Belediye Seçimleri ve Bir Şehremini Hikâyesi
Sanırım bu yazı yayınlandığında Samsun'da olacağım, Samsun TED Koleji'nin çağrılısıyım. Dilerim havalar biraz ısınır da, çevreyi gezme fırsatı bulurum. Samsun'da görmek istediğim yerler var. En son 1971'de gitmiştim bu kente.
Ülke yavaş yavaş seçim havasına giriyor. Büyük kentlerde CHP'nin adayları merakla bekleniyor. Parti yöneticilerinin işi zor. Hesaplar sağdan da oy alacak adaylar üzerine yapılıyor. Haklılar da, yalnız sol oylarla bu kentleri kazanmak olanaksız görünüyor. Sol artık iktidar olmak, kazanmak zorunda. Bu seçim gerçekten önemli.
Bir kitap çalışması nedeniyle eski gazeteleri tarıyorum. İlginç, şaşırtıcı, insanı gülümseten haberler okuyorum bazen. Bunları derleyip bir araya getirsem, iyi bir mizah kitabı olur gibi geliyor bana. Örneğin kaç astsubayın terfii ettiği haber oluyormuş eskiden. "Üç Ermeni vatandaş sünnet oldu," gibi haberler de var. Kombine bilet satışları bizde ilk kez futbolda değil, güreşte başlamış. Hatta bir ara 9 Mart "Güreş Bayramı" olarak kabul edilmiş.
Belediye seçimlerinin yaklaştığı şu günlerde eski belediye başkanlarının nasıl seçildiklerini anlatan bir olay epey ilginç geldi bana. Bu olayı bir zamanların başarılı bir belediye başkanı (Şehremini) sayılan Operatör Cemil Paşa'nın kendi ağzından dinleyelim:
"Çiftehavuzlar'daki evimi ve bahçemi yaptırmıştım. Sadrazam Ahmet Muhtar Paşa, bastonunu almış, civarda dolaşıyormuş. Parmaklığın önünde durmuş, bakmış beğenmiş. Buranın kime ait olduğunu sormuş. Beni söylemişler. Ertesi gün davet etti. Mademki bende böyle bir imar zevki var. Şehreminliğini de yapabileceğimi söyledi. Evvela şaşırdım, sonra ısrarı üzerine kabul ettim."
1 Ağustos 1948 tarihli Akşam gazetesinde yayınlanan yazının devamından anlıyoruz ki, Operatör Cemil Paşa bu görevde bir hayli de başarı göstermiş, İstanbulluların unutamadığı bir şehremini olmuş. Şimdi anketlerle seçilen başkanlar yazık ki aynı başarıyı gösteremiyorlar. Eskiler her şeyden önce, ille de başkan olacağım, diye çırpınıp durmuyorlarmış.
Yukarıdaki olaydan bunu anlıyorum ben.