Başbakanlık, Osmanlı tarihini muzır neşriyat ilan etti
Yeni Türkiye’mizdeki sansür, Osmanlı devrini bile aratır oldu. Çünkü Osmanlı kaynaklarını kullanarak hazırlanan tarih çalışması muzır neşriyat ilen edildi. Tarafımızdan yazılıp Kaynak Yayınları’nca yayımlanan Osmanlıda Oğlancılık adlı kitap, Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu tarafından poşete sokulacak.
Bu kurulun, hiçbir somut belgeye, kanıta dayanmayan 25.01.2018 tarihli raporunun 1. sayfasında deniliyor ki: “..... doğruluğu şüpheli olan, yazarın kendine göre seçtiği çeşitli kaynaklardan alıntılar yaparak adeta Osmanlı toplumunun tümüne şamil bir yaşam biçimi gibi ortaya koyduğu müşahade edilmektedir.”
Halbuki kitabın hazırlanmasında kullanılan kaynaklar, Osmanlı döneminde Osmanlı şairleri ve yazarları tarafından yazılmıştır. Osmanlı padişahlarının divanları da dahil şairlerin divanları, şehrengizler, başta Evliya Çelebi Seyahatnamesi ve Gelibolulu Ali’nin Ziyafet Sofraları olmak üzere en önemli Osmanlı kültür ürünleri söz konusu kitabımızın hazırlanmasında temel kaynak alınmıştır.
Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, Evliya Çelebi’nin yazdıklarını veya Padişah Fatih Sultan Mehmet’in şiirlerini muzır neşriyat ilan ederek sınırlarını aşmış ve yine Osmanlı kültüründen habersiz olduğunu da göstermiştir.
KİTAPTA OĞLANCILIK ELEŞTİRİLİYOR
Eserin son bölümü “Cumhuriyete Aktarılan” incelendiğinde görülecektir ki bu eser, oğlancılık denilen gayr-i tabii ilişkiyi eleştirmek üzerine kurulmuştur. Ayrıca bu sapkın eğilimin günümüze uzanan bazı örnekleri gösterilerek çocuklarımıza yönelik tehlikenin altı çizilmiştir. Bu haliyle de eserimiz; küçüklere zarar vermek veya onların manevi yapılarını olumsuz etkilemek için değil, tam aksine o yapıyı deşifre ederek çocuklarımızı bu eğilimden korumayı amaçlamıştır.
Yine eserde oğlancılığın Osmanlı toplumunun tümüne şamil olduğuna ilişkin bir iddia yoktur ve böyle bir tez de ispat edilmeye çalışılmamıştır. Oğlancılığın Türk milletine yabancı olduğu ikide bir vurgulanarak milli kimliğimizin temizliği, böyle sapıklıktan uzak olduğu gösterilmiştir ve daha kitabın ilk sayfalarında bu vurgu başlatılmıştır. Örneğin: “Hiç kuşkusuz ki bu ilişkiye en uzak duran millet Türklerdi. Türkler, ..... oğlancılığı yaşam biçimi olarak benimsememişlerdir. (sayfa 22-23)”
Ayrıca, Osmanlı’da görülen oğlancılığın dinle ilgisinin bulunmadığı, İslam dininin bunu yasakladığı değişik yerlerde anlatılmıştır. Bir hadisi de aktarılarak İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in oğlancılığa karşı olduğu özellikle gösterilmiştir. (sayfa 22)
Hatta bu işin bir mezheple ilişkilendirilmesi yanlışını göstermek için de şu tespit yapılmıştır: “Sünni ahlak; halkın devleti denetlediği durumlarda örfe uygun ve sağlam ahlaktır. (sayfa:73)”
OSMANLI TARİHİNİ BİLMEYEN KURUL
Raporda, “Osmanlı Devleti’nin kuruluş felsefesinin ve temellerinin göz ardı edildiği” iddiası da yanlıştır. Çünkü eleştirilen yapı, Osmanlı Devleti’ni kuran Türk yapı olmayıp devleti 16. Yüzyıl başlarında tamamen ele geçirmiş olan devşirme kadrolardır. Bunların nasıl oluştuğu da uzun uzun anlatılmıştır. Bunların aralarında bir tane bile Türk çocuğu olmamıştır. Ne yazık ki raporu hazırlayan Başbakanlık Kurulu, bunu bile ayırt edebilecek kadar bir tarih bilgisine sahip değildir.
Soru şu: Bu kurul, küçükleri muzır neşriyattan korumak derdinde mi yoksa Osmanlı devşirmelerinden günümüzdeki bazı karanlık odaklara aktarılan gulamparacı tavrı gizlemek peşinde mi?
Elbette ki başımıza poşet geçirilmemesi itiraz edeceğiz. Umarım ki Türk yargısı bu türlü sansüre dur diyecektir.