08 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 22°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bazı hatalı uygulamalar

Cengiz Çakır

Cengiz Çakır

Gazete Yazarı

A+ A-

Köyde kahvecilikle bakkallığı birlikte yürüten Ali’nin traktörü de var. Bir kere onun zeytinliğinde karşılaştık, “dağ” dedikleri yayla kesiminde bir incir bahçesinin (yemişlik) olduğunu söylemişti. Geçen hafta dükkânın önünde sıralanmış gübre çuvalları gördüm. Bunlar, içinde “ÜRE” bulunan 50 kilogramlık çuvallardı. Fiyatını sorduğumda gübreyi arazi sahibi aldığı için fiyatı bilmediğini söyledi. Akşamüzeri mısır sulamaya gideceğini ve gübre atacağını söyleyince Ali’nin ortakçılık yaparak mısır ürettiğini de öğrenmiş oldum.

YANLIŞ GÜBRELEME

Mısırın tozlaşma/döllenme dönemine denk gelen temmuz ortasında gübre olarak üre kullanmanın doğru olmayacağı kanısında idim. Konuyu uzman bir meslektaşımla görüşünce bunun büyük bir hata olduğu ortaya çıktı. Yüzde 46 gibi yüksek miktarda azot içeren üre, mısıra zehir etkisi (fitotoksik etki) yaparak alt yaprakların yanmasına neden oluyormuş. Bu dönemde en iyisinin % 21 azot içeren amonyum sülfat (şeker gübre) kullanmak olduğunu söyledi uzman meslektaşımız. O yörede çoğunlukla toprakların pH’sı düşük (asitli) olduğundan nitrat formundaki azotlu gübrelerden kaçınılması gerektiğini de ekledi.

TOZLAŞMA/DÖLLEME

Diğer bir tehlike de aşırı sıcaklardır. Aydın ve İzmir’in iklimi mısır yetiştiriciliğine pek uygun değildir. 38 oC (Santigrat derece) ve daha yüksek sıcaklıklarda mısırın tepesinde bulunan erkek organlardan dökülen çiçektozu (polen), mısırın dişi organı olan koçandaki püsküllere ulaşamadan kuruduğu için döllenme olmamaktadır. Açık sarı ve yeşilimsi olan püskülün rengi, döllenmeden sonra koyulaşarak kahverengi ile mor arası bir renge bürünür. Elbette döllenme olmayınca mısır tane bağlamaz. Süt olumu evresinde hasat edilmesi gereken silajlık mısırın da taneli olması istendiğinden döllenme konusu önemlidir.

SULAMA

Sulama konusunda da yanlışlar yapıldığı dile getirildi. Sıcak olan öğle vaktinde bitkiler biraz su kaybedince yapraklarını aşağı doğru sarkıtarak kendilerini korumaya alırlar. Bunu görenler bitkinin susuz kaldığını zannederek sulamaya karar verir. Oysa toprakta yeterli nem olduğunda bitkiler akşama doğru kendilerini toparlar. Sabah veya akşam hava serinlediğinde gözlem yapılarak sulama kararı verilmelidir. Suyu tutumlu kullanmak için damla sulama yöntemi benimsenmeli ve mümkünse sulama gece yapılmalıdır.

İNCİR’DE İLEKLEME

Yörenin en önemli geçim kaynaklarından birini incir oluşturmaktadır. İncirde erkek ve dişi meyveler ayrı ağaçlarda bulunur. Taze ve kuru olarak tüketilen incirler, dişi ağacın meyveleridir. Bu meyvelerin olgunlaşması için döllenmesi gerekir. Erkek ağacın meyvelerinde oluşan çiçek tozlarının “ilek arıcığı” tarafından incire taşınması gerekir. Bunun gerçekleşebilmesi için erkek ağaçlardaki ilek meyvelerinin dişi incir ağaçlarına asılması işlemine ilekleme denir. İncir üretiminde meyve tutumu sadece “ilek arıcığı” ile sağlandığı için kimyasal maddeler kullanılamaz.

Haziran ayında, incir meyveleri iri fındık büyüklüğünde (1,0-1,5 cm) ve parlak bir görünüm kazandığında ileklemeye başlanır. Kır-taban arazilerde ilekleme haziranın ilk haftası başlayıp son haftasına kadar devam eder.

Erkek meyveler iri ceviz büyüklüğüne gelmeli, olgunlaşmalı ve ağız bölümünden sıkıldığında çiçek tozları görülmelidir. Ağacın üç farklı yerine filelerin içine 3-4 meyve konarak bir hafta aralıkla iki defa yapılır. İleklemeye sabahın erken saatlerinde başlanmalı, rüzgârlı ve yağışlı saatlerde ara verilmelidir.

Bir ilek meyvesinde 300 ile 800 arasında ilek arıcığı vardır ve dişi meyvenin içine 1-2 arıcığın girmesi yeterlidir. Aşırı ilekleme meyve tutumunun çok olmasına ve meyvelerin küçük kalmasına neden olur. Meyvelerde akmaya, çürümeye ve ekşimeye neden olur. Aşırı ileklemeyi önlemek için incir bahçelerinin içindeki ilek ağaçları kesilmeli, ayrı bir yerde ilek bahçesi kurulmalıdır.

İleğin dışı yarasız ve yeşil renkte olmalı içinde sararma veya kahverengileşme olmamalıdır. Bozuk ilekler incirde iç çürüklüğü ya da akma dediğimiz hastalığın en önemli sebebidir.

Dölleme yeteneğini kaybetmiş ilek meyveleri toplanıp yok edilmelidir. Ağaç üzerinde bırakılan meyveler aflatoksine neden olan küflere yataklık ederek riski artırırlar. Köylülerin çoğu ileklerin toplanıp yok edilmesi gerektiğini bilmiyorlar. Bilenlerin de bu işi yapmayı savsakladığını görerek ısrarla uyarmayı sürdürüyorum.

Kaynak:

https://arastirma.tarimorman.gov.tr/incir/Lists/KutuMenu/Attachments/9/%C4%B0lekleme%20Nedir.pdf

Mısır Aydın İzmir hasat İncir
Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları