Baykar’a torpil mi yapılmış?
Ali Babacan’ın Baykar’a dair sözleri, vahim bir çarpıtmanın izlerini taşıyor.
Babacan, sanki Türk savunma sanayi Baykar’dan ibaretmiş gibi konuşuyor. Oysa, savunma sanayimizde irili ufaklı yüzlerce şirket faaliyet yürütüyor. Bunların arasında Aselsan, Havelsan, Tusaş, MKE gibi çok başarılı devlet şirketleri de var. Babacan, tüm savunma sanayimizi bir şirkete indirgeyerek küçümsüyor, başarılarımızı değersizleştirmeye çalışıyor.
Babacan, Baykar’a kamuoyunda, basında özel bir ayrıcalık yapıldığını düşünüyor. Oysa Baykar’ın çok konuşulmasının sebebi biz değiliz. Bu şirket, tüm dünyada yeni gelişmekte olan bir alanda çalışıyor. Ürünleri tüm dünyaya satılıyor, sahada deneniyor ve “savaş kazandırıyor”. Dolayısı ile tüm dünya Baykar’ın ürünlerini konuşuyor. Babacan, tüm dünya bir Türk şirketinin başarısını konuşurken bizlerin ona sırtımızı dönmemizi, görmezden gelmemizi istiyor!
PEŞKEŞ Mİ DOĞAL SÜREÇ Mİ?
Devlet imkanlarının Baykar’a peşkeş çekildiğini söylemek için ise tamamen insafsız olmak gerekiyor. Dünyadaki tüm savunma sanayi şirketleri bulundukları ülkenin imkanlarından istifade ederek gelişiyor. Büyük savunma sanayi şirketlerinin tek müşterisi ülkelerin silahlı kuvvetleri. Dolayısı ile bu alandaki tüm şirketler, kendi ülkelerinin silahlı kuvvetleri ile yakın işbirliği yapıyor. Zaten ürünlerini test edip onaylattırmanın da başka bir yolu yok. İngiliz şirketinin yaptığı uçağı önce Kraliyet Hava Kuvvetleri almazsa onu başka ülkelere nasıl satsınlar? Alman şirketinin ürettiği tank, en önce Alman ordusunda, Rus şirketinin ürettiği füze, en önce Rus ordusunda kullanılıyor.
Baykar gibi şirketlere destek olmak, devletin bir görevi. Türkiye Cumhuriyeti, Baykar dışında da pek çok kuruluşa çeşitli biçimlerde destek oluyor. Kaldı ki Baykar, hakkı olan pek çok hibe ve sair destekten yararlanmamış, devlet bankalarından kredi kullanmamış bir şirket. Babacan, Baykar’a yönelik sözleri ile savunma sanayinde iş yapmaya çalışan daha küçük ölçekli firmaların cesaretini kırmak, girişimcilerin üzerine şüphe lekesi çalmak istiyor.
ERDOĞAN’IN İRADESİ
Babacan’ın Baykar’ı hedef almasının bir sebebi, ailenin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile akrabalığı. Babacan’ın iddiasına göre Tayyip Erdoğan, damadını kayırmış, ona bazı kaymaklı devlet imkanları sunmuş!
Öncelikle şunu teslim edelim: Recep Tayyip Erdoğan iktidarı olmasaydı, bugünkü savunma sanayi atılımlarının hiçbiri olmazdı. Milli gemiden, milli savaş uçağına kadar pek çok proje onlarca yıldır güya “yapım aşamasında” idi. Ama, ne hikmetse, Erdoğan’a kadar bu “yapım aşaması” bir türlü bitmek bilmiyordu. Erdoğan’ın liderliği ve siyasi iradesi sayesinde Türkiye’de savunma sanayinin önü açıldı. Düne kadar bayrak direği ipi yapmakla övünen bir ülke bugün son nesil silahların imalatını yapar hale geldi.
Evet, Erdoğan yerli savunma sanayi şirketlerimizin önünü açtı, önünü açtığı şirketlerden biri de Baykar. Ama bu yanlış bir şey değil, tam aksine Erdoğan’ın adının milli tarih kitaplarına kazınmasını sağlayacak bir tavır.
Ali Babacan’ın açıklamalarında takdir edilmesi gereken tek şey açık sözlülüğü. Çünkü Altılı Masadaki diğer liderlerin de savunma sanayi için Babacan’dan pek de farklı düşünmediğini biliyoruz. Ancak onlar, kendileri bu sözleri söyleyerek tepki çekmek yerine Sezgin Tanrıkulu gibi tescilli TSK düşmanlarına söylettirmeyi tercih ediyorlar.
KİTAP ÖNERİSİ
Okuyucularımın isteği üzerine, zaman zaman kitap önerileri yapacağım. İlk kitabımız Türk edebiyatından, olay örgüsü 1940’lı yıllarda geçen bir roman:
Bugünün Saraylısı - Refik Halid Karay, Roman, 1954