22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Beşer bin lira ‘ianesi’ ne işe yarayacak

Şule Perinçek

Şule Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Eşimle ikimiz basın emeklisiyiz. O zaman gerekli yaşımızı tamamlamıştık. Benim sigortalı çalıştığım gün sayısı tutmuyordu. Genellikle çalıştığım yayın organlarında hep kaynaklarımızı okuyucuya daha iyi hizmete ayırmak zorunda olduğumuz için bizim sigorta parasına, hatta aylıklarımıza para kalmazdı.

Liseyi bitirdiğim sıra bir süre bir işte çalışmıştım. İlk sigortalı başlama yılım erken, dolayısıyla süre tutuyordu. Üçün ikisini yerine getirdiğim için en alt dereceden emekli oldum. Hep onunla geçinmeye çalıştık. Karşılıksız emekle uzun yıllar çalıştık. Şimdi bu tür emek, özellikle 12 Eylül’ün değer yargılarına yaptığı en önemli tahribattan, “Benim memurum işini bilir” “Özal döneminden sonra” “vah vah, yapma yahu…”, diye karşılanıyor. Oysa karşılıksız emeğinizi milletinizin refahına ve geleceğine sunmak herkesin mutlaka tatması gereken bir mutluluk kaynağı.

Beşer bin lira ‘ianesi’ ne işe yarayacak - Resim : 1
Elon Musk, para, şımarıklık ve basın

BAŞKASININ MUTLULUĞUNDAN MUTLU OLMAK

Şuna benzetsem çok mu sıradan olur… olsun… Hani çok sevdiğiniz bir yemekten, şeker, çikolatadan aksırıncaya, tıksırıncaya kadar… çok yersiniz… yersiniz… ne olur… başta güzel ama sonra mideniz bulanır… sindirim sisteminiz bozulur… çıkar gider… Oysa ihtiyacı olan başkasıyla paylaştığınızda, “hımmm sağol…” demesi var ya… işte başkasının mutluluğundan doğan yüzünüzdeki ve yüreğinizdeki o doygunluk ifadenizi aynadan bir yakalayınız! Müthiş bir duygudur. Toplumun ilkel insan döneminden kapitalist-emperyalist döneme kadar size yüklediği o kirden pastan kurtulma, arınmanın güzelliği yüzünüze, bütün bedeninize yansır.

Beşer bin lira ‘ianesi’ ne işe yarayacak - Resim : 2
Dostumuzu düşmanımızı bileceğiz

BÜYÜK AİLENİN ÜYELERİ

Biz hep sağlıklı beslendik, sağlıklı giyindik. Biz büyük bir ailenin üyeleriyiz, yediğimizi, içtiğimizi, giydiğimizi paylaşıyoruz. Hatta ille ben yemeyeyim sen ye, ben giymeyeyim sen giy ısrarıyla. Pek keyifliyiz.

Hâlâ çalışıyoruz. O kadar alışmışız ki çalışmadan dakikalar geçirmek bile bizi rahatsız ediyor. Arabada giderken Doğu Perinçek biriken telefonlarına yanıt verir, ikimiz aynı anda konuşamadığımız için ben de tıkır mıkır ya yazı yazarım ya mesajlara yanıt veririm.

Ama bizim Can’ın en kızdığı şeydi. Film ya da haber seyrederken çat çat ceviz ya da fındık kırarım, fasulye ayıklarım. Sessizce avuçlarımın içinde yapmaya çalışıyorum ama haklı çocuk.

Ama ne yapayım zaman, nakit demek… farklı açılardan da olsa öyle… öyle oturup boş boş seyredemiyorum. İlle elim çalışacak. Sabah en geç altı buçukta kalkıyorum yine de yetişmiyor işler… neyse…

Diyeceksiniz ki şimdi sabah sabah nereden çıktı bu iş güç meselesi…

Beşer bin lira ‘ianesi’ ne işe yarayacak - Resim : 3
Gerisini Biden düşünsün

BAŞIDİK EMEKLİLER OLACAĞIZ

Şu emeklilerin durumu yüreğimi sıkıştırıyor.
İnsan neden 40-45 yaşında emekli olmak istesin.
Verimli, üretken olabileceği yaşlar.
Evet, kazanılmış hak. Ama klasik “toruna bayram harçlığı” verecek yaşta bile değilsiniz. Dürtü, zaten o hakkı elde etmek değil. Biliyorum yetmiyor, yetiştiremiyoruz… Ek gelir olacak.

Şu en son çalışmayan emekliye beşer bin lira “ianesi” ne işe yarayacak. Komik. Hangi derdimize çare olacak. Öfkemizi artırıyor yalnızca. Yaraya pansuman bile değil. Neredeyse tuz basıyor. Ayrıca çalışan emekli de zaten şiddetli ihtiyacı olduğu için çalışıyor. En düşük maaş diye ayırmak belki anlamlı olurdu.

Beşer bin lira ‘ianesi’ ne işe yarayacak - Resim : 4

EMEKLİLER BAŞ TACIMIZ OLACAK

Milletimizin öyle beş, beş verilen avucuna sıkıştırılan durumuna düşürülmesi nasıl ağırıma gidiyor bir bilseniz… Bunu hiç hak etmiyoruz! O zaman ne yapacağız? Maaşları artıracağız. Artırmak için para lazım. Tasarruf edeceğiz, ama herkes hatta en tepedeki en çok en dipteki en az… ama herkes elini taşın altına sokacak. Yurtdışı bankalardaki de gelecek, sandık sepetteki de. Eşe dosta, alışverişte görülsüne değil; verimli alanlarda yatırıma ayıracağız, çoluk çocuk, kızlar, kızanlar iş sahibi olacak; istihdam artacak; alnımızın ak süt teriyle hepimizin payına daha çok düşecek, elbette bu arada bölüşüm de adil olacak, suyun başını biz sağlam tutacağız; beş akçe hak ederek geçen herkese, beş akçe! Zor mu? Hayal mi? Hayır, çözüm görevi kapımızı çalıyor. Duyunuz. Güçlü bir Üretenlerin Millî Hükümeti kurulacak. Emekliler baş tacımız olacak. Hizmet etmiş, hak etmiş, artık çalışamayacak emekliler… evlatlar onlar için de çalışacak… O artık o çok merak ettiği Göbeklitepe’ye gidecek… fırsat bulup da gidemediği, bir türlü sıranın gelmediği o filan sanatçının konserine en ön sıradan bilet alacak… beş… beş… avuç açmayacak…

RAHMETLİNİN ELBİSELERİ VE TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ

Geçen gün nasıl hoşumuza gitti bir bilseniz. Genç, otuzlu yaşlarında Partimizin en üst düzey liderlerinden bir arkadaşımıza babası üzerindeki yeni takım elbiseyi görünce demiş ki… “oooo rahmetli de çok zevkliymiş…” Ben bu arada babanın zekasına ve esprideki derinliğine hayran kaldım da… elbette siz şimdi anlamadınız… ne ilgisi var… rahmetli filan…
Aslında paramız çok ama Türkiye ekonomisinde yapılması gerekeni, biz kendi yaşamımıza hep uyguluyoruz. Kaynakları tasarrufa ve de yatırıma ayırıyoruz. Rahmetli olmuş yakınlarımızın elbiseleri geliyor, yurtdışından fazlası olanların da… Paylaşıyoruz.
Herkes nasıl yakışıklı… nasıl güzeller gözlerine bir baksanıza!
Daha gür sesli, güzel görüntülü, her yere ulaşabilen Aydınlık ve Ulusal Kanal olsun… Yanıp tutuşuyoruz. Türkiye’mizi şu önündeki zor ve çetin günlerden aydınlığa çıkarma umudunu besleyip büyütelim heyecanı her yanı sardı. Görev geldi dayattı. Emeklilerimiz de kuyrukta.
Yerimizde duramıyoruz.
Herkes işin ucundan tutacak.
Taşınır taşınmaz bağışlarınız Türkiye’nin geleceğine katkı olacak.
Bu heyecanı ve mutluluğu yaşamdayken mutlaka tadın. Paylaşalım, büyütelim.