24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bankalar artık emlakçı oluyor

Mustafa Pamukoğlu

Mustafa Pamukoğlu

Eski Yazar

A+ A-

11 Temmuz tarihli Resmi Gazete’de bankaları ilgilendiren önemli bir değişiklik yayımlandı.
Bankaların 5411 sayılı Bankalar Kanunu’nun 57. maddesi gereği sahip oldukları gayrimenkullerin bilanço (defter) değeri öz kaynaklarının toplamının yüzde 50’sini aşamaz. Öte yandan bankalar ticaret amacıyla gayrimenkul ve emtianın alım ve satımı ile uğraşamaz, ipotekli konut finansmanı kuruluşu ve gayrimenkul yatırım ortaklıkları hariç olmak üzere ana faaliyet konusu gayrimenkul ticareti olan ortaklıklara katılamazlar. Bu yasal düzenlemedeki amaç bankaların gayrimenkul yatırım ortaklıklarına dönüşmesini önlemek. Çünkü Türk bankacılık sistemi kredi verirken teminat olarak birinci derecede gayrimenkulleri kabul etmektedir. Krediler ödenmediği takdirde bankaya ipotek edilen gayrimenkuller satılıncaya kadar bankanın aktifinde yer alıyor yani mal varlığına dönüşüyor. Bu da bankaların öz varlık durumunu, sermaye yeterlilik oranını etkiliyor. Bankaların öz kaynaklarını daha çok nakit ve nakit benzeri kaynaklardan oluşmasını sağlamak için Bankacılık Kanunu böyle bir sınırlama getirmiş.
Öte yandan bugüne kadar bankalar “Bankaların Özkaynaklarına İlişkin Yönetmelik”in 9’uncu maddesinin 8’inci fıkrasının b bendi gereği bankaların alacaklarından dolayı edinmek zorunda kaldıkları ve aynı madde uyarınca elden çıkarmaları gereken emtia ve gayrimenkullerden edinim tarihinden itibaren üç yıl içerisinde elden çıkarılamayanların net defter değerleri, ana sermaye ve katkı sermaye toplamından indiriliyordu.
11 Temmuz 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik değişikliği ile bu hüküm yürürlükten kaldırıldı.Yani bankalar artık sahip oldukları gayrimenkulleri satsın veya satmasın artık öz varlık hesabından düşmeyecekler ve rasyo hesaplarında gayrimenkullerin de dahil edildiği öz kaynak tutarları geçerli olacak. Bankacılık Kanunu’nun 57. maddesi yürürlükte ama rasyo hesaplamalarına esas öz kaynak tespitinde artık gayrimenkullerin değeri tenzil edilmeyecek.

GEREKÇE

Bu yönetmelik değişikliğinin yani bankaların ellerinin rahatlatılmasının ana amacı bankalara yapılan “faiz indirin” baskısı karşısında bankalara bu anlamda taviz vermek ve faiz indirimini elverişli hale getirmek. Diğer gerekçe ise konut kredilerinde ciddi batık durumlar söz konusu. Bankalar bu yasal sınırlama nedeniyle icra takiplerinde ihtiyatlı ve ağır davranıyorlardı. İşte bu açıdan bankalar rahatlamış olacaklar. Bundan sonra konut kredilerinde icra takiplerinin yoğunlaşacağını bekleyebiliriz.

SONUÇLARI NE OLUR?

- Bu bankaların net varlık değerini artırır. Nitekim son iki gün içinde bankaların borsada işlem gören hisselerinde artış oldu ve BİST’de işlem gören bankaların piyasa değeri 805 milyar dolar yükseldi.
- Bu düzenlemenin bankaların sermaye yeterliliği üzerinde olumlu etki yaratacağı kesin. Bu da borsada bankalar açısından bayram havası getirir. Ama kısa süreliğine. Çünkü icra takipleri başlayıp krediler çürük alacağa dönüşünce işler tersine dönecek.
- Bu durum bankaları gayrimenkul yatırım ortaklığına, emlakçı durumuna dönüştürebilir. Bankaların aktiflerinin yüzde 50’sinin satılmayan veya satılamayan gayrimenkullerden (duran varlıklardan) oluşması daha uzun sürer.
- Bu düzenlemenin psikolojik olumsuz etkisi de var. Konut kredilerinde bankaların sıkıntıda olduğu algısı yoğunlaşır ki bu da bankaları olumsuz etkiler.
- Ancak bankaların emlakçı olmalarının önüne geçmek üzere sahip oldukları gayrimenkuller üzerinden sertifika çıkarılması teşvik edilerek menkul kıymete dönüştürülmesi ile yeni bir yatırım aracı da doğmuş olacak.

ALAN DARALIYOR!

Ekonomi son birkaç yıldır krizde. Hükümet bu krizi aşmak için sürekli teşvik, destek, aflara durumu kurtarmaya çalışıyor. Piyasaları rahatlatmak için Kredi Garanti Fonu devreye sokularak kredilere devlet kefil oluyor. Ama ne yaparsa yapsın faiz yükseliyor, indirmek istiyor; olmuyor. Kurlar istikrarsız durumunu koruyor. Her an hızlı yükselişler bekleniyor. Kimse dolardan çıkmak istemiyor. Şimdi de krediler olmazsa reel sektörün tıkanacağını gören hükümet bankaların elini rahatlatarak bir anlamda emlakçı olmalarına göz yumarak bu değişikliğin yapılmasını sağlıyor.
Yani anlayacağımız hükümet elinde ne koz varsa onu kullanıyor. Ama deniz de bitiyor. Daha kötü son isegiderek yaklaşıyor...