Bahis kumpas tüketim politikaları
Yasadışı bahis ile ilgili soruşturmayı izlerken sevindim. Şarkıcıydı sunucuydu, gözaltına alındı. İş magazinleşince etkisi daha fazla oluyor. Neymiş, reklamını yapmışlar. Ben bu kişilerin yaptığı reklamı görmedim. Yaptılarsa cezalandırılsınlar. Ama, dört bir yanım yasadışı reklam dolu. Öyle ki, bazı karşılaşmaları in canlı izlemek için bile; yasa dışı bahis reklamlarına katlanıyorsunuz.
Yasadışı bahisle mücadele edeceksek; önce, her internete girişte sağdan soldan çıkan şu yasadışı bahis sitesi reklamlarını engellemek gerekmez mi? Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın yetkisinde midir, yoksa Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün mü, bilmiyorum. Bunların yayınları engellenemiyor mu, kaynaklarına ulaşılamıyor mu?
Galatasaray sırtına yasadışı bahis şirketinin adını yazdı. Kim gözaltına alındı? Kimin ifadesi alındı? Mehmet Ali Erbil’in kimsenin görmediği reklamı suç da; koca kulübün sırtına aldığı reklam suç değil mi?
Sabahın altısında neden bu reklamı alanlar gözaltına alınmıyor? Reklamı alan, yasadışı bahsin kaynağını da bilir. Reklamı, gözümüzün içine soka soka yapanlara neden şarkıcıya, sunucuya yapılan muamele yapılmıyor?
Türk takımlarının Avrupa Kupalarında ön eleme karşılaşmalarını yayımlayan kanallar, saha kenarındaki reklamları kapatıp yasadışı bahis şirketlerinin isimlerini reklam tabelalarına yansıtmıştı. Bunun adına sanal reklam diyorlarmış. Bir suçu herkes işlerse, o suç olmaktan çıkıyor.
Google’da bir dakikalık aramada; Ssport’un Maribor-Fenerbahçe maçında, DSmart’ın Lugano-Fenerbahçe maçında, Exxen’in Lille-Fenerbahçe maçında bu yasadışı bahis şirketlerinin reklamını yaptığını okudum.
Neredeyse, suç olağanlaştırılmış. Bu sanal reklamlardaki birinci suç, saha kenarına reklam veren şirketlerin adını kapatıyorsunuz. Halbuki o şirketler, spor kulüplerine destek olup o reklamı hak ediyor. İkincisi daha büyük suç, yasal reklamın üzerine yasadışı bahsin reklamını yaparak suç işliyorsunuz.
Türk takımlarının Avrupa Kupası karşılaşmaları, en fazla izlenen karşılaşmalar. Bahis oynayan kişilerin de en fazla ilgilediği karşılaşmalar. Bu reklamı yapan kanalların kaç yöneticisi sabah altıda gözaltına alındı?
Bu kanallar, işledikleri bu suç için ne ceza ödediler? Tutuklanan birileri oldu mu? Emin olun; bu kanallar, Mehmet Ali Erbil’in reklamından daha fazla izleyiciye ulaşmıştır.
Yasadışı bahsin kökü kurutulmalıdır. Ucu terör örgütlerinin finansmanına kadar varan bu konu bitirilmelidir. Oynayanı da oynatanı da cezalandırılmalıdır. İşin içinde vergi kaçakçılığı var, kara para aklama var. Devlet, bunlarla ilgili herkesi soruşturmalıdır. Ama “Yasadışı Bahis”in Yasadışı”sı ne kadar zararlı ise “Bahis” kısmı da o kadar zararlıdır.
Bu ülkede kumarı neden yasakladınız? O haklı yasaklamanın nedenleri, bahsin yasaklanmasının nedenleri de olmalıdır.
Ama bahisten devlet vergi alıyor, ama bahisten kulüpler para kazanıyor, ama bahisten medya reklam alıyor. İyi o zaman uyuşturucuyu da serbest bırakın!
Bahisten aileler yok oluyor, intiharlar artıyor, maç sonuçlarına ve hakem kararlarına güven kalmıyor. Tertemiz spor kelimesi kirleniyor.
Ne zaman bu bahis oyunları çıktı; kirli kirli adamlar kulüplerin çevresinde, ellerinde para dolu çantaları ile dolaşmaya başladılar. Bahis ortaya çıktığından beri; ilk yarısı öyle ikinci yarısı böyle sonuçlanan tüm karşılaşmalar soruşturulmalıdır. Bu karşılaşmaların futbolcuları, takımlarının yöneticileri soruşturulmalıdır.
Bahis yasal ya; bu bahisten kazananlar da soruşturulmalıdır. Gazeteci Murat Ağırel; geçtiğimiz haftalarda Kasımpaşa-Samsunspor karşılaşmasında ilk yarıyı Kasımpasa’nın maçı Samsunspor’un kazanmasına 235 kişinin oynadığını açıkladı. Bir kuponda bu bahse 50.000 TL oynayan bir kişi 1.725.000 TL kazanmış.
Büyük olasılıkla Samsunspor bu karşılaşmayı hakkıyla kazandı. Ama, bahsin ortaya attığı bu şüpheden sonra; yazık değil mi Samsunsporlu futbolcuların emeklerine? Sonucu böyle düşük olasılıkla biten bir karşılaşmaya 50.000 TL oynar mısınız? Ben 1 kuruş bile oynamam da. 50.000 TL’niz olsa, bunu riske eder misiniz? Çocuklarınızın, ailenizin, sevdiklerinizin bu parasını çöpe atar mısınız? Kumarbazsanız atarsınız.
Sonuçta kumarın yasak olduğu bir ülkede; alın size kumarbaz. Oynadığı yasal bahis olunca, bu adamın adı kumarbaz olmuyor mu? Yok mu, bahisten para kazanan bu adamları karşısına alıp “sen 50.000 TL’yi nasıl böyle riske atıyorsun” diye soracak bir savcı?
En değerli para, emek verilerek kazanılan paradır. Eğer biri 50.000 TL’yi böyle harcamayı göze alıyorsa, o paranın değerinden şüphe etmek gerekir. Maden gücünüz yasal bahse yetmiyor, bari bu bahis yüzünden ailelerin dağılmasını, karşılaşmaların ayarlanmasını engelleyecek önlemler alın.
Örneğin, bir TC numarası en fazla bir günde 100 TL’lik kupon oynayabilsin. Suçu azaltırsınız, oyunu masumlaştırırsınız. Eskiden Spor Toto oynarken olduğu gibi 14 karşılaşmanın sonucuna göre, parayı dağıtın. Öyle bir karşılaşmanın sonuyla bir kişi 1.725.000 TL kazanamasın.
Oyuncuların, hakemlerin, yöneticilerin, kulüp çalışanlarının, yöneticilerin şirketlerinin çalışanlarının bahis oynamasını yasaklayın.
YİNE AYNI TEZGAH
Sporun tezgahlardan arınması için bahisten kurtulması gerekir. Ama, tezgâh sadece bahisle kurulmuyor.
Önce A Spor, sonra devletin kanalı TRT; 3. Lig 1. Grupta oynayan Bursaspor’un karşılaşmalarını canlı yayımladı. Halbuki 3. Lig’deki 4 gruptan sadece 3 karşılaşmayı TFF, YouTube kanalı üzerinden yayımlıyor.
3. Lig 1. Grup’ta 2 takım rakipleri ile arasını açmıştı: Bursaspor ve Karşıyaka. Devlet kanalının ve Hükümete yakın televizyon kanalının anlaşılmaz bir ayrımcılık ile Bursaspor’un karşılaşmalarını yayımlaması hakemlerin ve kamuoyunun üzerinde baskı yarattı.
Üzerine, Karşıyakalı yöneticilerin şahsi hesaplarına kulübün kamu borçları nedeniyle haciz geldi. Birçok Karşıyakalı kulüp yöneticisi istifa etti. Umarım Maliye, tüm kulüpler için aynı operasyonu yapıyordur.
Belediyelerin milyonlarca borcundan bahsedilirken ve Belediyespor kulüpleri halktan aldığı vergilerle yabancı oyuncu transferleri yaparken; Karşıyakalı yöneticilere uygulanan bu yöntemin diğer kulüplerin tüm yöneticilerinin şahsi malvarlıkları için uygulandığını gözlemlemiyorum.
Bursasporlu başkan ve yöneticiler; Karşıyaka’nın Eskişehir deplasmanına geliyor. Karşıyaka karşılaşmayı 9 kişi tamamlıyor. Maçı izleyenlerin belirttiğine göre; Eskişehir temsilcisi Anadolu Üniversitesi oyuncularının kartları pas geçiliyor. Kanıtlayabilir miyim? Hayır.
Çünkü Bursaspor’un karşılaşması TRTSpor’dan canlı yayımlanırken, Lig liderliği için çekiştiği Karşıyaka’nın karşılaşmasının çekimi bile yapılmıyor. Karar verilmişse Bursaspor’un çıkarılmasına, hiç uğraştırmasınlar Karşıyakalıları hacizlerle filan; ama önce TRT açıklasın neden Bursaspor’un karşılaşmasını TRTSpor’dan canlı yayımladığını?
VATAN PARTİSİ’NE ÜRETİME DESTEK YAKIŞIR
Üretim çok değerli. Vatan Partisi yıllardır “Üretim Ekonomisi” programının öncülüğünü yapıyor. Asya’nın yükselen değerleri de ülkemizdeki üretim ekonomisine destek oluyor. Manisa’da açılacak BYD fabrikası gibi.
Almanya’nın onlarca otomobil devi varken; Almanya’da düzenlenen Avrupa Futbol Şampiyonası Euro 2024’ün otomobil sponsoru ta Çin’den BYD olmuştu. Bu sponsorluk, üretenin Asyalı olduğunun kanıtıdır.
Asyalının parası da emeği de üretimden yanadır, tüketimden değil. Örneğin bir Nijeryalının transfer parası için Asyalının emeğini kullanmak savurganlıktır; ama Türk sporuna yeni gençler yetiştirmek için ve Türk kulüplerinin özellikle futbol bataklığı dışında başarılı olması için bu emeğin kullanılması üretim ekonomisine destektir.
Vatan Partisi’ne her zaman üretimi desteklemek yakışır; tüketimi teşvik eden zaten bir sürü kaynak var.