Batı bizi çökertmek istiyor!
Emperyalist Batı, destekçisi veya cesaretlendiricisi yahut yönlendiricisi olduğu darbe teşebbüsü başarısız olunca uluslararası mali kuruluşlar aracılığı ile ekonomimizin çökertmek için harekete geçti. Kredi derecelendirme kuruluşları yemediler içmediler hemen not vermeye başladılar.
FETÖ’yü başımıza bela eden,işin buralara gelmesine neden olan ve borçlanma ve tüketime dayalı ekonomi ile bizi küresel güçlere bağımlı hale getiren AKP iktidarını yıllardır bu yönüyle hep eleştirdik. Ancak geldiğimiz noktada bu sefer de ülkemizi ekonomik darbeden korumak adına kredi derecelendirme kuruluşlarının bu not değerlemelerinin iyi niyetli olmadığını söyleyerek hükümete destek vermek zorundayız.
NE OLUYORSUNUZ?
Fitch Türk bankaları ile ilgili aşağıdaki değerlendirmeleri yaparken bankaların riskinin arttığını vurguladı.
“Türk bankalarının kredi profilleri ülke risklerine karşı hassas. Türk bankalarının finansal ölçütlerinde kısa vadede herhangi bir hızlı hareket beklemiyoruz. Bankacılık sektörünün turizm sektörüne kredileri toplam kredilerin yüzde 3’ü gibi küçük bir seviyede Türk bankacılık sektörünü, temel olarak sağlam görmeye devam ediyoruz. Not verdiğimiz Türk bankalarıın döviz likidite seviyesi genel olarak uygun ve kısa vadeli döviz yükümlülüklerine büyük ölçüde yeterli.”
Moody’s Türkiye’yi izlemeye aldı. Gerçi izlemeye almak olumsuz bir durum olarak adlandırmayalım. Ama aceleniz ne?
Standard&Poor’s Hazine ile 2013’ten beri sözleşmesi olmayan S&P’nin düne kadar Türkiye’ye notu ‘BB+’ ve yatırım yapılabilir seviyenin altındaydı. S&P “İç siyasi duruma orta ve uzun vadeli etkileri, yabancı yatırımcıların vereceği tepki ve kredi notuna potansiyel etkileri değerlendirilecek” dedi ve önceki gün piyasalar kapanın kapanmaz Türkiye’nin kredi notunu düşürdüğünü duyurdu. BB’ye indirilen notun görünümü de negatif olarak belirlendi.
Ülkemiz ekonomisini bu kuruluşların notlarına göre değerlendirme olanağını sağlayan, AKP’nin uyguladığı yanlış ekonomik politikalardır. Umarız AKP dış borç, sıcak para ve çılgın tüketime dayalı ekonomimizin bu kredi derecelendirme kuruluşlarının elinde oyuncak olmasını önleyici köklü dönüşümü başlatır.
Ekonomik müjdeler paketleri yararlı tedbirleri içerse de yapısal değişiklik olmadan bağımlı ekonomimizin bağımsız ekonomi haline getirmek mümkün olmayacak. Bu nedenle üretime dayalı ekonomi için hemen büyük bir plan yapmak zorundayız. Gerçi AKP’nin fıtratında bu yok ama durumun vahametini artık anlamalı, diye düşünüyoruz.
Yoksa hamaset yaparak ve Sultanhamam piyasasına halk koştu ve ekonomiye sahip çıktı, fantezileri ile durumu kurtarmak mümkün olmaz.
KAYGI VERİCİ DURUMLAR
- Reel sektörde yaprak kıpırdamıyor. Nakit darlığı var.
- Şirketler stoka mal yapmak veya almak istemiyor.
- Tahsilat vadeleri oldukça uzadı. Çeklerde düzenleme değişikliği ekonomik zorluğa hemen çare olmaz.
- Sıcak para bıyıklı sermaye dışında gelmez.
- Yabancı yatırımcı artık zor gelir. Gelen de gider.
- Yabancılarla yapılan ticari görüşmeler tele konferans düzeyine indirgenmiş durumda. Yabancılar ticari ziyaretlerini erteliyorlar. Yakından bildiğimiz üç işbirliği dün itibariyle ertelendi.
- FED faiz silahı hâlâ kaygı yaratmaya devam ediyor.
- Dış borcumuz+400 milyar doların altına düşmüyor.
- İşsizlik had safhada. Yüzde 5 büyüme olmadan işsizliği çözmek mümkün değil.
- Orta gelir tuzağındayız.
- OHAL’ın ticareti tedirgin edeceği ve her kesimi ihtiyatlı davranmaya iteceğini söyleyebiliriz.
- Bunlar yetmiyormuş gibi kredi derecelendirme kuruluşlarının siyasi yönü ağır basan değerlendirmeleri iyice bizi köşeye sıkıştıracak.
Her şeyi ile çileli Anadolu topraklarında önümüzdeki birkaç yılın acılarla geçeceği kesin. Tek çözüm üretim ekonomisine dönmek ve Cumhuriyet kuruluş felsefesine sahip çıkmak.