Batı’nın Rusya’ya yaptırımları delik deşik oldu
Başını ABD’nin çektiği emperyalist Batı ülkeleri, 2014 yılından bu yana Ukrayna krizinden dolayı Rusya’ya ekonomik yaptırım uygulamakta. Rusya da buna karşı Avrupa ürünlerinin Rusya’ya girişini yasaklamıştı. Bunun üzerine Avrupalı üreticileri Rusya pazarındaki pozisyonlarını kaybetmişlerdi. Rusya, Avrupa tarım ürünlerinin birinci ithalatçısıydı. Almanya ve İspanya da var bu ülkeler içinde ama özellikle Fransız tarım ürünlerinin baş alıcısı Rusya’ydı. Rusya’nın Avrupa’nın et ve süt ürünlerine koyduğu ambargo özellikle Fransız çiftçisini vurmuştu.
BATI YAPTIRIM UYGULADI RUSYA GAZI KESTİ
Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı özel operasyon ile Şubat 2022’den sonra, ABD’nin peşine takılan Avrupa daha kapsamlı bir yaptırım furyasıyla Rusya’ya saldırdı. Dönemin Fransa Ekolojik Geçiş Bakanı Barbara Pompili, “AB'nin 27 ülkesi, ABD tarafından karar verildiği gibi, Rus hidrokarbonlarının ithalatlarına tam bir ambargo uygulamaması” gerektiğini söylemişti. Enerji alanında Rusya’ya bağımlı olan Avrupa ABD’nin bütün zorlamalarına rağmen Rus gazını yaptırımların dışında tuttu.
Fakat Rusya, bir çok sektörde kendisine uygulanan yaptırımlara Kuzey Akım-1 gaz boru hattının vanalarını kapatarak cevap verdi. Rusya’dan Almanya’ya yılda 55 milyar metreküpe kadar gaz taşıyan bu devasa gaz boru hattı sadece Almanya’nın gaz ihtiyacını karşılamıyor; Rusya'dan Almanya’ya gelen gazın bir kısmı İngiltere, Belçika ve Fransa gibi Batı Avrupa'nın birçok ülkesine taşınıyordu. Bu boru hattına paralel olarak inşa edilen Kuzey Akım-2 ise yine yaptırımlardan dolayı faaliyete geçirilmedi. Ukrayna’dan geçen gaz boru hattı işlevsiz ve Polonya'dan geçen Yamal-Avrupa gaz boru hattının ise verimi önemli ölçüde düşürüldü.
AVRUPA’DA ENERJİ KRİZİ
Avrupa, Rus gazını yaptırımların dışında bırakmıştı ama Rusya’nın boru hatlarının vanasını kapatması Avrupa’da bir enerji krizinin habercisi oldu. Avrupalı yöneticileri bir telaş aldı. Dönemin Fransa Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire "En kötü senaryoya" hazırlanma çağrısı yaptı. Le Maire, “Rus gazının tamamen kesilmesi bugün en olası seçenektir (…) Günlük yaşamımızda, istihdamda, şirketlerimizin işleyişinde, Fransız sanayisi üzerinde kesinlikle büyük etkisi olabilecek bir enerji kriziyle karşı karşıyayız." açıklamasında bulundu.Avrupa devletlerinin Rusya’ya bağımlılığın aynı olmadığını belirten Le Maire “Fransa yüzde 20 Rus gazı arzına bağımlıdır, Avrupa ortalaması yüzde 45, Almanya yüzde 55 ve bazı devletler tamamen bağımlıdır (...), örneğin Finlandiya, Rusya'dan yüzde 100 gaz almaktadır." dedi. Aynı şekilde dönemin Fransa Başbakanı Elisabeth Borne da "Fransa bu kış gaz konusunda gergin olabilir. (…) Rusya ile Avrupalılar arasında tam bir kesinti olması durumunda enerji fiyatları yükselecek, Fransa Rus gazına çok bağımlı olmasa bile küresel olarak gazın fiyatını artıracak ve bu da nihayetinde ülkeyi etkileyecektir” açıklamasıyla yaşanacak enerji krizine dikkat çekmişti.
Avrupalılar Rus gazına alternatif arayışlar içine girdiler. Öne çıkan seçenek, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG). Burada Cezayir, Katar ve ABD’yi bir seçenek olarak gördüler. Ancak LNG son derece pahalı ve gerekli alt yapı eksikliği olduğundan kısa vadede istenilen ölçüde LNG’nin ülkeye getirilmesi zordu. Diğer ileri sürülen çözüm fosil yakıtların kullanımının artırılması, gaz yerine petrol ve kömürün devreye sokulmasıydı. Bu durumda “kömürle çalışan elektrik santrallerini yeniden açmayı gündemlerine aldılar.
AB Komisyonu raporuna göre, 2022’nin ilk çeyreğinde toptan elektrik fiyatları geçen yılın aynı çeyreğine göre İspanya ve Portekiz'de yüzde, 343, Fransa'da yüzde 336 ve İtalya'da yüzde 318 arttı.
Sonuç olarak; hangi arayışlara yönelirlerse yönelsinler, hangi kısıtlamaları getirirlerse getirsinler kısa vadede Rus gazının dışında bir alternatiflerinin olmadığı ortadaydı.
KRİZ AVRUPA SANAYİSİNİ VURDU
Avrupa ülkelerinin ekonomileri durgunluğa girdi, enflasyon yükseldi, sanayi çarkı yavaşladı, fabrikalar kapanmaya ve işçi çıkarmaya başladı. Sadece enerjide değil enerjinin tetiklediği başta gıda olmak üzere tüketim mallarının fiyatları fırladı. Bu durum sosyal çalkantıları ve kaosu tetikleyecek ortama zemin hazırladı.
Sadece halk değil patronlar da feryat etti. Fransız İşverenler sendikası Medef’in başkanı Geoffroy Roux de Bézieux, Cumhurbaşkanı Macron’a çağırıda bulunarak şirketlerin “iflasın eşiğinde olduğunu” ifade ediyor ve “imdat” diyordu: “Bu şirketlerin Fransız olmasını ve Fransa’ya yatırım yapmaya devam etmesini mi tercih edersiniz, (...) Yoksa yabancı bir çokuluslu şirket tarafından satın alınmasını ve her şeyin Fransa’dan gitmesini mi?” diye soruyordu.
Volkswagen'in Almanya'daki fabrikalarını kapatma kararı Avrupa’da “deprem” etkisi yaptı. Alman otomobil üreticileri, enflasyonist baskılar, yüksek enerji maliyetleri ve Avrupa'daki ekonomik durgunlukla karşılaştılar.
MİLLİYETÇİ PARTİLER: ‘YAPTIRIMLARI DURDURUN’
Fiyatların iki üç kat artması halktaki huzursuzluk ve tepkileri artırdı. Özellikle Rusya ile dostluk ve diyalogu savunan milliyetçi partiler Rusya’ya yaptırımların kaldırılmasını isteyen açıklamalarda bulundular. Almanya için Alternatif partisi (AfD) yaptırımları "yararsız" olarak görüyor ve Rusya ile Almanya arasındaki Kuzey Akım doğal gaz boru hattının faaliyete geçirilmesi çağrısında bulunuyordu. Fransa’da Ulusal Birlik Partisi lideri Marine Le Pen de Rusya'ya karşı yaptırımların kaldırılmasını istiyor ve yaptırımların "Avrupalılara acı çektirmek" dışında "hiçbir amaca hizmet etmediğini" ifade ediyordu. Le Pen, “Rusya iyi gidiyor, AB acı çekiyor. Avrupalılar kışın nasıl donmayacağını düşünürken ve Fransa'da sıradan Fransızlar akaryakıt dolduramamaktan şikâyet ederken, Rus ekonomisi beklenenden daha iyi, diğer yandan Avrupa ülkeleri beklenenden daha fazla acı çekiyor" diyordu.
Bunu diğer Avrupalı liderler ve hükümetler de görüyordu. Ama yakalarını ABD’ye kaptırmış Atlantikçi yöneticiler yaptırımlara devam etti ve paket üzerine paket açıkladılar. Yaptırımların Rus ekonomisini dize getireceğini söyleyen bu siyasetçiler ve uzmanların büyük çoğunluğu fena halde çuvallamıştı.
AVRUPA EKONOMİSİNDE DURGUNLUK, RUSYA’DA BÜYÜME
İngiliz New Statesman,“Rus ekonomisi çok iyi durumda. Uluslararası Para Fonu, savaşın etkisi sayesinde bu yıl tüm büyük G7 ülkelerinden daha hızlı büyüyeceğini açıkladı” diye yazıyor. New Statesman “Petrol ve gaz dışı gelirlerin önümüzdeki yıl %73 oranında artması bekleniyor. Rusya savunma harcamalarını borçla değil, gelişen ekonomisiyle finanse ediyor” diye ekliyor (9 Ekim 2024). Fransız ekonomi gazetesi La Tribune’e göre Rusya “hala küstah bir büyüme gösteriyor” ve “Gayri Safi Yurtiçi Hasılası ikinci çeyrekte (2024) yıllık bazda %4 arttı ”. Fransa'nın GSYH 'si 2024'ün ikinci çeyreğinde %0,2 oranında artmıştır. Aynı dönemdeAlmanya'nın GSYH'si ise %0,0 olarak gerçekleşmiştir” (9 Ağustos 2024). Bu durum; ABD'nin etkisi altında ve AB vatandaşlarının çıkarlarına aykırı olarak Rusya'ya karşı hareket eden Avrupalı liderlerin sorumsuz politikalarıyla doğrudan bağlantılıdır.
Dünyanın ezici çoğunluğu yaptırımlara katılmadığı gibi, yaptırım uygulayan Avrupa ülkelerinin Rusya ile ticaretinde büyük artış oldu.
Amerikan The New York Times (NYT) gazetesinde konuya ilişkin çıkan bir makalede Batı ülkelerinin yaptırım uygulamalarına rağmen, Rusya ile ticaretin bu yıl patladığı belirtiliyor. ABD ve Avrupa medyası yaptırımların bir işe yaramadığı gibi, dünyanın en büyük petrol, gaz ve diğer stratejik hammadde üreticilerinden biri olan Rusya’nın, bu süreçten kazançlı çıktığına dikkat çekiyorlar.
AVRUPA RUSYA İLE TİCARETE DEVAM EDİYOR
Observateurcontinental internet sitesinde Alexandre Lemoine, Macaristan Dışişleri Bakanı Péter Szijjarto’nun eylül ayında Rusya Sağlık Bakanı Mikhail Murashko ile düzenlediği basın toplantısında “Bazıları bunu inkâr etmeye çalışsa da tüm Avrupa Rusya ile ticaret yapıyor” dediğini yazıyor. Lemoine “Amerikan Bloomberg ajansının analistleri, Macar yetkililerin tüm AB'nin Rusya ile ticaret yaptığına inandığını, ancak çoğu AB ülkesinin bunu inkâr etmeyi tercih ettiğini, Macaristan'ın ise bu işbirliğini gizlemek için hiçbir neden görmediğini” ifade ediyor. Alexandre Lemoine, eylül ayı sonunda Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda’nın Batı'da pek çok kişinin Rusya ile ticareti canlandırmak istediğini söylediğine dikkat çekiyor: Polonya liderinin Polsat News kanalına verdiği demeçte “Kendimizi kandırmayalım: pek çok kişi Rusya ile ticarete geri dönmek için (Ukrayna'daki) çatışmanın sona ermesini bekliyor, hem de açıkça ve utanmadan” dediğini aktarıyor. Lemoin şöyle devam ediyor: “Mart ayı sonunda Finlandiya Sanayi Konfederasyonu, bölgenin canlılığını korumak için Finlandiya'nın doğusunda, Rusya sınırında özel bir ekonomik bölge oluşturulmasını önerdi. ‘Doğu Finlandiya'nın yaşayabilirliğini korumak ve işletmelerin büyümesini sağlamak için bir şeyler yapmalıyız’ diyen Finlandiyalı girişimciler, Rusya ile ticaretin Finlandiya için ne kadar avantajlı olduğunu ülkedeki herkesten daha iyi anlıyor.”
BİRÇOK SEKTÖRDE AVRUPA RUSYA’YA BAĞIMLI
Ukrayna'daki çatışmanın başlamasından sonra ilişkilerin neredeyse askıya alındığı sektörler de dahil olmak üzere, Rusya ve Avrupa Birliği arasında çeşitli sektörlerde birçok yakınlaşma noktası bulunmaktadır. Rusya ve AB önemli ticaret ortakları olmaya devam etmektedir. Birçok Avrupa ülkesi Rusya’ya karşı yaptırımlara resmen bağlı olduğunu söylemekle birlikte, bu dönemde Moskova ile ticaretlerini de artırmış: 2023 başında Rusya’dan İspanya’ya yapılan ihracat yüzde 112, Belçika’ya yüzde 81, Hollanda’ya yüzde 74, Almanya’ya yüzde 38, Norveç’e yüzde 16 artmış. Peki ABD Rusya’ya karşı yaptırımları delen bu Avrupa ülkelerine yaptırım uygulayabildi mi?
Avrupa Rusya’ya birçok alanda bağımlı: Rusya gübreden asbeste, nükleer reaktörlerden buğdaya kadar diğer önemli malların önde gelen ihracatçısı olmaya devam ediyor. Uluslararası otomobil üreticileri, katalitik konvertörler üretmek için gereken paladyum ve rodyum için hala Rusya’ya bağımlıdır. Doğalgaz, petrol ve kömürün ötesinde bir bağımlılıktır bu. Rusya hala diğer kilit sektörlerde Avrupa ile ticaret yapmaktadır. Böylece, Fransız nükleer santrallerindeki uranyumun bir kısmı Rusya’dan geliyor ve Belçika’nın elmas ticareti de Rus ticaretiyle bağlantılı olmaya devam ediyor.
Rus gazı Fransa üzerinden ihraç ediliyor
Avrupa Birliği, Rus gazı ve zenginleştirilmiş uranyum olmadan yapamayacağına inanıyor, bu nedenle bunlar hala yaptırım kapsamı dışında tutuluyor. Ancak ham petrol (5 Aralık 2022'den beri) ve motor yakıtları (5 Şubat 2023'ten beri) yaptırımlara tabi. Boru hatları aracılığıyla gaz halinde Avrupa'ya ulaşan Rus gazı, büyük ölçüde azalmıştır. Bunun nedeni Kuzey Akım 1 ve 2'nin sabote edilmesi ve Vladimir Putin'in Avrupa'nın yaptırımlarına misilleme olarak Yamal'ı Polonya'ya bağlayan gaz boru hattını kapatması ve Ukrayna'dan geçen gaz akışını azaltması. Ouest-France gazetesinden André Thomas “Yaptırımlardan etkilenmeyen Rus gazı Fransa sayesinde ihraç edilmeye devam ediyor” başlıklı yazısında “Avrupa, başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere dünyanın dört bir yanından sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ithal ediyor. Ancak Rusya, Katar'ın ardından Avrupa'nın en büyük ikinci tedarikçisi haline geldi”.
Ukrayna'daki savaşın başlamasından bu yana Avrupa'nın Rus LNG ithalatında bir patlama yaşandı. Danışmanlık firması ICIS'in verilerine göre, siyasi iradeye rağmen Avrupa Birliği Mayıs 2024'te Eylül 2022'ye kıyasla %30 daha fazla Rus gazı ithal etti. Böylece Mayıs 2024'te Avrupa'nın Rusya'dan gaz ithalatı neredeyse iki yıl sonra ilk kez ABD'den gelen arzı bile aştı.
FRANSA, AVRUPA'NIN EN BÜYÜK RUS GAZI İTHALATÇISI
Doğal gazın ana molekülü metan olduğu için LNG boru hatlarıyla değil, LNG taşıyıcıları adı verilen özel gemilerle taşınır. Bugün Fransa, Avrupa'nın en büyük Rus gazı ithalatçısı durumuna gelmiş. Sıvılaştırılmış Rus gazı Fransız limanlarında bulunan LNG terminallerine akmaya devam ediyor. Rusya'nın Fransa'ya LNG sevkiyatı, 2024'ün ilk yarısında iki katından fazla artış gösterdi.
Dunkerque, Montoir ve Fos-sur-Mer ile Le Havre'deki yeni TotalEnergies mobil terminaliyle birlikte iyi bir donanıma sahip olan Fransa, çok özel LNG tankerlerinden oluşan Rus filosuyla gelen LNG’yi alıyor ve büyük bir kısmını Türkiye, Hindistan, Kuveyt, Tayland, Çin gibi ülkelere yönlendiriyor. Şu anda Rusya'nın en büyük sıvılaştırılmış gaz terminali olan Yamal'dan gelen gaz, kışın buzullarla kaplı olan ve yazın buzdağlarının yaygın olduğu bu sulardan taşınmaktadır. Fransız TotalEnergies'in Rus Novatek, Japon ve Çinli hissedarlarla birlikte milyarlarca dolar yatırım yaptığı Yamal sıvılaştırma tesisi Aralık 2017'de faaliyete geçti.