Baskın seçim

Görünüşte baskın seçim, aslında görebilenler için çok önceden planlanmış bir erken seçim.

Fısıltı gazetelerinde erken seçime gidileceği haberleri aylar öncesinden yankılanıyordu. Ancak Cumhurbaşkanı’nın sıklıkla “Seçimler zamanında yapılacak” açıklaması Vatan Partisi dışında bir çok çevreler için son derece inandırıcı olmuştu. Erken seçime gidilebileceğini gören Vatan Partisi, 27 Ocak 2018 de yapmış olduğu Olağanüstü Kurultay’da Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek‘i oybirliği ile Cumhurbaşkanı aday olarak belirlemiş ve imza kampanyasını başlatmıştı.

Bilindiği üzere mecliste grubu bulunmayan siyasi partilerin aday gösterebilmesi için 100 bin imza gerekmektedir. Vatan Partisi de bu imzaların yarıdan fazlasını şimdiden tamamlamıştır.

O halde neden Baskın seçim başlığını attık?

Birincisi hükumet Anaysa gereği çıkarması gereken uyum yasalarını çıkarmamıştır. Örneğin 100 bin imza nasıl toplanacak?

Parti ilçe teşkilatlarının topladığı imzalar doğrudan ilçe seçim kurullarına mı verilecek? Ya da her vatandaş tek tek gidip ilçe seçim kurullarına imza mı verecek? Veya noter tasdikli imza mı istenecek?

AKP ve MHP nin Kasım 2019 da yapılacak seçimlerden 21 ay önce daha uyum yasaları vs. dururken alelacele seçim ittifakını tamamlamış olmaları aslında erken seçimin çok önceden kararlaştırılmış olduğunun göstergesi idi.

Öte yandan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile partili vekillerin çeşitli bahanelerle seçim çevrelerine gitmeye başlaması da erken seçimin habercisi idi.

Yine ekonomideki kötü gidişe rağmen faizlerin baskı altında tutulması teşvik kredileri getirilmesi, ve her nasıl olmuş ise kişi başına milli gelir azalırken %11.1 lik büyüme gibi vitrinler de erken seçimin habercisiydi.

İktidar açısından bakıldığında anket sonuçları (AKP + MHP %41) olumsuz olmasına rağmen erken seçim kaçınılmazdı. Ekonomi daha da kötüye gitmeden hazır şeker fabrikaları satılıp 3-5 kuruş da hazineye girmişken seçim yapmanın kendileri açısından avantaj olacağını düşündüler. Öte yandan 24 Haziranda seçim yapılması ile anketlerde %13 ve üzerinde oy potansiyeli olan İyi Parti’nin önünün kesilebileceği hesaplanmış olmalı. Konuya ilişkin Siyasi Partiler Kn. 36 ncı maddesi net olmayıp yoruma açıktır ve buna da Yargıtay karar verecektir.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan birçok kereler “Seçimler zamanında yapılacaktır” açıklaması ile Ana Muhalefet Partisini uyutmuştur ve Ana Muhalefet Partisi henüz adayını belirleyememiştir.

İşte bu gerekçelerle seçime Baskın Seçim diyebiliriz. Bunu sezen ve sene başından itibaren tedbirlerini alarak Cumhurbaşkanı Adayını belirleyen tek parti Vatan Partisi olmuştur.

AKP-MHP ortaklığı iktidar olanaklarını sınırsız kullanacak ve daha öncekilere göre çok daha dudak ısırtan paralar harcayacaktır. Ancak bu kez olmayacak, Erdoğan % 51 i bulamayacaktır. Üretim ekonomisini yok edip borçlanma ekonomisi ile geldikleri noktada artık deniz bitmiş karaya vurmuşlardır. Komşularla ilişkiler ve dış politikadaki yalpalamalar, istikrarsızlıklar ülkenin itibarını bitirmiştir. Kısacası günahları çoğalmış ve halkımızın da tahammülü kalmamıştır. Esasında geçen yıl yapılan Anayasa değişikliği Erdoğan iktidarına son veren bir başlangıç olmuştur. Şöyle ki daha önce %38-40 oy oranı ile iktidar olabilen Erdoğan’ın şimdi %51’ e ihtiyacı var ve bunu da alması pek mümkün görünmüyor.

Erken seçim kararının hafta sonuna meclisten çıkması bekleniyor. Bu erken seçim kararı Vatan Partisi dışındaki partiler için baskın seçim kararı olacaktır.