22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Başarı budur! Avrupa’da şampiyon dünyada ilk 5’teyiz!

Ufuk Söylemez

Ufuk Söylemez

Eski Yazar

A+ A-

AKP iktidarı eseriyle ne kadar övünse haklıdır bence. T. Erdoğan ve B. Yıldırım’ın 30 Ulusal TV kanalının neredeyse 28 tanesinde günde en az 5-6 kez, canlı-canlı bağıra-çağıra konuşarak, ekonomik icraatlarıyla övünüp, böbürlenmelerini çok görmemek lazım. Hatta büyük ekonomik başarıları başta olmak üzere AKP’nin icraatlarını 24 saat canlı olarak verecek birkaç TV kanalı daha tesis ve tahsis edilmesinde yarar var bence.
Neden, niçin mi? Niçin olmasın? Dile kolay ülkeyi ve ekonomiyi Avrupa’da şampiyon yaptıkları ve dünyada da ilk 5 ülke arasına sokmayı becerdikleri için tabii ki...
Şaka bir yana, Türk ekonomisi, giderek zayıflayan temel ekonomik göstergeleriyle, biriken ve ötelenen riskleriyle, ağırlaşan borç yüküyle ve hızla bozulan yatırım iklimiyle, yokuş aşağı giden, freni patlamış kamyon misali savruluyor maalesef.
Ülkemiz bugün, Avrupa’da toplam 50 bağımsız devlet arasında hem enflasyonu, hem işsizliği, hem de faizleri çifthaneye fırlamış ve burada kronikleşmiş olan tek ülke.
Tabi cari açık ve dış ticaret açığında da öyle.
Tek bir istisna olan, büyüme ve “ihracat arttı” şovları yapılırken, kişi başına düşen milli gelirde de dünyada 75. sıraya düşüyor olunması ne yazık ki...
438 milyar doları aşan rekor dış borcu ile, TL bazında - nominal (kâğıt üzerinde) olarak büyüyen ama reel olarak, dolar bazında küçülen bir ekonomiden bahsediyoruz.
Ancak iktidar ve hempaları rekor ithalat ve dış ticaret açığı artışlarını “ihracatta rekor kırdık” nidalarıyla örtbas ediyorlar.
5 yıldan beri dolar bazında küçülen ekonomimizi “rekor büyüdük” diye sunuyorlar.
Yine dolar bazında reel olarak fakirleşen halkı “büyüme masallarıyla” avutuyorlar.
Bana göre iktidarın en büyük başarısı gerçekleri ters-yüz etmekte ve başarısızlıkları ise başarı diye empoze etmekteki kabiliyetidir.
Hiç sıkılmadan, gerçekleri böylesine ters-yüz edebilmek hakikaten büyük bir başarı.
Bu kafa sayesinde, Avrupa’da bugün faiz oranları “sıfır ila yüzde iki” arasındayken, Türkiye’de yüzde 15-20’lere fırlamış vaziyette.
Bu kafa sayesinde, ev kadınlarını ve iş bulsa çalışmaya hazır olanları hesaba katmamalarına rağmen, yüzde 17’lere yaklaşan çifthaneli işsizlik bugün sosyal felaket boyutlarına erişmekte. Bu kafa sayesinde, yoksulu daha da yoksullaştıran en haksız ve adaletsiz vergi olan enflasyon Avrupa’da ve gelişmiş ekonomilerde “sıfır ila yüzde 2-3” aralığında iken Türkiye’de çifthaneye demir atmış durumda.
Buna sebep olanlar ise günde 5-6 kez canlı yayınlarla, Gobells’e rahmet okutacak türden “başarı propagandası” yapmak suretiyle adeta beyin yıkıyor, milletin aklıyla bir manada da alay ediyorlar.
Buna başarı denmez de ne denir?
Futbolda olamadık ama çifthaneli faizlerde, çifthaneli işsizlikte ve çifthaneli enflasyonda Avrupa’da şampiyonluğu, dünyada ise, 5.’liği yakaladık.
Bundan ala başarı olur mu hiç?
Ne mutlu bize...