29 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 26°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Başbakan nefret suçu işlemiyor mu? -(TAMAMI)

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

Başbakan ve partisi AKP’nin laik eğitime karşı açtığı savaş, imam-hatip okullarının ulusal eğitimin ana gövdesi haline getirme politikası ve uygulamaları tam anlamıyla anayasayı ihlal durumudur. Devrim yasalarından olan Öğrenim Birliği Yasası’nı (Tevhid-i Tedrisat Kanunu) yürürlükten kaldırmaktır. Anayasa’ya aykırı ve yasa dışı bu iş ve uygulamaların hesabı “yem-ül-mahşer”e kalmayacak; Türkiye, “Hukuk Devleti” kimlik ve niteliğine tekrar kavuştuğu gün Cumhuriyet bütün sorumlulardan hesap soracaktır.

Bu işin “yazı” tarafı. Bir de “tuğra” tarafı var.

Militan Erdoğan

Yeni eğitim-öğretim yılını Denizli’nin imam-hatip lisesinde açan Başbakan R. T. Erdoğan militanca bir konuşma yaptı ve akıl almaz şeyler söyledi:

“Bugünden itibaren, bu dönemden itibaren artık imam-hatip okulları milletin okulları olarak eski parlak günlerine geri dönüyor. 28 Şubat sürecinde imam-hatiplerin orta kısımlarını kapattılar, bununla da yetinmediler, lise kısımlarına da talebin azalması için üniversite sınavında katsayı engelini getirdiler. Yoksul Anadolu evlatlarının devam ettiği okullarına vebalı muameleri yaptılar. Çıkardığımız yasa ile imam-hatip okullarının yeniden açılmasını sağladık.”

İmam hatip militanı R. T. Erdoğan gene mağdur edebiyatı yaparak gerçekleri saptırıyor: 28 Şubat Kararları uyarınca çıkartılan yasa, Anayasa’ya ve yasaya aykırı fiilî duruma son vermiş ve imam hatip okullarını, tam anlamıyla olmasa da, yasayla belirlenmiş kuruluş amacına uygun duruma getirmiştir.

Başbakan RTE’nin yaptığı bu konuşma yürürlükteki Anayasa’nın 174 maddesi ile, 3 Mart 1924 tarih ve 430 sayılı Öğrenim Birliği Yasası’na A’dan Z’ye aykırıdır. Anayasa ve yasalara aykırı yaptırım ve uygulamalar yasa tarafından suç olarak tanımlanmaz mı?

İmam-hatip okulları, 430 sayılı kanunun 1.maddesine göre: “İmam ve hatiplik gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesiyle görevli memurların yetiştirilmesi için” açılmıştır. Bu maddeye aykırı yönetmelikler çıkartılmasına karşın yasa yürürlüktedir. Bu nedenle Başbakan’ın yaptığı konuşma tarihe, gerçeklere ve doğrulara iftira sınıfına girer.

Saptırıcı Erdoğan

Başbakan Denizli’de yaptığı konuşmada, gerçeklere aykırı saptırmalarını inatla sürdürüyor:

“Ne zarar gördünüz imam hatip okullarından da bunları kapattınız? Ne yaptı imam hatipliler size de bunları kapattınız? Terörist yetişmediği için mi imam hatip okullarını kapattınız? Ben, evlatlarım, birçok bakan arkadaşlarım imam hatip lisesi mezunları olarak bugün imam hatip okullarına itibarını iade etmenin bahtiyarlığını, bunun tarifsiz heyecanını yaşıyoruz.”

1. Başbakan RTE en azından şunu itiraf ediyor: Başbakanın bizzat kendisi, çocukları ve bakan olmuş arkadaşları, imam hatip okulu mezunu olarak, Türkiye Cumhuriyeti anayasasına ve yasalarına aykırı durumdan dolayı bahtiyarlık ve heyecan duymaktadılar. Yasa tanımazlığı övünç vesilesi yapmaktadırlar ki bu da kilitli ve saplantılı bir ruhsal ve zihinsel duruşu işaret eder.

2. Başbakan RTE, imam hatip okulları dışında kalan okulların terörist yetiştirdiğini iddia etmektedir. Bu iddia lafta kalmamalı, TBMM açılır açılmaz, terörist yetiştiren laik okullar hakkında meclis araştırması açtırmalıdır. Bu işi AKP yapmaz ise CHP mutlaka yapmalıdır. Bir başbakan laf olsun torba dolsun diye konuşmaz. Mutlaka bir bildiği vardır.

Bunlar yapılmaz ise, iş ülkemizin o pek yavuz sefil toplum örgütlerine düşer. Başta İstanbul’dakiler olmak üzere ülkemizin ünlü laik liselerinin dernek ve vakıflarına düşer.

Bu cümlenin hesabı, siyasete adım attığından bu yana uygulamalarıyla, davranış ve konuşmalarıyla bir Cumhuriyet ve devrim karşıtı olduğunu ( “2.Cumhuriyet Tartışmaları, Başak Y., S 418-423) kanıtlamış olan Başbakan RTE’den sorulmalıdır. Acaba bu tavrı, hal ve gidişi ile nefret suçu işlemiş olmuyor mu?

Başbakan doğruyu söylemiyor

Bir zamanlar Süleyman Demirel de “Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz’’ (Milliyet, 22.07.1976) demişti. 36 yıl sonra, Darbeleri Araştırma Komisyon’unda yaptığı konuşmada sözüne açıklık getirdi: “Bu sözü ‘Cinayeti kim işliyorsa canidir, şiddet nereden gelirse gelsin karşıyım’ diyerek söyledim. Ama o sözün o bölümü hafızalara yapıştı. Efelik yaptık, ayağımıza dolaştı“ dedi.

Başbakan RTE’nin, Demirel gibi sözünü bir gün geri alacağını sanmam. O tutarlı bir Kasımpaşalıdır.

Ama, Işık Kansu 19.09.2012 tarihli Cumhuriyet gazetesinde İslamcı teröristler arasında yer alan imam hatip mezunlarından küçük bir buket sundu: Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Çetin Emeç ve Turan Dursun’u öldürmekten hükün giyenler ile Hizbullah davasından ceza alanlar arasında çok sayıda imam hatip mezunu yer alıyor. Işık Kansu ayrıca birkaç ad veriyor ve vukuatlarını anımsatıyor: Hasan Kılıç, Mehmet Ali Tekin, Selçuk Sanlı, Ekrem Baytap, Mehmet Ali Şeker, Mehmet Zeki Yıldırım, Ayhan Usta, Hacı İnan...

Bunlar bilinenler ve elbette “meçhuller” de vardır. Başbakan’ın laik okulları imam hatipleştirme programı tamamlandığı zaman ülkenin bütün teröristleri bu okullardan çıkacaktır. Bahtiyar imam hatip mezunlarına ne mutlu!

NOTA BENE: 27.09.2012 akşamı NTV & Star televizyonları ortak yayınında, Başbakan R.T.Erdoğan’ın karşısında oturan Mehmet Barlas, Nermin Yurteri, Nazlı Tarhan ve Erhan Ertürk adlı şahıslar muhataplarına, imam hatiplerle ilgili olarak, ne Anayasa’nın 174 maddesini ne de 3 Mart 1924 tarih ve 430 sayılı Öğrenim Birliği Yasası’nı sordular. Sadece top kaldırdılar. Yaptıkları bu işe kendi dillerinde “gazetecilik” diyorlar.