23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Aziz Yıldırım mı Ali Koç mu?

Rıza Zelyut

Rıza Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Fenerbahçe’deki başkanlık yarışı Aziz Yıldırım ile işadamı Ali Koç’u karşı karşıya getirdi. Halbuki 2011’de Fenerbahçe’ye karşı FETÖ’cü Savcı Zekeriya Öz’ün başlattığı tuzak davada, bu ikili birlikte idiler. Aziz Yıldırım ve ekibinin, taraftarların da desteğiyle verdiği o şanlı direnişini unutmak mümkün değildir. Ama Ali Koç da açıkça o direnişin içinde yer alarak bir işadamı olarak kendisini Fenerbahçe için riske atmıştır.
Şimdi farklı kutuplarda iseler Fenerbahçe’nin özellikle futbolda başarısız olması bunda etkili olmuştur.
Peki Fenerbahçe’nin futbolda başarılı olması mümkün müdür?
-Bence imkansız!...
Çünkü, 3 Temmuz 2011’de başlatılan Fenerbahçe’ye şike tuzağı halen sürdürülüyor. Doğrudur, bu kumpası kuranlar büyük ölçüde yakalandılar, yargılanıyorlar. Gel gör ki Fenerbahçe’ye karşı Türkiye Futbol Federasyonu’nun ve bu federasyonun işaret aldığı AKP tepe yönetiminin tavrı değişmemiştir.

PENALTI NİYE VERİLMEDİ?

Süreç devam ediyor: Fenerbahçe’nin önü kesilecek!
Bu nedenle Fenerbahçe’nin futbolda Türkiye şampiyonu olmasına izin verilmeyecektir. Hatırlayalım; son oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçını... Galatasaray ceza sahasının içi... Galatasaraylı savunma oyuncusu Serdar Aziz, Fenerbahçeli futbolcuyu yaka paça yere yıkıyor. Topla değil rakibi ile boğuşuyor. Dünyanın her yerinde açık bir penaltı. Gel gör ki öğretilmiş hakem Bülent Yıldırım ve yardımcıları, herkesin gördüğü bu faulü görmezden geliyorlar ve Fenerbahçe’nin önünü kesiyorlar.
Doğrudur; Fenerbahçe iyi futbol oynamıyor; şampiyonluğu da hak etmiyor. Ama sahada oynanan maçta bir penaltı durumu ortaya çıkmış ise bunu da vereceksin...
Niye vermiyorlar
Çünkü 3 Temmuz şikesi devam ediyor... Ne acıdır ki Aziz Yıldırım başta kaldığı sürece de devam edecek...
Bu durum elbette büyük haksızlık... Gel gör ki Yeni Türkiye işte böyle bir ülke... Futbol hakemleri bile baskın siyasetçinin ağzına bakıyor. O ise Aziz Yıldırım direndi diye; Fenerbahçe’nin FETÖ’yü bozguna uğratmasını yok sayarak, başkanını sahanın dışına atmaya çalışıyor.
Görmüyor musunuz? 3 Temmuz’un bir FETÖ fitnesi olduğu mahkeme kararı ile kesinleşmişken... Fenerbahçe’ye bu tuzağı kuranlar yakalanmışlar, tutuklanmışlar, yargılanıyorlarken... Davanın dosyası hâlâ Yargıtay’da bekletiliyor.
3 Temmuz direnişi nedeniyle gönlüm, Aziz Yıldırım’dan yana...
Aklım ise Ali Koç diyor.
Çünkü; Ali Koç başkan olursa belki Fenerbahçe’ye karşı yürütülen bu iflah etmez şikeyi bitirebilir.
Sayın Yıldırım’ın bu gerçeği görerek kenara çekilmesi gerekir.
Elbette ki Sayın Ali Koç onun davasına sahip çıkacak, kendisini onore edecektir. Ve 3 Temmuz’un hesabını soracak bir kararlılık gösterecektir. Ekonomist Evren Devrim Zelyüt’ün geçen yıl yaptığı bir hesaplamaya göre, Fenerbahçe’nin şike yüzünden uğradığı maddi zarar 450 milyon lirayı aşıyordu. Bunun da Fenerbahçe’ye kazandırılması gerekiyor.
Biz, Ali Koç ve Aziz Yıldırım gibi iki değerli Fenerbahçeli’nin birbirlerini yaralamadan yarışı sürdürmelerini bekliyoruz.

SURİYE ÇÖPLÜĞÜ

Suriye’yi yıktılar.
Suriye’yi yıkanlar, Türkiye’yi de çöplüğe çevirdiler.
Suriyeli çöplüğüne...
Sokaklarda, kaldırımlarda onlar...
Otobüslerde, metroda, metrobüslerde onlar...
Kahvehanelerde, lokantalarda, avm’lerde onlar...
İşsiz güçsüz sürüleri halinde oradan oraya gidip geliyorlar... Şehirleri kirletiyorlar.
Bağıra çağıra konuşarak, yerlere tükürerek, kaldırımdakilere çarparak şehirleri yaşanmaz hale getiriyorlar.
Hükümetin sevgilileri bunlar... Hastanelerde bu ülke vatandaşlarından önde tutulan bunlar... Türk bakkal vergi öderken vergi ödemeyen bunlar...
Müthiş bir kirlilik... İnsanı canından bezdiren... Şehirleri bırakıp kaçma duygusu yaratan müthiş bir kirlilik...
Olduk Suriye’nin çöplüğü...
Kimse kusura bakmasın...
Bunlar Suriye insanı bile sayılmazlar...
Suriye’de vatanını savunan Araplar nere bunlar nere?
Bunlar kirlilik...
AKP’nin yarattığı bu kirlilik toplumsal yapımızı bile çürütmeye başladı. Hastalığımız giderek çoğalıyor...
Şu yaşadığımız ülke Yeni Türkiye mi yoksa yeni cehennem mi?

ÖZÜR: Dünkü yazımda Ergenekon dava dosyasının Yargıtay’da bekletildiğini yazmıştım. Avukatımız Mehmet Aytekin arayarak bunun yanlış olduğunu söyledi. Dosya, 2016’da Yargıtay tarafından bozulmuş, yerel mahkemede bekletiliyormuş. Hafızamın gadrine uğradım; Yargıtay Başkanı’ndan özür diliyorum.