Baykal’ın çok önemli konuşması -(TAMAMI)

Sevgili Mahzuni heyecanla geldi “baba” dedi “bir oğlum olmuş”, oğlana isim babası oldum 49 yıl önce “Adı Emrah olsun”.

Nasıl da geçip gitti kırk dokuz yıl!

Nasıl da vefalı bir can oğul olup geldi Emrah Mahzuni... Tezenesi / avazı kimi zaman tıpkı baba Mahzuni, neden olmasındı?

Severim halkımın türkücülerini yalansız dolansızlarını, öğünmek gibi olmasın, ünlü Telli Turnam’ı avazlayan 1964 Mersin Mut doğumlu Musa Eroğlu’na sorunuz, sesini sazını ilk kez kayda kim aldı diye, Otyam baba olacaktır yanıtı...

Manevi oğul Mahzuni Şerif’in bir avazı vardı, kızmış Amerika’ya “Amerika gene katil. Katil” der durur altmış yıl öncesi Hiroşima’yı, Irak’ı, Afganistan’ı falan sıralayıp haykırır, Amerika gene katil katil diye... Göçmeseydi bir başlık görecekti:

“TSK’YI YENDİK

AÇILIMI BAŞLATTIK”

“‘Türk Ordusu’nu kafesledik’ sözleriyle tanınan CİA’nın Türkiye uzmanı Henri Barkey, Ergenekon Davası’nın Kuzey Irak’a açılımın önünü açmak üzere başlatıldığını itiraf etti... Henri Barkey Türkiye’nin açılıma 2007 yılına kadar hazır olmadığını, çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yenilgeye uğrayana kadar bu yöndeki çabalara engel olduğunu söyledi...” Kulağımda Mahzuni Şerif “Amerika gene katil katil” deyip duruyor, silemiyorum.

ELİNİZDEKİ ŞU GAZETE SANKİ HER SABAH YÜREĞİMİ HOPLATMAK İÇİN ÇIKIYOR! 26 MART SALI 2013 TARİHLİ SAYISININ O KOCAMAN BAŞLIĞINA Bİ KEZ DAHA BAKALIM MI: 2700 SUBAYA SORUŞTURMA

“‘Askeri Casusluk’ tertibinde yeni dalga operasyonların hedefinde 2 bin 700 subayın yer aldığı öğrenildi. Subayların önümüzdeki günlerde ifadeye çağrılması bekleniyor.”

BİR DE ŞUNA BAKIN: “HARP OKULLARINDA TASFİYE ‘TBMM’DE”

Bunu daha önce yine gazetemiz haberlemişti...

Artık bilmeyen kalmadı şu dibi delik dünyada şu Amerika var ya şu Amerika... Şu AB var ya şu AB de nefret içindeler namı yedi düvele gitmiş Türk Silahlı Kuvvetleri’nden!.. Türk Silahlı Kuvvetleri’nden... Türk Silahlı Kuvveleri’nden!...

Halkımızın, taaaa 1834 yılında armağan ettiği Harp Okulu yani Harbiye... 1773’de denizlerdeydi Deniz Kuvetleri’miz ve 100.yılını kutlayan Hava Kuvvetleri’miz Amerika’yı, AB’yi dellendiren parçalanması için neredeyse yapılmadık fak kalmayan Harp Okullarımıza sıra geldi ha!

ÇAĞRIŞIM DEDİM DE GETİREMEDİM GERİSİNİ!

Manevi oğul Mahzuni Şerif dedik... Vefa örnekli can torun Emrah Mahzuni dedik de teypten avazlanan “Amerika gene katil...” Katile nasıl can-ı yürekten katıldım, gerçeğe Hü...

NE Mİ GERÇEĞE HÜ?

Cem’de Dede... “Cenabı Hak Cemi Cümlemizi Muhammet Ali on iki imam katarına dahil eyleye. Bütün dünya milletleriyle birlikte yurdumuza barış dünyamıza barış ihsan eyleye. Vaktimiz hayır gele. Dil bizden nefes Pirimiz Hünkâr HacıBektaş Veliden ola... Gerçeğe Hü” ile bitirir niyazını... Tanrı tanıktır...

Babam mı? 1834’de kurulan o mektepten yani Harbiye’den çıkar çıkmaz o zaman “vatan” sayılan Yemen San’a’ya varır bir ayda! İki yılı İngiliz’e esir on yıla yakın o topraklarda, barış gelende yurda dönüş savaşın içine... Dedem, dayım orada şehit. Anlatılır ki İmam Yahya kuvvetleri, mülazım dayımın kellesini uçurup San’a sokaklarında dolaştırmış bir kılıcın ucunda...

Yani doğma büyüme Türk Silahlı Kuvvetleri içindeyim, gurur duyarım kahraman Ordumuzla... Laf söz gelende dil ilen, yazı ilen vuruşurum hiç yılmadan ve çıkışlı o yere Mahzuni’yi avazlatılırım “Amerika gene katil katil” diyerek...

BİR DE YUH YUH’U VAR MAHZUNİ CANIN

“Yuh yuh soyanlara/ Soyup kaçan doyanlara/ İnsana kıyanlara/ Yazık şu uyuyanlara yuh yuuuuuh” çeker yürekten aklımda yanlış kalmadıysa, ama aklım fikrim 2700 subaya soruşturmada... Soruşturma da ne içinmiş askeri casusluk tertibinden! Hey göktanrım dedim ne kadar da askeri casusumuz var imiş hem de subay, “Amerika gene katil katil... Yazık şu uyuyanlara yuh yuuuuh” diyor can oğul.

İYİ Kİ HARP OKULLARINDA TASFİYENİN TBMM’DE OLDUĞUNU DUYMADAN HAKK’A YÜRÜDÜ CAN OĞUL...

Duymadığı salt bu mu? Gizli tanıkların maaşı örtülü ödenektenmiş! AKP’nin açılımının, Batman’daki ilk icraatı yaşama geçmiş, nasıl mı? Atamızın heykelinin kaidesindeki 30 yıllık ‘Ne mutlu Türk’üm diyene” yazısı kaldırılmış yerine “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” tabelası konmuş!..

Yani “Amerika gene katil katil” işi buraya kadarına da getirdiği için, yetinmez çekerdi yuh yuhunu...

“ASKERİN GENELKURMAY’A YANITI”

Genelkurmay Başkanlığımız var ya, Aydınlık gazetemizde yer alan “Genelkurmay talimatıyla operasyonlar üç ay önce durduruldu” haberinin gerçeği yansıtmadığını iddia etti, nerede diyenler, “TSK hukuki mevzuat gereği vazifesine devam ediyor” yanıtını lütfen kabul buyursunlar ama bölgede görevli askeri kaynaklar gazetemizin haberinin gerçek olduğunu bildiriyor ve bunları sıralamışlar, “Son bir haftada 84 taciz ateşi yapıldığı, ama karşılık verilmediği, ağır silahların mevzilerden taşınması için 5 tabur askerin görevlendirdiği de mi yalan?” diye soruyorlar...

İKİ ATEŞ ARASINDA KALDIM AMA...

Gazeteye güvenmesem 33 yıldır her Pazar şimdi de teknik arıza, her Cumartesi buradayım...

TSK taaa Ankara’da, neden yalanlar gerçeği, oldu mu şimdi, haberini Yunan değil kendi askeri yalanlıyor! Kulaklarımda can Mahzuniler:

“Amerika gene katil katil...”

MERAKTAN ÖLECEĞİM

YA HU!

Düşünüyorum öyleyse varım da şu 2700 casus zabitimizi (!) nerede ikamet ettireceğiz? Casus olmayanlar Genelkurmay Başkanı başta olmak üzere karada, havada, denizde jandarmada tam kadro adını koymaktan sıkıldığım “Silivri 5.Ordu” canibinde!.. Ama koskoca Genelkurmay Başkanlığımız bu 2700 casus zabitine tel örgülü yer mi bulamayacak? Şaşarım...

Bİ ŞAŞAN DAHA VAR ÜLKEDE, ADI YAKUP ONAT...

Bakın o da nelere ŞAŞARIM diyor:

Şehirlerim alt üst olsa da/ Dayanırım, pes etmem ben/ D.....a prim vermem/ Bombalar da patlatsalar/ Sabrımızı da taşırsalar/ Anadolu’m ebedi Türk yurdudur/ Türk kalacak/ İçerden ve dışardan/ Bin bir hileye de başvursalar/ Kolumuzu da dalımızı kırsalar/ Kol kırılır yen içerde kalır/ Türk milleti, her kimse hain ve uşak/ Ona meydan okur, aklına şaşar gülerim/ Bozacaklara birliğim, düzenim.”

NAHL SURESİ 67. AYETLİ GECELER DE... AH ASLA GERİ GELMEYECEK

O GECELER...

Sadece saz çalıp, demlenmekli mi olurdu o geceler? Ülke karanlık aydınlık arasında boğuşuyor... Derdim, inkârdan gelmek mi haşa, ama hep geriye hep geriye dönüşler hep geriye dönüşler, kızmayın lan, tamam Ali Hasan Hüseyin, ve

benim gibi yezit iyi de, bi de şu ülkeye bakıp olanları avazlasanız ya falan...

İŞTE YAKIN ZAMANDA SONUCU: MAHZUNİ MAHPUS DAMINDA... FEYZULLAH ÇINAR MAHPUS DAMINDA!

Bildiğim kadar! Feyzullah’ı Ankara Garından uğurladık azzığını paketledik. Bir zaman sonra Cezevi Müdürünü aradım halini sorayım diye, müdüre adımı verir vermez müdür naralar attıydı kıvancından tanış çıktık, uzatmaya gerek yok Feyzullah telefonun ucunda “Anadın mı yine buldun buralarda sakın elleşme, hayatımda ilk defa dinleniyorum”.

Mahzuni de saçları tümden kesik. Ankara Gençlik Parkı’nda bir kır gazinosunda... Tüm Tuzluçayır çoluk çocuk genç ihtiyar orada resmen ana baba günü... Göremeyeceği bir yerdeyim, çalıp söylüyor can-ı yürekten ama o da ne, bırakıyor avazlamayı başlıyor resmen nutuk atmaya, lan sus diyeceğim ne mümkün! Bi seçimde aday olduydu... Ve halk ozanları yarışa girdiydi ülkenin gerçeklerine eğilip avazlamaya...

AMERİKA GENE

KATİL KATİL...

Aklın almayacağı işlere de kocaman yuh yuuuuh...

“CASUS BELLİ”

Bugün 28 Mart 2013 Perşembe; yazımı geçmenin son günü, işte Aydınlık gazetemizin tam sayfa kocaman başlığı:

“CASUS BELLİ

İzmir’deki ‘Casusluk’ davası Savcısı, Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren ‘Çok gizli’ askeri harekat planlarını deşifre etti. Genelkurmay’ın ‘açıklanması güvenliği tehlikeye sokar’ uyarısına rağmen!”

Hani yazımda olsun istedim baba oğulu satıraralarında ünlü avazlarıyla başbaşa bırakıp...