13 Kasım 2024 Çarşamba
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Azteklerde diş sağlığı

Begümşen Ergenekon

Begümşen Ergenekon

Eski Yazar

A+ A-

Soydaşlarımız olan ve Atatürk’ün Büyükelçi Hasan Tahsin Mayatepek’e incellettiği Aztek’ler Türkçeyle akraba bir dil konuşurlar (Ergenekon, B. Tyranena Bakır, 29.6.2019, Aydinlik.com). Dr. Heinrich W. Wallnöfer (D. 1920) Viyana’da ders verirken eski Meksika tıbbının gizemlerini inceler: “Aztekler (MS 1500ler) yanlış olarak diş etinin dişleri tuttuğu inancına sahipler. Dişler bembeyaz, sarı, koyu mor, dar yuvarlak, sivri uçlu, kırık, çürük, kurtlar yemiş gibi tırtıklı, iltihaplı, kökleri yenmiş olabilir; sallanır ve düşerler. Yani gözlemleri çok iyidir. Bunları o zaman Aztek yazıları İspanyolcaya çeviren Fransiskan rahibi Sahagun’un metinlerinde dişleri temizlemek ve yıkamanın yanı sıra dişlerin boyanması, güzelleştirilmesi ve pürüzlerin giderilmesi için törpülenmelerinden bahsedilir. Dişler bir bezle ve tuzlu soğuk suyla temizlenir ve hastalıklara karşı Miksteklerin ve Zapoteklerin Hint incirinde yaşayan bitlerden elde ettikleri bir boya, cochenille ve nochestli ile boyanırdı. Tahtadan kürdanlar dişler arasındaki etler ve yiyecek artıklarını çıkartmak için kullanılırdı. Soğuk içeceklerin yavaş içilmesi, sıcak yemeklerde uyarılır, çok çiğnenmesi önerilirdi. Kısaca günümüzdeki diş hekimliğinin önlem olarak yaptığı tavsiyelerden hiç farklı değildi. Diş çürüğünün Aztekçesi Tlankualolitzli, diş ağrısınınki ise Tlanatonaulitzli’dir. Hem diş bölgesindeki kırıkları tanımakta ve dişi tümüyle bir konu olarak ele almaktadırlar.

Azteklerde diş sağlığı - Resim : 1

TENOCHTITLAN
(Mexico City) (*)

DİŞ TAŞI ve AĞRISI: Tlancuicuitlatiliztli için ‘diş tortusu’ demeleri çok yerindedir. Tedavisi ise bir antiseptik olan ‘idrarla çalkalamaktır. Ayrıca mide rahatsızlığına iyi gelen vermut otu ve kabukları (conifere garrya laurifolia) ilaç listesindedir. Diş ağrılarına karşı frengiye iyi geldiği bilinen ‘ololtik’ gibi birçok şifalı bitkinin yanı sıra özellikle tütün çiğnemesi öneriliyordu. Tütün ve tütün suyunun diş ağrılarını dindirdiğini neredeyse tüm yerli doktorlar bilirler. Ayrıca şap da diş ağrılarına karşı kullanılırdı.

Xocchimillo Gölü üstünde Tanochitatlan (Mexico City) (*)

Azteklerde diş sağlığı - Resim : 2

DİŞ AĞRISI TEDAVİSİ: ‘Önce ağrıya neden olan çürük diş bir ölünün dişiyle kanatılır. Sonra Teonochtli bitkisinin kökü öğütülür ve bir geyik boynuzuyla beraber yakılır. Diğer taraftan Ytzakuetzallitztli, parlak değerli bir taş ve kırmızı mercan midyesi kabuğu, chichiltic tapachtli biraz un ve tuzla beraber ısıtılır. Tüm malzeme bir beze sarılır ve bir saat boyunca ağrıyan çürük diş üzerine bastırılır. Sonra beyaz günlük tütsüsü, Xochicotzotl’ın meyvalarından elde edilen bir cins merhemle beraber yakılır ve hasta pamuklu bir bez üzerinden bu buharı içine çeker.’

DOLGU ve KAPLAMA: Aztekler mineraltozu karışımları ve bir yapışkan maddeden oluşan bir cins dolgu harcı kullanıyorlardı. Cilalı taş (obsidiyen) ile kazınan diş bir çakmak taşı veya cilalı taştan aletle düzleştiriliyordu. Dişte yapılan bu değişiklikler daha çok kozmetik veya dini amaçlıydı çünkü dolguların tıbbi anlamı bilinmiyordu. Araştırmacı Busch’a göre bir sorun olduğunu gösteren çok az delil vardır ve sadece 18 yaşın altındaki bir kişide biçimi bozuk tek bir diş tespit edilmiştir. Bu müdahaleleri yapan kimseler diş anatomisi hakkında hatırı sayılır bilgiye sahiptir. Ancak o zamanlar dişin hassas bölgesine kadar kazınıp temizlenerek (kanal tedavisi bilinmiyordu) doldurulmasıyla diş ağrılarının geçeceğini fark etmemiş olmaları çok dikkat çekicidir. Bu hiç şüphesiz ki, dişlerin çok belirli bir sistem içinde, dolgularla şekillerinin değiştirilmesi, tedavi amacıyla değil çok daha farklı amaçlarla yapıldığını gösterir. İrinleşmede diş hekimleri yarıklar açıyorlardı (yani fistül ağzı) daha sonra ısırgan tohumu ve kökü, yumurta sarısı ve balla karıştırılarak üzerine sürülüyordu. Balın antibiyotik ve iyileştirici etkisi çok eski zamanlardan beri bilinir ve Kuzey Amerika’da da en eski kocakarı ilaçları arasında yer alır.

Azteklerde diş sağlığı - Resim : 3

KÖTÜ AĞIZ KOKULARI: Her ne kadar nedenlerini bademcik ve midede aramak gerekliyse de modern bitki tedavilerinde de vermut kükü çok sevilerek kullanılır ve etkisi büyük bir ihtimalle sadece psikolojik olarak kabul edilse de, başarısı şaşırtıcıdır. Yauhtli bitkisinin de vermut olduğunu ispat eden diğer bir işaret de budur. Çinliler de moksa tedavilerinde ağız kokularına karşı aynı bitkiyi kullanırdı. Wallnöfer; Azteklerin Diş hekimliği ile ilgili bölümü H. Busch’un Aztek doktorluğuna ışık tutan Aztek tıbbında diş tedavileri adlı büyük bilimsel eserinin özetinin son sayfalarıyla noktalar:

O dönemin Avrupalı doktorlarının tedavileriyle karşılaştırırsak onların da dişleri kemiren diş kurtlarına inandıkları ve diş çekmeyi en iyi tedavi olarak kabul ettiklerini görüyoruz, çünkü o zamanlarda bir dolgu tedavisi henüz bilinmiyordu. Azteklerin tedavi uygulamaları o zamanın Avrupa tıbbından çok daha ileriydi ve ameliyatlarda Avrupalılardan hiç geri kalmıyorlardı. Ağız hastalıklarının tedavilerinde bugün bile 15.yy da Aztek doktorlarının yaptıklarının hemen hemen aynıları uygulanıyor.” (Heinrich Wallnöfer (1998) Azteklerin Unutulmuş Tedavi Yöntemleri (Çevirmen Alev Kırımlı), Okyanus Yayıncılık, İstanbul, s.34-39)

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları