Ben Katar’cıyım

Dünyanın başına yeni bir bela daha açıldı: Arap yarımadasındaki küçük ülke Katar ile bölgedeki diğer Arap ülkeleri birbirlerine girdiler. Katar’ın karşısındakilere bir bakın: Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Yemen…
Al birini vur öbürüne…
Modern dünyada Orta Çağ hayatını sürdürmeye çabalıyorlar. Bunu da Amerika’nın desteği ile yürütüyorlar.
Birden bire Katar “kötü çocuk” ilan edildi.
Sebebini de “Katar, terör örgütlerini destekliyor!” diye açıkladılar.
Ama gerçek çok daha farklı:
*Katar’ın doğalgazı ve petrolü İran’la aynı havzada bulunuyor. Bu yüzden Katar, İran’a karşı kurulmak istenen Sünni bloka katılmakta gönülsüz davranmıştır. Böylece İsrail kaynaklı Amerikan projesi zaafa uğramıştır.
*ABD; bölgedeki öbür ilkel rejimle yönetilen ülkelerden olduğu gibi Katar’dan haraç istemiştir. Suudiler 380 milyar dolar vermeyi silah alımı adı altında kabul ettiler. Belli ki 500 milyar dolar olduğu söylenen bu haraç konusunda Katar olumsuz cevap vermiştir.
*Katar’ın Müslüman Kardeşler de dahil bazı terör örgütlerine para yardımı yaptığı iddiaları elbette soruşturulmalıdır. Lakin bu örgütleri kullanan asıl gücün Amerika olduğu da pek açıktır. Başta Suudiler olmak üzere, Körfez ülkeleri bu örgütleri hep desteklemişlerdir.
*Bu ambargoda, Katar’ın Türkiye’ye yaptığı yatırım da birazcık etkili olmuştur. Türkiye’deki birileri, Katar-Erdoğan ilişkisine bakarak bu ülkeye uygulanan baskıya evet diyebilir.
Ben ise açık biçimde hayır diyorum. Eğer uluslararası bir ayrışmada Amerika bir tarafta ise, onun karşısında duranlar doğru yerdedir.

ASALAK SURİYELİLER KADAR DEĞER VERİLMEYEN ŞEHİTLERİMİZ

Başbakan Binali Yıldırım, salı günü TBMM’de alkış çavuşlarının gösterisi altında konuştu ve ekonominin ne kadar iyi olduğunu anlattı durdu.
O konuşurken aklıma beni rahatsız eden o soru yine takıldı: Peki işler bu kadar iyi ise, paranız bu kadar bolsa, askeri helikopterlere engel tanıma aygıtını neden taktırmadınız?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikide bir “Suriyeliler için 25 milyar dolar harcadık!” diyor.
Eğer AKP hükümetleri, Suriyeli asalaklara harcadığının 25’te birisini kendi askeri için harcasa idi, o helikopter o tele takılmayacak ve son olaydaki 13 şehidi vermeyecektik.
Demek ki bizim askerimizin vatan kaçkını Suriyeliler kadar bile değeri yok…
Yok, çünkü AKP Lideri Erdoğan için onlar 2023 Projesi’nin bir parçası. Suriyelileri de kullanarak 2023’te Türkiye’yi Katar gibi bir yer haline getirmeyi düşünüyor.
***
Ya bir de bu iktidar mensuplarının kendi güvenlikleri için özel araçlara harcadığı milyarları düşünün… Bunların kılına bile zarar gelmesin ama askerden kim giderse gitsin…
AKP için şehit, sadece 15 Temmuz gecesi kazaya kurban gidenlerdir. Vatan için ölenlerin FETÖ’cü Savcı Zekeriya Öz kadar bile değeri yoktur.
Eğer öyle değilse, şehitleri neden 16 Temmuz Şehitleri diye ikinci bir ayrıma soktunuz?

FUTBOLCU OLABİLİRSİN AMA ADAM OLAMAZSIN

Arda Turan denilen futbolcu Milli Takım’ı taşıyan uçakta, tutuyor gazeteci arkadaşımız Bilal Meşe’ye saldırıyor.
Sonra çıkıp açıklama yapıyor:
-Yaptım, yine yaparım!
Ve ekliyor:
-Ben iyi futbolculuğumu değil adamlığımı miras bırakırım.
65 yaşındaki bir gazeteciye saldırmak mı senin adamlık mirasın?
Erkeksen kendi yaşındaki bir başka futbolcuya saldır da al dersini…
Atatürk ne demişti?
“Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim.”
Ben de…
Sahaya çıktığında alacağı parayı değil, Kurtdereli Mehmet Pehlivan gibi arkasında Türk milletinin bulunduğunu ve onu seyrettiğini düşünen sporcuyu severim…
Hadi cevap verin: Arda denilen parayı bulunca şımarmış futbolcuda bunların hangisi var?
Yüzüne bakın: Sanki IŞİD’li birisinin fotoğrafına bakıyorsun…
Galatasaray Futbol Takımı’nın Fethullah Gülen etkisinde olduğu süreçte yetişmiş birisi işte…
Akıl hocası da milletin gözünde beş paralık değeri kalmamış olan iktidar yağcısı Rıdvan…
-Hey arkadaş! Ben Arda’nın milli takımdan atılmasına evet diyorum. Sen ne diyorsun?
-Ben de evet diyorum… Gitsin kumda oynasın…