Beni alın

Türkiye sanki çembere alınmış.

Bütün çeperlerinden sıkıştırılıyor.

Sincar ve Karaçuk’a yaptığımız hava harekatı gecikmiş ancak yerinde, haklı ve başarılıdır.

PKK-PYD, güney sınırımıza yakın, Irak-Suriye sınırında yapılanma içindedir.. İki ülke sınırını fiilen ortadan kaldırmaya ve Kürdistan yapılanmasına hizmet etmektedir.

Çemberdekiler bağırıyor, “Hak, hukuk, saldırganlık filan...” Geçiniz.

ŞANTAJ

ABD en rahatsızları. “Bizden izinsiz, eşgüdümsüz yaptın.. Bizim asker de oralardaydı tehlikeye attın... IŞİD’le savaşan gücümüzü vurdun... Artık seninle ortak değiliz...”

Sanki şimdiye kadar ortaktık da...

Ona da “geçiniz” diyeceğim ama bir koşulla.

ABD bu resti çekmişken harekatı tekrarlayabilir miyiz?

“Evet” yanıtını zorlaştıran bir sebep daha var biliyorsunuz.

Zarrab üzerinden Cumhurbaşkanı’na oradan da Türkiye’ye dayanan bir şantaj. “Al Zarrab’ı, ver çıkarlarımı” diyen.

BENİ ALIN!

Askeri ataşeliğe başlamadan önce Genelkurmay’da eğitimdeydik. Son günkü uyarı şöyleydi;

Özellikle Demirperde ülkelerine (o dönemdeki SSCB ve uyduları) gidenler, kadınla tuzağa düşürülebilirsiniz. Şantaj yaparlar. Kendinizi kurtarmaya çalışmayın, gittikçe batarsınız. İki kelimelik bir mesaj çekin, “BENİ ALIN”.

RTE şantaj altındadır. Resmi ağızlardan dillendirilmiştir.

Kendini kurtaramayacağı Trump’a seslenişinden (Her şeyi yapmaya hazırız!) bellidir.

Kurtuluşu, sadece kendini değil ülkeyi ilgilendirdiği için çok önemlidir. Kurtuluş adresi bellidir.

28 Nisan tarihli AYDINLIK’ın 14. sayfasındaki fotoğrafa bakan görür.

Önde ABD’ye kafa tutan Kuzey Kore Cumhurbaşkanı Kim Jong-un arkasında askerleri. Çok anlamlı ama eksiği var. Halk, siyasi partiler.

RTE’nin şantajdan kurtuluşu da Türk ulusuna sığınmaktan, “beni alın” demekten geçer. AKP’nin genel başkanı olup kendini sınırlamaktan değil. AKP elbisesi ile başkomutan olunamaz.

DENETLEYEMEZSİN!

AKPM’nin raporu onur kırıcı. Denetleme kararı da tuzu biberi.

Olaya sadece hak-hukuk yönüyle baktıklarına inansak “neyse” diyeceğiz. Çünkü iktidarın hataları, yazılanların haklılığı su götürmez. Ancak bağcı dövmek de var.

Peki, “Tanımıyorum, denetleyemezsin” demek ne derece doğru?

Konsey’in kurucu üyesi bir devlet olarak imza atmışsak perhiz-lahana turşusu örneği olur.

“Karar siyasi” demek de işin doğasına aykırı. Kültürel veya sportif mi olacaktı?

Sayın Perinçek’in “denetlemeye izin verilemez” ifadesi ulusalcı ve tam bağımsızlıkçı pencereden bakıştır. Biz o penceredeyiz. O pencereden bakanların söz hakkı vardır. Oraya gelmek için koşul ise Avrupa Konseyi’nden de AB’den de çıkıştır. Rest öyle çekilir.

PAZARTESİ İĞNELERİ

CİHAT

Diyanet-Sen ana okulu çocuklarına cihat övgülü kitap dağıttı. Örümceğin işi ağ örmek...

CUMA

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı dersleri Cuma’ya göre ayarlama emri yazdı. Hocam, ameliyatlar vakit namazına göre, atlama!...

ÖDÜL

Uğur Kurt’u öldüren polise 12 bin TL ceza verildi.

Ödül yani...

ÇOCUK

Atatürk’e “sünnetsiz” diyen İ. Melih Gökçek’e “o.. çocuğu” yazan çocuğu mahkeme haklı buldu.

Neymiş?...

TAY

Katar Emiri 4 milyonluk tayına “Erdoğan” adını verdi.

Atın kıymetini binen binici bilir...

OHAL

KHK ile evlendirme programları yasaklandı.

Rahatladım, artık darbe olmaz...