01 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Baykal doğru söyledi

Şahin Mengü

Şahin Mengü

Eski Yazar

A+ A-

CHP’nin önceki Genel Başkanı Baykal seçim bölgesi Antalya’da yaptığı açıklamada, yerel seçim sürecinde “Çılgınca hatalar yapıldığını” bu hataların ikazlara rağmen yapıldığını, “Göz göre göre yapıldığını” ama sonuçlardan gerekli çıkarımları yapıp bir an evvel ayağa kalkılması gerektiğini söyledikten sonra da “Önümüzde genel seçimler de var, çok fazla da zaman yok. Bunu şimdiden halletmek lazım.O bahane, bu bahane deyip görevi savsaklamamak lazım. ‘Onu atlatalım, bunu geçelim’ dersek yanlış yapmak olur. Doğru teşhisleri koyup, gereğini yapmak lazım. Tazelenmeye yeniden ihtiyaç var” dedi.

CHP yerel seçimlerde ağır bir yenilgi almıştır. ‘AKP de oy kaybetti’ gibi, boş ve anlamsız laflarla zaman öldürmenin gereği yoktur.

AKP’nin kaybettiği oylar CHP’ye gelmediği sürece, bunun, CHP’ye faydası yoktur.

Baştan itibaren yanlış yapılmıştır.

Önce adaylık süreci 2013 Temmuz’unda başlatılmış, ama adaylar neredeyse seçimlere bir ay kala zorla açıklanabilmiştir.

Yani adaylarımız 8 ay birbirleriyle boğuşmuşlar, son 1 ayda rakip parti adayları ile yarışmışlardır.

Her yerde ön seçim dendi, yapılmadı.

Eğilim yoklaması dendi, uyulmadı.

Kamuoyu araştırması dendi, yaptırıldı ama, bu araştırmalarda adı sanı geçmeyen başka parti mensupları aday gösterildi.

Cemaat’le cilveleşildi

İstanbul ve İzmir tümüyle iki Büyükşehir Belediye başkan adayına teslim edildi, onların her türlü şantajına boyun eğildi.

Hemşericilik, bölgecilik, eş dost yakını olmak aday tespitinde belirleyici oldu.

Tunceli’de Cumhuriyet değerleri yok sayılarak “Dersim” dendi, Ankara’da “Bozkurt işareti” yapıldı, cemaatle cilveleşildi, laiklikten tavizler verildi.

Bütün bunlar sağa açılım olarak kabul edildi, bu saçmalıkları yaparken de CHP’nin ana gövdesinin laik ve ulusalcı olduğu göz ardı edildi.

O şişirilmiş haliyle alınan yüzde 25 oyun içindeki, yüzde 22’sinin o laik ulusalcı kitleye ait olduğu, yanlış yönlendirmelerle “yenileşiyoruz” diye görmezden gelindi.

Sol damarı güçlü bir kitle partisi olan CHP’de, ulusalcı ve solcu olmak suç sayıldı.

Bir yerel yönetimler politikası ortaya konup, halka anlatılmadı.

Sadece tapelerle yatıldı, tapelerle kalkıldı.

Bir yerel seçim, iktidarın oyununa gelip referandum havasına sokulursa, o iktidarın lehine işler. Bunu biraz seçim stratejisinden anlayan herkes bilir.

Seçim yenilgisinin 6 gerekçesi olduğu, ama bunun sadece 1’inin partiyle ilgili olduğu söylendi, tabi kimse inanmadı.

TR 705 el üstünde tutuldu

Doğu ve Güneydoğu bölgesinin sorunları üstüne çalışanlar değil, Amerika İstihbarat Örgütü CIA’nın yan kuruluşu, özel istihbarat birimi olan Stratfort’un 705 kod numaralı istihbarat elemanı, Abdullah Öcalan’ın ve Habur sınır kapısından giren PKK militanlarının avukatı el üstünde tutuldu.

Bu gibilerin telkiniyle, içeriği bilinmeyen “açılım sürecine”, o bölgede oylarımız artar diye, destek sözü verildi.

Ama oylar daha da düştü.

Çünkü, Büyük Ortadoğu Projesi’nin gerçekleşmesi için, ABD ve onun istihbarat elemanları böyle istiyordu.

Bursa’da yüzde 40 hedef gösterildi, “Bu oyu alamasam giderim dendi” ama bu söz unutuldu.

Daha Ocak ayı içinde yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan yardımcısı Balıkesir’i alamazsak, ben ve genel başkan istifa ederiz dedi.

Sorun üst yönetiminde

Üçüncü parti olduk, gene unutuldu.

7 ilçede miting yaptırdılar, “Manisa’da birinci partiyiz” diye kandırdılar, elimizde var olan bütün belediyeleri rakiplerimize teslim ettik.

3. parti olduk.

Eski yönetimler Sivas’ın doğusuna gidememekle suçlanıyordu, Sivas’ın doğusundan o zaman alınan oylar bile alınamadığı gibi Sivas’ın batısında da parti eridi.

81 ilin 61’inde oy kaybı varsa, 37 ilde yüzde 10 barajının altında kalınıyorsa, kabahati hiç kimsede aramayacaksın, sorumluluk ne ilçe, ne de il teşkilatlarında, sorun partiyi yanlış yöneten üst yönetimde.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanları asgari burjuva ahlakına sahip olurlar, bir söz verdiler mi tutmalıdırlar.

O zaman tazelenmek ihtiyacı kaçınılmazdır, Baykal doğru söylüyor.