22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Batı’da Hitler’in hayaleti dolaşıyor

Gözen Esmer

Gözen Esmer

Site Yazarı

A+ A-

İnsansı hayvanlarla savaşıyoruz ve ona göre hareket edeceğiz.” Bu sözler İsrail savunma bakanı Yoav Gallant’a ait. Bizler için bu sözler elbette şaşırtıcı değil, zira emperyalist Batı her zaman Doğu’yu insansı hayvan olarak görüyordu. Irkçılığın Aydınlanma Çağı’na kadar uzanan tarihsel kökleri var. Kolonileştirmenin en temel argümanlarından birisi de Hintlilerin, Afrikalıların insan olmadığı yönündeydi.

Batı’da Hitler’in hayaleti dolaşıyor - Resim : 1
Nazilerin insandışılaştırma eylemi yalnızca Yahudilere yönelik değildi. Onlar için Asyalılar barbardı, Çingeneler, Afrikalılar, sakatlar aşağıydı. Polonyalılar, “insanlıktan çıkmış ve insana benzemeyen”di.

Medeniyetin başlangıcı tartışmalarından günümüze de bu çatışma fikri temelde de sürüyor. Almanya’da ortaya çıkan faşizm dalgası tarihte görülmemiş sistematik soykırıma yol açtı. Faşizmin karşısında da yine insancıllığı ve insanlığı savunan Doğu toplumları vardı. Sovyetler Hitler’i durdururken, Çin Halk Cumhuriyeti faşist Japonlara ve Çan Kay Şek yönetimine karşı mücadele veriyordu. Latin Amerika’da, İspanya’da, İtalya’da ise faşist ve diktatör yönetimlere karşı direniş hep sürdü. -Bütün kara parçalarında Afrika dahil-

Afrikalılar da sömürgeciliğe boyun eğmediler. 1912’deki Rif Savaşı belki en iyi örnektir. Bugün ise sömürgecileri topraklarından kovmaya başladılar. Mali’de, Kongo’da yaşananlar yeni bir çağın müjdesini bir kez daha veriyor. Keza Karabağ’ın kurtuluşu, bugün Filistin halkının yeniden ayağa kalkıp isyan etmesi yeni bir dünyanın doğum sancılarıdır.

Batı’da Hitler’in hayaleti dolaşıyor - Resim : 2
İsrail'in Başbakanı, Gazze’de vurulan evlerin videosunu gururla paylaştı. O devletin Savunma Bakanı ise Filistinlilerin insan olmadığını iddia etti.

BATI’NIN SÖMÜRGECİLİK TARİHİ IRKÇILIĞA DAYANIR

Avrupa’nın sömürgecilik tarihinde medeniyet merkezlerinin Anadolu, Mezopotamya, Mısır olduğunun inkârı var. Bununla birlikte örneğin İspanyol Sömürgeciliği’nde olduğu gibi, kolonileştirme sürecinde yerlilerin topraklarının mülkiyetsiz olduğu iddiası var. Daha da ileriye gidildiğinde örneğin İngilizlerin Hintlileri sınıflandırdığı gibi, özellikle kabile halinde yaşayan toplulukların insan olmadığı düşüncesi var. Nitekim Belçika’nın, Fransa’nın, İspanya’nın, İngiltere’nin sömürgelerinde yaptığı işkenceler ortaya çıkmaya devam ediyor.

Sömürge dönemi aslında romanlara da konudur. Örneğin, Fransız aydınlanmasının büyük ismi Voltaire’in Candide adlı romanı Avrupalı olmayan bütün halkları kötüler. Ya da 100 temel eserde yer alan hemen hemen herkesin okuduğu Robinson Crusoe. Bir sömürgecidir aslında Robinson ve Cuma onun esiridir. Cuma hiçbir zaman Robinson’la eşit değildir. Bugün de Batılılar Türkleri deveye binen, ilkel ama egzotik bir millet olarak tasvir etmiyor mu?

Sömürgeciliğin faydalarını savunanlar “en insaflı sömürgeci” olarak İngiltere’ye bir Mecidiye Nişanı takıveriyorlar. Neymiş, sömürmüş ama “medenileştirmiş.”

Bugün örnek gösterilen Hintliler ve Güney Koreliler emperyalizmin ucuz işgücü ve gönüllü uşağı olmak için “eğitiliyor.”

İşte İngiltere Başbakanı, Hindistan kökenli Sunak, İsrail’e her türlü silah yardımını yapacaklarını açıklayabiliyor.

Devrimci değerlerini çoktan yitirmiş Batı, bugün dolu dizgin faşizme doğru gidiyor.

Tarihin en büyük sistematik soykırımını yapan Naziler Almanya’dan çıktı. Sözde bu soykırımla yüzleşen Almanya bugün Ukrayna’daki Neonazilere tır tır silah vermekten çekinmiyor. 75 senedir açık cezaevinde yaşayan, işkencelere uğrayan Filistin halkının onurlu yaşam hakkı görmezden gelinirken, İsrailli “sivillerin” ölümü için Avrupa kapılarına Siyonist Devlet’in bayrakları asılıyor. O devletin Başbakanı, Gazze’de vurulan evlerin videosunu gururla paylaştı.

O devletin Savunma Bakanı ise “insansı hayvanlarla savaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Yani Filistinlilerin insan olmadığını iddia etti.

Batı’da Hitler’in hayaleti dolaşıyor - Resim : 3
Çok bilinen romandaki Robinson aslında bir sömürgecidir. Cuma onun esiridir. Cuma hiçbir zaman Robinson’la eşit değildir

İNSANDIŞILAŞTIRMA

Bu söz bir yerlerden tanıdık. Nereden mi? İnsandışılaştırma olarak dilimize çevrilen dehumanization kavramı, tarihsel olarak kökeni, sömürgeciliğe dayansa da esas olarak Nazilerle hayatımıza girdi.

İnsandışılaştırma temelde şu demek:

Başkalarının tam insanlığının inkârı ve buna eşlik eden zulüm ve acıdır. Nazilerin Yahudileri “fare” olarak görmesi ve kurulan toplama kampları akla gelir. Nazilerin insandışılaştırma eylemi yalnızca Yahudilere yönelik değildi. Onlar için Asyalılar barbardı, Çingeneler, Afrikalılar, sakatlar aşağıydı. Polonyalılar, “insanlıktan çıkmış ve insana benzemeyen”di.

Zygmunt Bauman insandışılaştırma kavramını şöyle açıklıyor:

İnsandışılaştırma, toplama kamplarındaki -eylemleri yaşamı en ilkel düzeyde sürdürme uğraşına indirgenerek, insana özgü değerlerin kültürel (hem bedensel hem davranışsa]) simgelerinin kullanılması engellenerek, hatta alışılmış insan görünümünden yoksun bırakıla rak-tutukluların korkunç fotoğraflarını akla getiriyor. Peter Marsh'ın dediği gibi, "Auschwitz'in çitleri önünde durup da derileri büzülmüş, göz çukurları boşalmış, bir deri bir kemik kalmış bu iskeletlere bakınca -bunların gerçekten insan olduğuna kim inanırdı."

Kitabın devamında Bauman, insandışılaştırma kavramını daha da genişletiyor, Modernite ve Holokost kitabında. Aslında hakkı var: Örneğin Koronavirüs salgını sırasında tablolar yayınlandı. Sanki o rakamlar birer insan değilmiş gibi geldi gözümüzün önünde. Ve bütün yayın organları tabloyu yayınlama yarışına girdiler. Bugün bir olay olduğunda ilk merak edilen, ölü ve yaralı sayısı. Oysa her insanın apayrı hikâyeleri var. Başa mı döndük yoksa? Nazilerin de ilhamını aldığı Sosyal Darwinizm. Bugün İsrail’in Filistin’e yaptığı tam olarak bu. Nitekim Savunma Bakanı da bunu açıkça söylemekten çekinmiyor. Emperyalist Batı ise Brandenburg kapısına Nazi Bayrağı asmasının ardından bu sefer de faşist bir devlet olan İsrail’in bayrağını asıyor. Bugün Avrupa’da Hitler’in hayaleti dolaşıyor. Son söz Filistin’in Şairi Mahmud Derviş’in: Çıkıp gidin toprağımızdan denizimizden, karamızdan buğdayımızdan, tuzumuzdan, taşımızdan defolun her şeyimizden! Defolun belleğimizdeki anılardan ey yürüyenler eğreti sözcükler arasında!

Nazi Filistin İsrail