden sonra basının gücü, önemi bir daha anlaşılmış oldu. Basın toplumun gözü, kulağı ve vicdanı olma sorumluluğuyla hareket ettiği takdir de toplumsal yaralara merhem olabilir. Sahte mutluluk haberleriyle yalancı cennetler yaratmak hafif tabiriyle bu sorumluluğa ihanettir. Aydınlık’a gösterdiği duyarlıktan dolayı bütün arkadaşlarım adına şükranlarımı sunuyor, bu olayın çözümüne yönelik ortaya koydukları etkin çabayı alkışlıyorum.
İsrail sağlık bakanlığının Kovid-19 hastalığının yayılması durumuna özel önlem olarak ağır solunum sıkıntısı yaşayan hastalar ile engellilere solunum cihazı verilmemesi yönünde bir karar aldığına dair haber konuşuluyor. Bu durum karşısında İsrail’de engelli haklarını savunan sivil toplum kurumlarının büyük tepkisinden bahsediliyor. Bu haber doğruysa sorumlularını şiddetle lanetliyor, buna tepki gösteren bütün kişi ve kurumları alkışlıyorum. 2014 yılında da Filistin’de İsrail askerlerinin attığı bombadan en çok etkilenen bir engelli merkezi olmuş, bölgede tek olma özelliği taşıyan merkez kullanılamayacak şekilde tahrip edilmişti. Üstün bir askeri teknolojiye sahip olup da attığı bombanın etkisini hesap edemeyecek (ya da bu etkiyi görmezden gelecek) kadar aymaz (ya da gözü dönmüş) olan böylesi bir zihniyeti ayrıca lanetliyorum. İtalya’da, malum, yaşlıların Kovid-19 mücadelesinde bir nevi “savaş zayiatı” mantığıyla feda edildiği söylendi. İspanya’da bir huzurevinde insanların kaderlerine terk edildiklerine, hatta bir kısmının yataklarında çoktan ölmüş olduklarına dair korkunç haber hepimizi şok etti. En azından, İspanya’nın sosyal devlet onuruna yaraşır şekilde olaya tepki verdiğini öğrendik.
Bunlar, doğru yanlış, görebildiklerimiz, duyabildiklerimiz… Bilmediğimiz kim bilir neler var. Bu bela dünyayı fena vurdu, bir şeyleri yerinden oynatacak ya, hadi hayırlısı.