Bayramlar ‘tüketim bayramına’ dönüştü
Bayramlarımız, nerede o eski bayramlar, dedirten duruma geldi. Bayram tatili olmaya görsün; şartlı refleks gibi insanlarımız normal yaşamındaki üşengeçliği atıp büyük bir heyecan ve telaşla hareket haline geçiyor. Uykusuz ve plansız yollara düşüyor. Her bayramda olduğu gibi onlarca insan yaşamını kaybediyor ve/veya sakat kalıyor. Buna neden, tüketme konusundaki bilinçaltımıza yerleşen virüs. Tatil denilince bu virüs bizi tüketmeye teşvik ediyor ve bizi halden hale sokuyor. Bu virüse direnmek istediğinizde karşınıza kredi kartı çıkıyor ve iş kolaylaşıyor. Eğer kredi kartı ve bayram tüketici kredileri olmasa insanlarımızın çoğu bayramlarda evinde oturmak zorunda kalır ve bayramı bayram gibi kutlar. Ancak burada bayramları fırsat sayıp büyüklerinin ve yakınlarının yanına gidenlerin seyahatlerini ayrı tutmak gerekiyor.
PİYASA EKONOMİSİKapitalist sistem her fırsatta tüketmeyi teşvik ve tahrik ettiği için bayramlar da tüketim talebini artırmak için iyi bir fırsata dönüştürülüyor. Tatillerin uzaması da bundandır. Turizm tesisleri yabancından kazanamadığı parayı yerli turistten kazanmak için bayramlar onlara fırsat sunar. Ulaşım araçları bayramlarda büyük bir ciro yaparlar. Hayvancılıkta sürekli geriye giden ülkemizde kurban bayramlarında hayvanlar koşu, sahipleri de yakalama yarışına katılmış olurlar ve büyük bir heyecan yaşanır! Bankalar bayram kredileri vererek yeni bir kredi türü ile para kazanırlar. Yani ülkemizde bir tüketim canlılığı olur ve satan da alan da razı olarak mutlu birkaç gün geçirilir.
PLANSIZ TATİLLEROysa çağdaş ülkelerde seyahat ve tatiller bizdeki gibi mi? Hayır. Yabancılar aylar öncesinden seyahatini planlamış ve bütçesini yapmıştır. O yılın tatil programında bir yurt dışı seyahati planlamışsa sadece onu gerçekleştirir. Biz ise, bayram tatili 9 güne çıktı lafını duyar duymaz, tur şirketlerine koşarız. Arkadaş bu yılın tatil bütçesi şu kadar, bunu aşmış olurum, demeyip krediye sarılır, sonrası Allah kerim deriz. Ondan sonrası da borcu borçla ödemekle geçer.
GELECEK GELİRLER HARCANIYOR!Burada tabi başka bir tartışma yaşanır.Tüketiciler şöyle isyanda bulunur: “Orta gelir tuzağında olan ülkemizde gelir dağılımında adalet yoksa kredi olanakları da olmazsa ben tatile gitmek olanağına hiçbir zaman sahip olamam.Bu nedenle kredi sistemi bir anlamda gelir transferidir. Buna da laf söylemeyin.Yaşam benim,tatil yapmak benim de hakkım.Çoluk çocuğumun refahı için ben gelecek gelirlerimi feda ediyorum, size ne!” İşte işin özü burada. İnsanlarımız gelecek gelirlerini ipotek etme noktasında kararlı hale gelmişse, tüketici piyasa düzeni bizi esir almış demektir.Bütün bunlar üretmeyen toplum haline gelmemizden kaynaklanmaktadır. Her şey önümüze hazır geliyor. Kolay kredilendirilen ürün ve hizmet, bizi ister istemez tüketen canavara dönüştürüyor. Öte yandan dini bayramların dini tarafı, milli bayramların milli tarafı kaybolduğundan sadece bayram kalıyor. O da içimizdeki virüs tarafından “tüketim bayramına” dönüştürülüyor.