Az laf çok iş
1994 Ağustos’u. Yaz tatilinde bisikletle geziyordum. Önünde durup bakındığım gazete bayisinde bir dergi dikkatimi çekti, adı Bilim ve Ütopya. Kapakta “Evren Modellerinde Din-Bilim Çatışması” diye bir konu var. Hiç böyle cesur bir başlık görmemiştim. Derhal satın alıp okudum.
Genel olarak bilime ve bilim dergilerine ilgi duymuşumdur. TÜBİTAK’ın Bilim ve Teknik dergilerini babam ilk çıktığı 1960’ların sonlarından beri okumuş, biriktirmişti. Evimizdeki ciltlerini incelemiştim. Ancak Bilim ve Ütopya farklı ve çok etkileyiciydi. Sadece bilim dünyasında olan biten teknik gelişmeleri haber vermiyordu. Bilimden yana bir felsefi tutumu vardı. Aydınlanmacı ve devrimciydi.
O tarihte dergi sayfalarında gönüllü temsilcilik çağrısını görmüş, Eylül ayında İstanbul’a döner dönmez soluğu künyede verilen adreste almıştım. Sosyoloji öğrenimi gördüğüm Selçuk Üniversitesi’nde Bilim ve Ütopya’nın temsilcisi oldum. O yılın sonbaharında aylık 10 adetle başlayan elden satış, bir süre sonra Öncü Gençlik’in işe el atması sayesinde 200 adede kadar çıkacaktı.
BİLİM VE ÜTOPYA’NIN TARİHSEL ROLÜ
Geçenlerde Bilim ve Ütopya Genel Yayın Yönetmeni Cemil Gözel arkadaşım, bir abonelik fişi gönderdi. Otuz yıldır her ay bayiden satın aldığım ve ödünç verilip geri gelmeyen iki-üç sayısı hariç eksiksiz bir koleksiyonuna sahip olduğum dergiyi, bayiden almak iş yoğunluğum nedeniyle bazen işkenceye dönüşüyordu. Etkili bir abonelik kampanyasının hem bu tür avantajları olacağını hem de dergiyi hak ettiği daha yüksek bir tiraja taşımaya hizmet edeceğini uzun zamandır düşünüyordum.
Derginin bir abonelik kampanyası başlatması son derece yerinde bir karar. Bilim ve Ütopya, bilim dünyasında olup bitenin fotoğrafını çeken, aktarmacı ve betimleyici bir dergi değil. Bilime ilişkin bir sosyolojik tutumun sahibi. Bir bilim politikası var. Bilim ve Ütopya, küreselleşme diye adlandırılan emperyalist taarruzun, akıl, bilim, emek, nedensellik, öngörülebilirlik ve ulusal bilim gündemi ihtiyacı alanlarına yönelik cephesinde saldırıyı püskürtme görevini yerine getirdi. Bu cephede emperyalizme ve onun yedeğine girmiş yobazlığa karşı halkın elindeki en önemli araçlardan biri Bilim ve Ütopya oldu.
Hayatta en hakiki yol gösterici bilimse eğer, bilimin hayatın merkezine konulması, siyasetin bilimin emrine verilmesi, gerçeğe sadakat duygusunun içimize işlemesi şarttır. Bu ise, bilim kültürünü topluma hâkim kılmayı gerektirir. Toplumca yaşadığımız her olay, bize döne döne bunun ne kadar yakıcı bir ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Yüzlerce örnek verilebilir. Sözgelimi deprem olgusu karşısında bile görüyoruz. Kentlerimizi bilimsel verilere uygun inşa etmeyişimiz ya da depremi bilimsel bir zeminde kavrayarak kültürel davranış kodları geliştiremeyişimiz, hep bilime mesafeli durmamızın toplumsal bedelleri olarak bize geri dönmüyor mu?
DİSTOPYAYA KARŞI ÜTOPYA
Emperyalist küreselleşme sürecinde aklın ve bilimin küpeşteden aşağı atıldığı, yerine hurafe ve cehaletin konulduğu distopik evrenin maddi temelini üretimden kopuş süreci oluşturdu. İnsanlığa yeni bir ortaçağ dayatanlar, ayaklarını kumarhane kapitalizmi denilen bir sıcak para ve borçlanma ekonomisine basmışlardı. Ancak artık taarruz döneminin sonlarına yaklaştık. Dolar saltanatının çöküşünü ABD’nin önlenemez gerileyişi izliyor. Trump’ın mütecaviz çırpınışlarının, Asya uygarlığının yükselişini engellemeye yetmeyeceği görülüyor. Milli devletlerin kayıplarını telafi edeceği, ulusal kalkınmacılığın ve üretimin yeniden değer kazanacağı yeni bir dünya kuruluyor. Çanlar distopya için çalıyor. Ütopya’nın çağına giriyoruz.
Siyasal mücadelelerin cepheleri olur. Bilim ve aydınlanma cephesindeki kazanımlar, diğer cephelerin elini güçlendirir. Üretim ekonomisi için mücadele, Cumhuriyet’in emekçiden yana karakterini yeniden ayağa kaldırmaktan; o, milli hükümeti kurmaktan; öbürü kadınların özgürleşmesinden; diğeri aklın ve bilimin itibarının iade edilmesinden ayrılamazlar. Bu nedenle çağımızda bilim için mücadele sadece bilim alanını etkileyen sonuçlar doğurmaz. Bunun tersi de geçerlidir. Dolayısıyla Bilim ve Ütopya sadece bir bilim dergisi değil. Emperyalizm, postmodernizm ve gerici cehaletin üzerimize boca etmeye çalıştığı distopya cephesinin yerine insanca bir geleceği inşa etme ütopyamızın simgesi ve aracı…
Bugün Bilim ve Ütopya Dergisi’ni daha yüksek tirajlara taşımak ve toplumsal etkinlik düzeyini yükseltmek bütün vatanseverlerin görevi. Dergi başlangıç olarak 500 yeni abone hedefi koymuş. Bence yetersiz bir hedef. Ama madem böyle uygun görmüşler, kendimle başlayarak eksi bir diyorum. Kaldı geriye 499.
Değerli Aydinlik.com.tr okurları.
Aydinlik.com.tr ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Aydinlik.com.tr bunlardan sorumlu tutulamaz.
Aydinlik.com.tr yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.