Bağımlılık tedavisinde bazı ipuçları
‘Otu bıraktığım gibi alkolü de bırakabilirim. Ama alkol yasal, alkolü bırakmak daha zor. Alkol her yerde var. Ot öyle değildi. Bırakmak istediğimde yasal olmadığı için uzak kalabildim.’ Bu cümleler otuz yaşlarında genç bir kadına ait.
Üç yıl kadar önce yoğun esrar ve alkol kullanımının yaşamında oluşturduğu olumsuz sonuçlar dayanılmaz hale geldiği için tedaviye başvurmuştu. Birçok yeteneği olmasına rağmen, hiçbir işte uzun süre çalışamıyordu. Ailesi ve sosyal çevresinden uzaklaşmış, esrar kullanımı yaşamının merkezine oturmuştu. Esrar kullanımını azaltmak istediğinde, esrarın yerini alkol alıyordu. Böyle zamanlarda alkol tüketimi çok fazla oluyor, sonuçta değişen bir şey olmuyordu. Esrar ya da alkol, ama her zaman bir maddenin etkisinde oluyordu. Madde kullanım bozukluğu olanlarda sık karşılaştığımız bu durum bir kez daha karşımıza çıkıyordu.
MADDE KULLANIMI YAŞAM TARZINA DÖNÜŞÜR
Çoğunlukla ergenlik döneminde başlayan madde kullanımı, giderek kişinin tüm yaşamını kaplar. Madde kullanımı, maddenin etkisinde olma, bir yaşam tarzı haline gelir. Üzüldüğünde, sıkıldığında, mutsuz olduğunda, heyecanlı bir durumla karşılaştığında, kutlama yaparken, mutlu olduğunda... Madde her durumda ona eşlik eder.
Olumsuz duygulanımlar madde kullanımı açısından daha büyük bir risk oluşturur. Bu durumda madde kullanarak sorunları çözebilme, çıkış yolları geliştirebilme, başka doyum yolları bulabilme ihtimalini ortadan kaldırır. Bunun yanı sıra madde kullanımının getirdiği sorunlar, mevcut sorunlara eklenerek başa çıkılması daha da güç bir hal ortaya çıkarır.
Kişi madde kullanımını bırakmaya karar verdiğinde, sadece madde kullanmamak yeterli değildir. Olumlu ve olumsuz duyguları hissetmeyi de göze almak gerekecektir. Bu düşünüldüğünden daha güçtür. Uzun süredir madde etkisinde olmadan üzülmemiş, sıkılmamış, sinirlenmemiş, eğlenmemiştir. Tüm bu duygularla nasıl başa çıkacağını bilmemektedir. Çözüm olarak ‘daha az zararlı olduğunu’ düşündüğü başka bir madde kullanır. Bu durumda en sık başvurulan madde alkol olmaktadır.
Oysa hedef tamamen ayık bir yaşamı inşa etmek olmalıdır. Tercih maddesi kullanılmasa dahi, başka maddelerin etkisi altında olmak, sorunun devam etmesine yol açar. Yine sorun çözme becerileri geliştirilmeyecek, yine işlevsel bir yaşam inşa edilmeyecek, yine hissetmekten kaçılacak, kısaca sadece kullanılan madde değiştirilmiş olacaktır.
TEDAVİDE PSİKOAKTİF MADDELERDEN UZAK DURULMALI
Tercih maddesini bırakıp, daha masum olduğu düşünülen başka bir madde kullanımının barındırdığı bir risk daha vardır. Bağımlılık bir beyin hastalığıdır. İster alkole, ister esrara, eroine, kokaine, bonzaiye bağımlı olunsun, beyinde ödül merkezi adı verilen bir bölüm etkilenmektedir. Tercih maddesi yerine yine ödül merkezini harekete geçiren başka bir psikoaktif madde kullanılacak olursa kişiyi iki tehlike beklemektedir. Ya yeni madde kötüye kullanılacak ya da yeni madde eskinin yerini dolduramayacağı için tercih maddesine dönülecektir. Bu nedenle bağımlılık tedavisinde, kişinin tercih maddesi olmasa dahi, tüm psikoaktif maddelerden uzak durmak gerekir.
Hastamıza dönecek olursak, zorlu bir tedavi süreci devam ediyor. Esrarla polise yakalanana kadar, esrar kullanmadığı dönemler bir süre sonra tekrar kullanıma dönüyordu. Polise yakalandıktan sonra, esrar kullanımının artık devam edemeyeceğini kavradı. Bir yıldan uzun süredir esrar kullanmıyor. Ancak alkol kullanımı bırakma ve tekrar başlamalarla devam ediyor. Bir süre alkol tüketimini kontrol altında tutsa dahi, bir süre sonra her gün ve yoğun içmeye dönüşüyor. Sonuçta işteki verimi düşüyor, çalışma arkadaşlarıyla çatışma yaşıyor, içebilmek için iş çıkışı doğru eve gidiyor, sosyal yaşamı olmuyor, ailesi ile çatışma yaşıyor. Alkolü de tamamen bırakması gerektiğinin farkında. Bunu yapabileceğine inandığında, tamamen ayık bir yaşam kurabilecek.