11 Ocak 2025 Cumartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bıçak kemiğe gerçekten dayandı ama! Tarih: 17 Ağustos 2011 -(TAMAMI)

Kurtul Altuğ

Kurtul Altuğ

Eski Yazar

A+ A-

Şu satırları Bodrumdan yazdığım sıralarda Hakkari’nin Çukurca ilçesinde PKK’nın kurduğu pusuda 8 Erimiz daha şehit. Yüreğimin ta içinde bir sızı var. Aklım almıyor daha Salı günü akşam Sayın Erdoğan iftar yemeğinde şehit ve gazi ailelerine sesleniyordu:

“-Bu ihanet çetelerine misliyle karşılık vereceğiz. Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak” Her şehit verdiğimizdeyinelenen sözler! Bıktık artık.


Tam son aylarda 387 şehit vermişiz şu puslu havada. AKP 9 yıldır iktidardır ve geldiğimiz nokta işte bu. Hani anaların gözyaşı dinsin diye Anayasa referandumu yapmıştık? Hani alınacak tedbirler içinde İmralı’yla müzakereler iyi gidiyordu? Hani! Ordu’nun başta Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ve Komutanları istifa ederken önce Genelkurmay Başkanı, sonra komutanlar açıkladılar ki: "Hedef TSK’dır. Hukuk işlememektedir. Hukuk ve adalet siyasetin elinin altındadır?”


Kimileri sandı ki; Genelkurmay Başkanı'nın açıklamaları TSK bu açıklamalardan sonra düşünür ve tutumunu değiştirir. Silahlı güçler hiç değilse henüz suçlanan sayısız askerin haklarını hukuk yoluyla da olsa arayacaktır. Oysa değişen bir şey yok. Ordumuz hala “zanlı” ordudur ve yeni Komuta Heyetinin de siyasi iradenin emrinde, boşalan yerleri paylaşmaktan başka pek bir şeyler yapacak durumda değildir. Batı dünyası ve ABD buna "Demokratik sivilleşme"diyorlar. Aslında doğru bundan sonra şehit edilen her askerin vebali TSK'nın değil siyasetin omuzlarındadır. Başbakanımız inandırılmıştır ki: Ordu bu işi beceremedi. O halde polis gücünü, eğitilmiş Polis Team’lerini dağlara salarsak, onlar bu işin üstesinden gelir.” Bu uygulamanın ideologu Prof. Türköne, baş yandaş TV kanalı Habertürk olmak üzere TV kanallarında bu yeni sanılan eski başarısız deneyimin savunmasını yapıyor. Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ elbiselerini çıkardıktan ve sonra Büyükanıt gibi, Özgür General olduktan sonra açıkladı ki: Bu işi askerden başkası yapamaz. Polis kentlerde görev yapar. Bu bir savaştır ve her savaşın bir stratejik planlamasına ve istihbarat gücüne ihtiyacı vardır. Dağda, ormanlık arazide polis gücü bir şey yapamaz.


A benim sevgili komutanım, görev başındayken bunu neden söylemedin ki? Şimdi mi aklın başına geliyor? Gücü olan susuyor, emekli olan ders veriyor! Hayreet bir şey…


Türköne diyor ki:”12 Haziran'da bu iktidar yüzde 50 sonuç aldıysa, artık karar da onundur sorumluluk da. Polisin görevi üstlenmesi en doğrusudur” Çiller'in başdanışmanı 12 Eylül öncesinin Pol-Bir ve Pol-der çatışması nereden bilecek? Belki çocuktu, belki de doğmamıştı bile..


Önce 13 şehit, sonra her gün bir şehit ve çok sayıda yaralı son 17 Ağustos tuzağında ilk bakışta 8 şehit daha! Peki: Şimdi sorumluluk kimde? Çiçeği burnunda Genelkurmay Başkanı'nda ve Karargahında mı ? “ Ramazan sonunu” işaret eden İktidarın Başında mı?


Yeni CHP’in talihsiz başı, nasıl olduysa ilk kez doğru bir soru sordu:


“Neden Ramazandan sonra Sayın Başbakan?”


ABD NE DİYOR?
BOP'un anası ABD sözcüleri, bu konuda değil, Suriye’yi Irak örneği demokratikleştirmek için Türkiye ile ortak tavırda olduğunu söylüyor.


Washington Enstitüsü'ndeki Türk vatandaşı bakın gelişmeleri nasıl yorumluyor:


“Erdoğan’ın, Atatürk gibi bir vizyonu vardır ve iktidar devletin tüm kurumlarını tam kontrol altına almıştır. O’nun muhafazakar tasarımı Türkiye'yi şekillendirmek için ne kadar zaman alacak? 2002 yılında iktidara gelen muhafazakarlar, reformist İslamcılar ve İslamcıların bir koalisyonu olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tarafından çağrılan bir yüzyıl bekleyen demokratik bir devrim, Kemalizm’in yerini aldı. "Türkiye için" Kemalist Batı'nın ya da Batı ile oynaşma işte bu kadardır. Komutanların toplu istifası ile Türkiye'nin askeri liderliği, geçen ay, son ayakta kalan Kemalist kurum, ordu AKP'nin 10 yıl süren siyasi tsunamisine yenik düşmüş, Kemalizm bu siyasi sonuçla bitmiş, AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan, artık Türkiye'nin "Yeni Atatürk’ü” olduğunu göstermektedir. Türkiye'nin kurtarıcısı olan Atatürk artık bir kaşe değil, ama Atatürk bir zamanlar olduğu gibi hala çok fazla güce sahiptir. AKP'nin sağladığı istikrarlı ekonomik büyüme 10 yıl itibariyle kısmen başarılı sayıldı, değişim için halk desteği aldı. AKP, yavaş, yavaş medya, iş, akademi, sivil toplum, sendikalar ve Anayasa değişikliklerinin sonra geçen yıl, yüksek mahkemeler, Kemalist güç merkezleri yerine, Türkiye'nin yeni bir eliti olarak kendini kabul ettirdi.”


Kaynak:(Washington Enstitüsü'nde Türkiye Araştırma Programı Direktörü Soner Çağatay)www. Washıngtoninstitü. orgAnlaşılıyor mu Vehbinin Kerrakesi?)