Balıkesir’in fotoğraf hafızası: Altuğ Oymak
Altuğ Oymak avukat ancak o fotoğrafçılığıyla tanındı Balıkesir’de fotoğraf müzesinin kurulması için büyük çaba verdi. Ayrıca son yıllarda “Yaşam Galerim” diye bir mekan kurdu. Fotoğrafla geçen bir yaşam. Ben sordum Altuğ Oymak anlattı. Güzel günlerde Altuğ’un Yaşam Galerisi’nde buluşacağız. İşte sorular ve cevapları.
- Değerli Altuğ Oymak, çocukluğunuzu ilkokulunuzu, mahallenizi kısaca anlatır mısınız, neler okurdunuz?
1955 Balıkesir doğumluyum. İlkokulu Sındırgı ilçemizde 5. sınıfa kadar okudum. Okul ile ev arasında beni etkileyen iki önemli yapı vardı. İlki eski bir bina, gürültülü çalışan elektrik santrali diğeri ise okulumuzun önündeki dere üzerinde bulunan taş köprü idi. Beni çok etkilemiş olmalı ki çoğunlukla fotoğraflarımda bu tür binaları tercih eder oldum. İlkokul 5. sınıfı ise Bigadiç ilçemizde okudum ve mezun oldum.
BALIKESİR FOTOĞRAF SANATI DERNEĞİ
- Gençlik yıllarınızda daha çok hangi yazarları kitapları okudunuz fotoğrafla ne zaman buluştunuz ilk serginizi nerede açtınız?
Lise döneminde çok kitap okuduğum söylenemez zira okul döneminde lisanslı voleybolcuydum. Akabinde olaylar olaylar, o dönemde okunması gereken tüm kitapları okudum diyebilirim. Bu okumalar yedek subaylığım sırasında da yoğun olarak devam etti. Fotoğrafla tanışmam da üniversite eğitimim sırasında yavaş yavaş oluştu. Cumhuriyet gazetesi arşivinde çalışan Balıkesirli ve aynı fakültede olan abimiz sayesinde oldu. Her gittiğimde kütüphanedeki fotoğraf ustalarımızın albüm kitaplarını verir ve karıştırmamı isterdi. Bu karıştırma halen ve her gün devam etmektedir. 19 Kasım 1979 yılına geldiğimizde rahmetle andığım bu abimin desteği ile ilk fotoğraf makinemi Sirkeci’den aldım. Akabinde okulumdan da mezun oldum. Memleketim Balıkesir’e mesleğimi yapmak için diplomam, kitaplarım ve fotoğraf makinemle birlikte döndüm. O dönemde faaliyette olan Balıkesir Fotoğraf Sanatı Derneği’ne (BASAF) katılarak fotoğrafa tam olarak başlamış oldum. Yarışmalar yurt dışı ve yurt içi ödüller sergiler derken hazırladığım sergimi ilk kez Balıkesir/Altınoluk “Yaşama Saygı ve Festivali” kapsamında, renkli ve belli bir teknikle oluşturduğum fotoğraflarımla “Dost Yüzler” adı ile 30 Ağustos 1996 tarihinde açtım. Bu sergim çok ses getirdi, Balıkesir’e taşıdım başka illere gitti, bir fotoğraf festivaline de katıldı. Fiili olarak başka sergim olmadı. Bundan sonra tüm sergilerimi ki ben albüm diyorum kendi web sitemin içinde açtım şu anda 15 albümüm www.altugoymak.com’da izlenmeye açıktır.
- Balıkesir Fotoğraf Derneği kuruluşu ve başkanlığınız ile birlikte kitaplık ve müzenin oluşumunu anlatır mısınız?
12 Eylül ile faaliyeti sonlandırılan BASAF’ı canlandırmak bana düştü. Çünkü 19 yıldır Balıkesir’de yürütülen fotoğraf çalışmalarını projelendiren, programlayan, organize eden kısacası lokomotif ben idim. Arkadaşlarım ki onlar 4 kişiyi geçmiyordu her yapılanı desteklediler ve arkamda oldular, bu konuda hiçbir zaman yalnız değildim. Kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu aktif çalışmalar sonucu değerli hocam Prof. Dr. Mehmet Bayhan’ın bir sözünü buraya koymam gerekiyor. “Türkiye’nin fotoğraf haritasını açtığımda Balıkesir’de hep sürekli bir ışığın devamlı, hiç sönmeden ve gittikçe parlayan ışığını görüyorum” derdi. Bana da devamlı şekilde artık bir dernek kurmanız ve bir çatı altında çalışmalarınızı sürdürmelisiniz mesajını veriyordu.
FOTOĞRAF MÜZESİ
Fotoğraf adına geldiğim bu noktada önümde iki seçenek vardı. Ya artık tamamıyla yurt dışı yarışmalarına katılıp ödül ve unvan almak ya da fotoğraf adına ülkeye kalıcı eser bırakmaktı. Ben ikinci yolu tercih ettim. Tüm bu olanların yanında 1994 yılında ülkemin bir fotoğraf müzesine ihtiyaç duyduğunu eksikliğini gayet net bir şekilde hissediyordum. Bilerek veya bilmeyerek 1980 yılından itibaren de bir şekilde kendimi fotoğraf adına her türlü malzemeyi toplar buldum. Arkadaşlarımın desteği ile Balıkesir’in kurtuluşu olan 6 Eylül 1996’da T.C.Kültür Bakanlığı bünyesinde açılan Kuvayi Milliye müzesinin bir odasına taşımanın onurunu ve gururunu arkadaşlarım ile birlikte yaşadım. Tüm bu koşuşturmalar planlamaları yaparken 18 Mayıs 1999 tarihinde ben ve arkadaşlarım Balıkesir Fotoğraf Sanatı Derneği’ni (BASAF) tekrar kurduk. Gelişmeler çok hızlı oluyordu. Ülkemdeki ustalarım, hocalarım, akademisyenler politikacılar hatta devlet başkanları bu odayı ziyaret ediyorlardı. Söylenen ortak tek bir söz vardı “Altuğ sen bunu bağımsız bir müzeye dönüştür”. 6 yıl sonra 2002’de değerli büyüğüm saygı değer valim Utku Acun beyefendi bizim o güne kadar yüksek sesle söylediklerimizi yakarışlarımızı duymuş. Bağımsız fotoğraf müzesi ve gösteri merkezi kurulmak kaydı ile tarihi ve tescilli bir binayı BASAF’a tahsis ederek ekonominin eksilere düştüğü dönemde bizleri cesaretlendirdi ve başlamamızı sağladı. 2002 yılında kitaplığın temeli attık, 19 Mayıs 2004 yılında kitaplığın açılışını, 19 Mayıs 2006 yılında da ülkemizdeki ilk bağımsız fotoğraf müzesi olan Balıkesir Ulusal Fotoğraf Müzesini derneğim ile birlikte ülkeye armağan ettik.
- Seri fotoğraf gösterileri yapıyorsunuz onları da anlatır mısınız?
Önce ustalarımın öğrettiği gibi tek kare fotoğraf üretmeye odaklandım, anlatmak istediklerimin tek kareye sığmadığını görünce ortak bir dili ve ortak bir tekniği olan fotoğraflardan oluşan sergiyle anlatmaya çalıştım. Bana hâlâ bir şeyler eksik bunun üzerine başka bir şeylerin konması gerekiyormuş gibi gelmeye başlayınca dijital çağın nimetlerinden de yararlanmaya karar verdim. Dijitalin kolaylıkları olan seri, zahmetsiz ve de masrafsız oluşu da etki edince ağırlığımı buraya aktardım. 2010 yılından itibaren anlatmak istediklerimin altına bazen müzik, bazen şiir, bazen söz bazen video görüntüleri ekleyerek internet ortamında rahatlıkla paylaşılabilecek videolar hazırlamaya başladım. Bu ürettiklerime de “anlatım” diyorum. Bugüne kadar 51 anlatım hazırladım hepsi kendi web sitemde herkese, her ülkeye açık bir şekilde izleniyor.
- Fotoğraf ve Yaşam Galerim adı altında kişisel bir müze kurdunuz, onu da anlatır mısınız?
1996 yılından bu yana fotoğrafın müzecilik yanıyla yakinen ilgilenmekteyim. Her yurt dışına çıktığımda diğer müzeler ile birlikte fotoğraf müzelerini, galerilerini de gezmeyi ihmal etmiyorum. Bugüne kadar ülkemizde kurulmakta olan fotoğraf müzelerine destek istendiğinde bilgilerimi, tecrübelerimi ve de önerilerimi anlattım. Gelinen noktada ülkemde 11 adet özel fotoğraf müzesine ulaşılmıştır. Bana sorulan, konuşulanlar, yazılan ve de merak edilen hep aynı. Çalışmalarımız ne olacak… Burada önemli olan yarına ne taşımak istediğinizdir. Bizlere öğretilen, gösterilen, yıllar içinde toplanan koleksiyonun yarına taşınmasıdır. Peki ya ben sadece üretmişsem ve bu üretim aşamasına gelirken biriktirdiklerim benim kıymetlerim ise… Kısacası her insan değerlidir ve her insanın değer verdiği değerler vardır. İşte o zaman bu değerlerin de yarına taşınması gerekmektedir. 65 yıllık yaşamımın, 34 yıllık avukat mesleğimin ve 41 yıllık fotoğrafçılığımın bende bıraktığı bugüne kadar özenle koruduğum değerlerimi yarına emin bir şekilde taşımak istedim. Ortaya çıkardığım müzem bir meslektaşımın dediği gibi “ilham verici”, bir başka sanatçının dediği gibi “kıskandıracak nitelikte”… Evet ben de bunu istiyorum ki bu durum örnek olsun.