Biden’ın Amerika’sı kriz içinde
NATO Zirvesi’nin yankıları süredursun, biz de bugün NATO’nun patronu ABD’nin içinde bulunduğu krizi değerlendirelim.
Joe Biden’ın Amerika’sı bir felaketin eşiğinde. Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek’in Eylül 2021’de yayımladığı kitabının adı “ABD Yol Ayrımında, Biden’ın Dünya, Amerika ve Türkiye’deki Çatalçıkmazı”. Perinçek, “Biliyorduk, ABD emperyalizminin de bir sonu vardı. Biliyorduk, o kovboylar yeniden atlarına bineceklerdi. Çünkü Dolar İmparatorluğu çöküyordu ve ABD emperyalizminin silahlı gücünü dengeleyen kuvvetler belirmişti. Artık dünyada ABD’nin borusu ötmüyor, Atlantik Çağının sonuna geldik ve Kamucu Asya Uygarlığı yükseliyor.” diye yazdı. Batılı uzmanlar Perinçek’in bu tespitlerini doğruluyor.
BİDEN’IN KADERİ
Biden, birçok ankette tepetaklak. En son Demokratlara yakın bir site (Real Clear Politics) son 15 günde yapılan anketlerin sonuçlarını yayımlamış, Amerikalıların ortalama yüzde 57’si Biden’ın politikalarını desteklemiyor. Ve Amerikan vatandaşlarının yaklaşık yüzde 70'i ülkelerinin yanlış yönde ilerlediğine, sadece yüzde 22,7'si hala “her şeyin yolunda” olduğuna inanıyor (Réseau International, Fransız General Dominique Delawarde, İstihbarat ve Elektronik Harp uzmanı).
Ülke yönetiminde, ekonomide ve dış politikada Biden yönetimi üzerine yapılan diğer anketlerde Amerikalılar, Joe Biden'ın ekonomiyi yönetememesi konusunda giderek daha fazla endişeleniyorlar. Demokratlar bile Biden’a güvenmiyor: Bir ankete göre, yalnızca yüzde 45'i ABD başkanının politikalarını destekliyor. Seçildiği ilk aylarda Demokratların yüzde 80'i Biden’ın ekonomiyi iyi idare ettiğini düşünüyordu.
Bu yıl kasım ayında yapılacak ara seçimlerde Biden’ın Temsilciler Meclisinde çoğunluğu kaybedeceği öngörüsünde bulunuluyor. ABD derin devletinin kontrolündeki medyanın çabalarına rağmen Trump’ın Kongre’de çoğunluğu ele alacağı belirtiliyor.
EKONOMİK KRİZ
Uzmanlara göre, Amerikan ekonomisinde resesyon olasılığı yılın başından beri gündemdeydi. Ukrayna krizi öncesi ekonomide durgunluğun ancak gelecek yıl başlayacağı tahmin ediliyordu. ABD’nin başını çektiği Batı'nın yaptırım savaşı, dünya çapında enflasyonist fiyat artışları, enerji ve gıda krizi daha bugünden ABD ekonomisinin bir durgunluk içine girdiği tespitinde bulunuyor.
Rusya’ya yaptırımlar, ABD de dahil olmak üzere Batı'ya eşi görülmemiş bir enflasyona neden oldu. Joe Biden'ın ülkedeki benzin fiyatlarını aşağı çekmek için ABD’nin büyük rafineri CEO’larına baskı yaparak petrol ve petrol ürünlerinin ihracatını yasaklama girişimi üzerine petrol şirketleriyle bir bilek güreşi yaşanıyor. Biden’ın bu adımı, zaten Rusya’ya yaptırımların sonucu bir enerji krizi yaşayan diğer Batılı ülkelerde enflasyonu tetikliyor.
Observateur Continental internet sitesinde Alexandre Lemoine’ın “ABD'deki ekonomik kriz şimdiden başladı mı?” başlıklı makalesinde “8 Kasım'da yapılacak ara seçimlerinde Joe Biden'ın ekibi bile, seçmenlerin hassasiyetleri üzerinde büyük ölçüde mağazalar, benzin istasyonları ve restoranlardaki fiyatların belirleyici olduğunu biliyor.” diye yazıyor.
“ABD/Batı’nın ekonomik ve finansal hegemonyası çöküyor” başlıklı makalesinde Delawarde, Amerikan ekonomisinin tüm göstergelerinin yavaş yavaş kırmızıya döndüğünü, ABD’nin borcunun patlamaya devam ettiğini ve 30 trilyon 545 milyar dolara ulaştığını, bunun 7 trilyon 455 milyarının yabancı alacaklıların elinde olduğunu ve GSYİH'nin yüzde 143,5'i bulduğunu, 1 trilyon 180 milyar ticaret açığının devam ettiği ve bunun 387 milyarının Çin ile ticaretinden geldiğini, 2022 yılı sonunda bunun 420 milyar dolara ulaşacağını belirtiyor. Delawarde, ABD’nin bu borç sarmalından kurtulmak için çare olarak yine borçlanmaya devam ettiği, karşılıksız ve sınırsız dolar bastığının altını çiziyor.
GELİŞEN YENİ DÜNYA ÜLKELERİ ABD HEGEMONYASINA KARŞI
Son NATO Zirvesi’nde “birlik ve zafer” naraları atsa da dünyada ABD hegemonyasına, doların diktatörlüğüne karşı çıkan Rusya’ya yaptırımlara katılmayan ülkelerin sayısı giderek artıyor:
Dominique Delawarde, “BRICS ülkelerinin Haziran 2022'de düzenlenen 14. yıllık zirvesinde Rusya ile dayanışmasının bu açıdan önemli olduğunu” ifade ediyor. Yine, “15-16 Eylül'de Semerkant'ta yapılacak ŞİÖ (Şanghay İşbirliği Örgütü) zirvesinde de aynı tutumun alınacağının açık olduğunu, ABD etkisinin yıkıldığı Afrika, Latin Amerika ve Asya'daki ülkelerin büyük bir çoğunluğunun, Batı yaptırımlarının etkisiz ve hatta ters etki yapmasına büyük ölçüde katkıda bulunan Rusya ile iyi siyasi ve ticari ilişkilerini sürdüreceklerini” belirtiyor.
Bugün ABD ile birlikte NATO’nun içine girdiği krizi konuşuyoruz. Afganistan, Kazakistan, Irak, Suriye, Libya ve en son Ukrayna yenilgisi çok kutuplu Yeni Dünya’nın da habercisidir.
ABD’nin komuta ettiği NATO eli kanlı bir saldırı örgütüdür. Milyonlarca insanın katilidir. Türkiye’nin de düşmanıdır. Dünyanın NATO’dan kurtulmasının başını Türkiye çekecektir. En son 15-16 Temmuz 2016’da FETÖ’cü Amerikancı kanlı darbe girişimi Türk ordusu ve Milletiyle bertaraf edilmiştir. NATO’dan çıkmanın zamanı gelmiştir. Bunun için Vatan Partisi’nin on yıllardır mücadele ettiği NATO’ya karşı açtığı “NATO’dan Çıkalım” kampanyası tarihi önemdedir.