21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul 14°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bayram şekeri niyetine bir tutam nostalji

Burçak Evren

Burçak Evren

Gazete Yazarı

A+ A-

Sorunlara çözüm olarak sunduğumuz her bir şeyin çözülmesini umut ettiğimiz sorun ya da sorunlardan daha büyük bir sorun olarak karşımıza çıktığı bir dönemden geçiyoruz… Çoğumuz için hayat arzuladığımızın çok uzaklarında akıp gidiyor. Önümüz bayram. Bu hafta da keyfinizi kaçırıp, bir soruna değinmek yerine bayram öncesinin hoşgörüsüne sığınarak “geçmiştir hatırda kalmaz” derlerse de biz yine geçmişten bir şeyleri anımsar gibi yapalım.

Çocukluğumuzda müzikli şantözlü, dansözlü, müşterisine göre az çok boğuntu yeri olan yerlere “kafe şantan” derlerdi. Bütün Beyoğlu’nda topu topu iki taneciktiler: Konkordiya ve Kristal… Konkordiya genişçe bir tiyatro binası olduğundan oraya yabancı truplar, operetler, varyete kumpanyaları da gelirdi. Kristal’de yalnız fazlaca dekolte kılıklı kokonalar seyredilirdi” der İstanbul’un muhtarı paşazade Sermet Muhtar. Concordia Tiyatrosu, Pera’da, Cadde-i Kebir (İstiklal Caddesi) 169-171 numarada, günümüzde Saint Antuan Kilisesinin bulunduğu yerde idi.

Concordia’nın birbirinden oldukça farklılıklar gösteren bir müşteri profili vardı. Her sınıftan ve kültürden insan kendi beğenilerinde karşılığı olan bir etkinliği bu mekânın kendi bütçesine uygun bir yerinde oturarak izleme olanağını bulurdu. Sermet Muhtar (Alus) bu farklılık gösteren müşteri profilinin Concordia’daki oturma düzenini konu alan bir yazısında, localarda paşazadeler, beyzadeler, genç ve toy mirasyediler, tatlı su Frenklerinin paralıları ile kalantor bankerlerin, parterde ise tulumbacı reisleri, haraççı kabadayılar, gümrük simsarları, tüccar komisyoncuları ve paradide Beyoğlu’nun Frenk mukallidi azınlık delikanlılarından mağaza tezgâhtarlarının oturduklarını söyler. Sonra da “Konkordiya’ya geldiklerinde kendilerini Avrupa’ya gitmiş sanırlardı o ayaktakımı” diyerek, müşterilerin bu tiyatroya özgü giyim/kuşamlarıyla beraber seyir keyfinden de ironik bir biçimde söz.

Concordia her ne kadar tiyatro adını taşısa da içinde birahane ve kumarhane bulunan, dönemin tüm yazar ve sanatçılarının da uğrak yeri haline gelen bohem bir batakhane olmasıyla tanınır. Yasa dışı yollardan işletilen kumarhaneler, işletmecilerinin yabancı uyruklu olmasından ötürü polisin yaptığı baskınlardan pek fazla etkilenmez, dolayısıyla bu tür kısıtlamalar hiçbir sonuç vermez.

Çelik Gülersoy’un “Beyit-ed-din Sarayında dünyaya gözünü açan Belle Epoque Paris’inde çil çil sarı liralarla gençliğini geçiren bir kişi” olarak tanımlandığı Said N. Duhani, Concordia Tiyatrosu’nun sık sık polis baskınlarına uğramasına karşılık bunlardan pek etkilenmemesini dönemin yabancılara tanıdığı bazı ayrıcalıklara bağlar:

Concordia’da bir oyun salonu vardı. Polis ikide bir buraya baskın düzenlerdi ama boşuna. Kuruluşun iki patronu da yabancı uyruklu olduğundan resmi makamların müdahalesi hiçbir sonuç vermezdi. Kapitülasyonlar, Türkiye’ye yerleşmiş yabancılara neredeyse diplomatik bir bağışıklık tanınmaktaydı. Uluslararası antlaşmalar gereği güvenlik görevlilerini veya polisin, bir yabancının işgalinde bulunan bir kuruluşa veya bir eve, ilgili konsolosun konuta giriş onayını almaksızın ve konsolosluk tercümanı veya temsilcisi hazır bulunmaksızın eşikten adımını atması bile kesinlikle yasaklanmıştı. Bir İstanbul çelebisi olan Said N. Duhani “Bu da kapitülasyonların meyvesi idi. Salt padişahın eli açıklığı yüzünden imzalanmış olan bu anlaşmalara imza koyan devletler, sanki Türkiye’yi ele geçirmişler gibi sanki bize, bizim milletimiz aleyhine, kendi uyrukları yararına işleyecek birtakım ayrıcalıkları onlara tanımak yetkisini lütfen bağışlamışlar gibi” der.

Concordia’nın kumarhane ve birahanesinin müdavileri arasında kimler yoktu ki? Bunlardan birisi de bu mekâna başı birçok kereler sıkışan Ahmet Rasim de yer alıyordu. Bir de Concordia’da yer alan varyeteler arasında unutulmaz olanlardan biri de “Morgan Familyası” ismiyle gösteri yapan, bir baba, iki kızı, bir oğlu ve köpeklerinden oluşan dört kişilik bir cambaz takımı vardı ki, onu öyküsünü anlatmaya ise ne yazık ki bu sütunlar yetmez.

Nice bayram tadında günler dileğiyle….

Bayram çocuk Türkiye