23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bekçiler ve kadınlar

Meltem Ayvalı

Meltem Ayvalı

Gazete Yazarı

A+ A-

Geçen hafta KRT TV internet sitesinde şu başlıkla bir haber yayınlandı: Bekçiler bekar ve yalnız yaşayan kadınların evini gözetleyecek. Bu başlık “burada çarpıtma ve karalama var” diye bağırıyor. Ona rağmen sosyal medyada binlerce kişi tarafından paylaşıldı.

Haber, İstanbul Barosu’na kayıtlı bir avukatın görüşlerini içeriyor. İddianın dayanağı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nun 6/d maddesi. Bu maddeye göre bekçilerin görev ve yetkilerinden biri; görev bölgeleri içinde uyuşturucu madde imal edildiği, satıldığı veya kullanıldığından, kumar oynandığından ya da fuhuş yapıldığından şüphe edilen yerleri bağlı bulundukları genel kolluk birimlerine bildirmek. E, ne var bunda? Uyuşturucu, kumar ve fuhuşla mücadelede bekçilere görev düşmesinin neresi yanlış, önleyici tedbirler bizi neden rahatsız etsin diyebilirsiniz. Haklısınız. Bu maddeyi “bekar kadınların evini gözetleyecekler” şeklinde yorumlamak için ya hukuk bilmemek ya da kötü niyet gerekir. İddia sahibi, fuhuş üzerinden zorlama bir bağ kurmuş. Nasıl olsa Türkiye’de özgürlüklere ve özel yaşama saygı duyulmuyor, baskı tırmanışta, gericilik kol geziyor o zaman fuhuş bahane büyük resmi görün demeye getirmiş.

Bir süredir bekçi düşmanlığı pompalanıyor. Tacizci oldular, cahil oldular, zorba oldular, yetmedi SS subayı oldular. Amerikan bayrağını üniforma belleyen Can Dündar ile İyi Partili Lütfü Türkkan bu benzetmede birleştiler. Bekçiler SS Subayı ise Türkiye de faşist bir diktatörlüktür, işte bütün mesele bu. CHP ve HDP’nin başını çektiği propaganda kampının ana argümanı da “tek adamın bekçiliği”, “sarayın bekçiliği”. Ara sıra tamamlayıcı olsun diye “namus bekçiliği”, “ahlak bekçiliği” ekleniyor. Bekçi düşmanlığı, ordu ve emniyete dönük yıpratmaların devamı. Hedef alınan, Türkiye’nin güvenliği ve huzuru.

Bekçi düşmanlığının kadınlar üzerinden kışkırtılması veya kadın örgütlerinin bekçilik uygulamasına kökten karşı çıkması ise anlaşılmaz bir durum. Uygulamanın iyileştirilmesi ve sorun yaratacağı öngörülen noktaların gözden geçirilmesi için öneriler olabilir ancak sokakların güvenli hale gelmesi öncelikle kadın hareketinin talebi olmalıdır. Bekçiler, polis devriyesinden farklı olarak yürüyerek devriye yaptıkları için sokaklar daha güvenli hale gelir. Ayrıca tek başlarına değil ekip halinde gezerler, bu birbirlerini denetlemeleri içindir. Yirmili yaşlarında bir kadın arkadaşımın bu konuyu tartışırken attığı mesajı aynen iletiyorum: Kendi adıma memnunum. Taksim’de oturuyorum ve bazen eve gece dönmek zorunda kalıyorum. Sokakta kimsenin olmamasındansa bekçi görmek kendimi güvende hissettiriyor.

Kadınların güvende hissetmesi kadın örgütlerini niye rahatsız ediyor? Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nda yer alan devriye hizmeti kadınların yararınadır. Uyuşturucu ve fuhuşla mücadele kapsamında verilen yetki kadınların yararınadır. Netice itibariyle, cebir veya tehdit kullanılarak ya da çaresizliğinden yararlanılarak bir kadına fuhuş yaptırmak kadının aşağılanmasıdır, istismar edilmesidir, sömürülmesidir. Aynı yasanın 5-b maddesinde; “yardıma ihtiyaç duyduğu değerlendirilen, şiddet mağduru veya şiddete ya da istismara uğrama riski taşıyan kadın ve çocukları, kimsesizleri, engellileri ve acizleri en yakın genel kolluk birimlerine teslim etmek” şeklinde tanımlanan görev kadınların yararınadır. Bekçiler kadına şiddetle mücadelenin parçası haline getirilmiştir. 2018 yılından itibaren 1032 kayıp çocuk bekçiler tarafından bulunarak ailelerine teslim edilmiştir. Dolayısıyla çocuklar, taciz gibi potansiyel tehlikelerden korunmuştur. Bekçilik uygulaması çocukların yararınadır.

İçişleri Bakanlığı bekçi ve polisin yetkilerini karşılaştıran bir tablo yayınladı. Detaylarına girmeyeceğim ama en çok konuşulan silah kullanma konusuna değinmeden geçmeyelim. Silahsız kolluk gücü olmaz. Silah zoruyla kaçırılan bir kadını gören silahsız bekçi ne yapacak? Kadının kaçırılışını seyretmesini ya da saldırgan tarafından vurulmasını mı tercih edersiniz yoksa caydırıcı araçlara sahip olmasını mı?

Aslında bekçilere aşina bir toplumuz. Ak Parti ile birlikte hayatımıza girmediler, 1914’ten beri varlar. Emniyete bağlanmaları da yeni değil. Son yıllarda birtakım düzenlemeler yapıldı. Şu an, genel kolluk kuvvetlerine yardımcı olmak üzere silahlı kolluk olarak istihdam ediliyorlar. Ülkemizde ilk defa bekçi uygulaması olacakmışçasına estirilen rüzgara kapılmayalım. Hep birlikte göreceğiz, en fazla kadınlar ve çocuklar rahatlayacak.