Bakın, kim Şeytan’la berabermiş?
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Cumhuriyetin şerefli insanlarına yine saldırdı: “Kuran’la beraber olmayan Şeytan’la beraberdir!”
Bu sözüyle Kuran kursuna ve imam hatipe gitmeyenler dışındaki yüzde 90’lık ana kütleyi kendince dinsiz ilan ediyor.
Öyleyse Şeytan’ın kimlerle birlikte olduğunu bu Orta Çağ mollasına hatırlatalım. Vereceğimiz örneklerde, Şeytan yoldaşlarının tarikatçiler, bazı imamlar, din dersi eğitimi almış sapık öğretmenler olduğunu göreceksiniz. Sadece 2016-2017 yıllarındaki olaylardan birkaçı:
Kayseri’de tarikat vakfı olan Safa Vakfı’na bağlı Merve Koleji’nin okul gezisinde öğretmen Okan Ç. 13 yaşındaki bir kız öğrenciye cinsel istismarda bulundu. Öğretmen, 12 Nisan günü tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Çorum Alaca İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği (ALİMDER) Başkanı ve Yunus Emre Camii imamı S. Arslan, iki kız öğrenciye tecavüz ettiği gerekçesiyle tutuklanarak cezaevine gönderildi
Ordu’nun Altınordu ilçesinde bulunan Ordu Başöğretmen Anadolu Lisesi’nde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak görev yapan Yılmaz Sözeri, 4 kız öğrencisine cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklandı.
Giresun’un Alucra ilçesindeki bir hafızlık kursunda 13 çocuğa cinsel istismar ve tecavüz iddiasıyla kurs hafızı Halil İbrahim U. tutuklandı.
İstanbul, Pendik’te bir dernekte gönüllü Kuran öğretmenliği yapan 32 yaşındaki O.B., 11 yaşındaki erkek öğrencisi P.E.’ye tecavüz ettiği gerekçesi ile tutuklandı.
Ağrı’da İmam Buhari Yatılı Erkek Kuran Kursu’nda kalan 9 yaşındaki U.P. adlı erkek öğrenci, Kuran hocası olan Y.K.’nin tecavüzüne uğradı.
İzmir’in Dikili İlçesi’nde Süleymancılar Cemaati’ne ait özel bir yurtta, din dersine de giren görevli Ömer Faruk E. 3 çocuğa tecavüz etti.
İstanbul Şişli Ayazağa Merkez Erkek Kuran Kursu’nda kurs görevlisi Abdullah Zengin, 12 yaşındaki erkek öğrenci H.T.K.’ya tecavüz etti. Açılan davada İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 4 Temmuz 2018’de sanık Abdullah Zengin’e 15 yıl hapis cezası verdi.
Erzurum Oltu’daki Nurculara ait Suffa Eğitim Vakfı’na ait öğrenci yurdunda 2 erkek çocuğa tecavüz suçundan yargılanan idareci Mehmet Sıddık Çiçek’e 26 yıl hapis cezası verildi. Suffa Vakfı, Başkanlık referandumuna da “Evet” diyerek, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ı desteklemişti.
Ey molla Ali Erbaş cevap ver:
Peki böyle tecavüz ve tacizler, sizin Kuranla beraber olmayanlar diye kötülediğiniz kesimin okullarında veya yurtlarında niçin olmuyor?
Olmuyor... Çünkü, laik insan, ahlaklı insandır.
Çünkü, pozitif ilimle yetiştirilen cumhuriyet insanı tecavüzcü olmaz.
Ey Ali Erbaş unutma ki asıl Şeytan’la birlikte olanlar, bu milleti din üstünden ikiye bölenler, saltanat uğruna dine ihanet eden Muaviye’cilerdir.
EMİN ÇÖLAŞAN ÜSTÜNDEN FETÖ’YÜ KURTARMAK
Sözcü Gazetesi’ni susturmak için yürütülen operasyonlar inanılmaz boyutlara ulaştı. Şimdi de gazetenin yazarlarından Emin Çölaşan ve Necati Doğru ile Sözcü’nün Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, FETÖ’cü gösterilmek isteniyor.
Emin Çölaşan’ı 80’li yıllarda Hürriyet’te çalıştığım dönemden beri çok yakından izlerim. Başa kim geçmişse onu eleştiren halkçı bir muhalif, sağlam bir Atatürkçüdür. Fethullah Gülen ekibinin ipliğini pazara çıkartan yazarlardan birisidir. Ailesi, çevresi, kişisel tarihi böyledir.
Yakından tanıdığım Necati Doğru kaya gibi sağlam bir cumhuriyet yazarıdır ve FETÖ’cülükle asla ilgisi olamamıştır. Erdoğan ve arkadaşları Fethullah Gülen’e övgüler dizerken o, cemaat diye aklanan FETÖ’cüleri eleştiriyordu.
Sözcü’nün Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz ile Akşam ve Güneş gazetelerinde birlikte çalıştık. Müthiş bir gazetecidir. Fethullah Gülen’den hiç hoşlanmazdı. Sohbetlerimizde onun adı geçtiğinde yüzünü buruşturarak nefretini dile getirirdi.
Sözcü Gazetesi’nin yayın politikasını belirleyen de patron Burak Akbay değil, Fethullah zihniyetinden nefret eden usta gazeteci Rahmi Turan’dır. O da mı FETÖ’cü ey gizli Zekeriya Öz’ler?
Gerçeği görelim:
Toplumun güvendiği böyle isimleri de FETÖ torbasına atarak ana davayı sulandırmak isteyen gizli bir el olmalı... Zekeriya Öz’ü taklit etmeye çalışan birileri... O el Erdoğan’a hizmet ediyormuş gibi görünerek Fethullah Gülen’e çalışıyor. Çünkü: Emin Çölaşan’a FETÖ’cü denildiğini gören kamuoyu, gerçek FETÖ’cülere de böyle kumpas kurulduğunu düşünmeye başlayacak. Dava da böylece zayıflayacak ve zamanla etkisiz hale getirilecek.
Sözün özü; Emin Çölaşan, Necati Doğru, Metin Yılmaz gibi Atatürkçü ve laik gazeteciler; FETÖ’cüleri kurtarmak için FETÖ’cü gösteriliyor.
Yoksa böyle saçma bir iddianame düzenlenir de bu sağlam gazeteciler o torbaya tıkılmak istenir mi?