05 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Azalan getiri yasası

Cengiz Çakır

Cengiz Çakır

Gazete Yazarı

A+ A-

Bu yazı girdi kullanımında kazanç sağlamakla ilgilidir. Anlatım kolaylığı için gübre ile ilgili varsayımsal bir örnek verilmiştir. Gübreleme deyince ilk akla gelenin kimyasal gübreler olduğunu üzülerek belirtmek gerekir. Tarım Bakanlığının Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü sitesinde yer alan Adana ilinde yapılmış geniş kapsamlı bir araştırma raporuna dayanarak konunun önemini vurgulayalım (Bkz.1). Araştırma kapsamına giren beş üründe gübreleme masraflarının üretim giderleri içindeki payı Çizelge 1'de özetlenmiştir.

Azalan getiri yasası - Resim: 1

Gübreleme ayçiçeği dışındaki tüm ürünlerde toplam üretim giderleri içinde makine çekigücü giderlerinden sonra ikinci sırada yer alan önemli masraf kalemidir. Ayçiçeğinde tohumdan sonra üçüncü sıradadır. Gübreleme masraflarında yapılacak tasarruf işletmenin kârlılığını artırması yanında topraklarımızın ve çevrenin korunması açısından da yararlıdır. Büyük ölçüde döviz ödenerek dışarıdan aldığımız bu kaynağın akılcı ve tutumlu kullanılması ulusal ekonomi açısından da faydalıdır.

Dağcılık yapan bir sporcu için zirveye çıkmak büyük bir başarıdır. Yüksek atlama yapan ya da, halter kaldıran sporcu her seferinde daha yüksek bir dereceye erişmek ister. Hedefine ulaştığı ya da rekor kırdığı zaman keyfine diyecek yoktur. Toplum da onu takdir eder.

Çiftçiler para kazanmak için üretim yaparlar. Saksıda üç beş çiçek yetiştiren ev kadını veya birkaç kök sebze fidesi dikerek oyalanan emekli gibi davranmaları doğru değildir. Şimdi size ters gelecek bir söz ileti... “Yetiştirmekte olduğunuz üründen en yüksek verimi elde ederseniz zarar edersiniz.” Yanlış okumadınız, tarafımdan da yanlış yazılmadı. Evet, zarar edersiniz. Nasıl olduğu aşağıdaki çizelgede görülebilir.

Çizelge 2’deki ilk iki sütunda çeşitli yoğunlukta gübre uygulandığında elde edilen ürün miktarları verilmiştir. Hiç gübre verilmediği zaman dekardan 150 kilogram ürün alınırken, 25 kg gübre verildiğinde 425 kg/da olan en yüksek verime ulaşılmaktadır. 30 kg gübre verilince verimde azalma olmaktadır. Çoğu çiftçinin yaptığı gibi en yüksek verim olan dekara 425 kiloyu hedef kabul edip, 25 kilogram gübre atmaya kalkışmak doğru değildir.

Gübre 5 kilogramlık dilimler halinde sabit bir hızla artmaktadır. Her dilim, bir öncekine göre verimde ne kadar artış sağlamaktadır? 5 kg gübre kullanılarak elde edilen 250 sayısından gübresiz parselden elde edilen verim olan 150'yi çıkararak bulduğumuz 100 sayısı eklenen ürün miktarını göstermektedir. 10 kg/da gübreye karşılık olan 325'ten bir önceki değer olan 250'yi çıkararak karşısına 75 yazıyoruz. Böyle hesap yaparak her yeni dozda eklenen ürün miktarını hesaplıyoruz. 30 kilogram gübre verildiğinde verimde 5 kilogram azalma olduğundan azami verim düzeyi aşılmış demektir. Bu evrede gübre verimi azalttığı için bunu kimse bilerek vermek istemez.

En yüksek verimi sağlayan olan 25 kg gübre kullanılması; eğer gübre bir serbest mal ise yani hava gibi bedava ise ve tatbiki için bir çaba ve masraf gerekmiyorsa doğrudur. Oysa çiftçilerin tümü gübrenin pahalılığından yakınmaktadır. O zaman en yüksek verimi elde etmek üzere balıklama atlamadan hesap yapılması gerekir.

Hesaplamada ek masraf ile ek geliri karşılaştıracağız. Ek geliri hesaplamak için eklenen ürün miktarının, ürün fiyatı ile çarpılması gerekir. Ürün fiyatı konusunu biraz açmamız gerekiz. Biz planlama aşamasındayız. Belki ürünü henüz ekmedik. Hasat ettikten sonra bu ürünü kaça satabiliriz? Bunu tahmin ederek plan yapacağız. Doğru tahmin yapılması önemlidir. Fiyat beklentisi yüksek olursa daha fazla girdi kullanırız üretim ve verim artar. Umulan fiyat gerçekleşmezse kârımız azalır. Uç durumlarda ise zarar ederiz. Fiyat tahmini düşük olursa girdi yoğunluğu azalacağından verim de azalır. Daha fazla üretim yaparak elde edeceğimiz gelirden mahrum kalırız.

Girdilerin çoğunu üretim dönemi başında alıp kullandığımız için onların fiyatını biliriz veya daha doğru olarak kestirebiliriz. Saf madde olarak gübrenin fiyatı 10 lira ise artan her gübre dozu 50 liraya malolacaktır.

Tahmin edilen ürün fiyatı kilogram başına 1 lira olsun. Buna göre eklenen geliri ürün fiyatı ile çarptığımızda dördüncü sütundaki değerleri buluruz.

En uygun gübre dozu; eklenen gelirin eklenen masrafa eşit veya en yakın olduğu yer olup 15 kilograma karşılık gelmektedir.

Fiyatlar değiştiğinde kullanılacak en uygun girdi miktarı da değişir. Ürün fiyatının kilogram başına 2 lira olduğu durumda eklenen gelirler ve kâr/zarar durumu çizelgenin son iki sütununda gösterilmiştir. Girdi fiyatının aynı kaldığı bu durumda 20 kg. saf madde kullanarak 410 kg verimi hedeflemek en ekonomik tutum olacaktır.

Teknik koşullar aynı kalırken, en uygun girdi kullanım düzeyi girdi ve ürün fiyatlarına göre değişir. Değişen fiyat koşullarına göre girdi yoğunluğunu ayarlamayan çiftçiler zarar görürler. Bu nedenle avadanlıktaki en önemli aletleriniz kurşun kalem ve hesap makinesi olmalıdır.

Benzer hesabı gübre fiyatlarının değişmesi halinde de yapabiliriz. Üretilen ürünlerle ilgili araştırma verilerine Tarım Bakanlığına bağlı Araştırma Enstitülerinin raporları, işletmenin bulunduğu yörede bulunan üniversitelerin ilgili bölümlerinde yapılmış tezler incelenerek erişilebilir.

Burada özetlenen husus; “Azalan Getiri Yasası” adıyla bilinir. Tarımsal ilaçlama, sulama, çapalama, hayvan besleme, toprak işleme gibi bütün konularda geçerlidir. Azalan getiri yasası tarımın temel yasalarından biri olup işletmeciliğin abecesi (alfabesi) sayılır.

Diğer etmenler sabit iken, bir üretim faktörünün miktarı artırılırsa, ürünün verimi önce hızla artar, gittikçe artış hızı azalır, en yüksek düzeye ulaştıktan sonra azalır, yoğunluk fazla artıtılırsa sıfıra kadar iner. Bu ilke bütün ekonomik faaliyetler için geçerlidir, ancak tarım kesiminde azalma erken ve belirgin olarak ortaya çıkar.

Azalan getiri yasası - Resim: 2

(1) Tuna ALEMDAR ve diğ.,Çukurova Bölgesinde Başlıca Tarla Ürünlerinin Üretim Maliyetleri ve Pazarlama Yapıları, Tarımsal Ekonomi ve Politika Geliştirme Enstitüsü

(TEPGE), Yayın No: 230, Haziran – 2014