22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Biden'ın İtirafları

Bayram Yurtçiçek

Bayram Yurtçiçek

Eski Yazar

A+ A-

Biden’ın yemin töreninde yaptığı konuşma, hem tarihsel önemdedir hem de bir itiraflar manzumesidir. Biden bu konuşmasında ne durumda olduklarını nesnel olarak tespit ediyor. Ancak bu durumu değiştirmek için yapmak istediklerini yapıp yapamayacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. ABD içinde iki görüş şiddetli bir çatışmaya doğru hızla ilerlemektedir. Bu iki görüşten biri, Amerika’yı eski günlerine, dünyaya hakim olduğu, tek kutuplu dünya günlerine geri götürmeyi planlıyor. Bu görüş şimdilik ABD başkanlık seçimlerini bir şekilde kazanarak dizginleri eline geçirmiş görünüyor.

Diğer görüş ise, kendi içine dönerek kendini yeniden düzenlemesi ve şimdilik dış maceralardan kaçınması.

ABD BÖLÜNMÜŞTÜR

Biden’in konuşmasının en ilgi çekici kısmı, ABD’nin bölündüğünün kabul edilmesidir. Biden yemin töreninde Amerika’nın bölündüğünü kabul edip yeniden birleştireceğini söyledi. ABD’nin Kuzey-Güney savaşından bu yana en derin bölünmeyi yaşadığını taraflı tarafsız herkes kabul ediyor. Özellikle kara Amerika’sı diyebileceğimiz eyaletlerin Amerikan ekonomisini yeniden canlandırma ve gümrük duvarlarıyla koruma tedbirleri temelinde Kıyılar Amerika’sına tavır koyması, işi neredeyse, iç savaş noktasına kadar getirmiştir.

Trump döneminde özellikle Hispaniklerin de desteklediği siyahilerin eylemleri ile, seçimler ve sonrasında ortaya çıkan beyaz ama ensesi kızarmış (Redneck)lerin eylemleri, hem Demokratları destekleyen hem de Cumhuriyetçileri destekleyen halk kitleleri içinden bir halk inisiyatifinin filizlenmeye başladığını görüyoruz. Halk içindeki bu iki halk inisiyatifinin birleşmesi, ancak örgütlü bir önderliğin oluşmasıyla mümkün olabilir. Önümüzdeki dönemde belki de ABD’nin tarihindeki en önemli gelişmeye tanık olabileceğiz.

Bilindiği gibi şimdiye kadar ABD siyasi yelpazesi bir tahterevalliye benzer. Tahterevallinin bir ucunda Cumhuriyetçi Parti, diğer ucunda ise Demokrat Parti bulunmaktadır. Bu tahterevallinin bozulacağı ve adım adım halk seçeneğinin de devreye gireceği anlaşılıyor. Artık Cumhuriyetçilere kızanların Demokratlara, Demokratlara kızanların Cumhuriyetçilere oy verdiği dönemin sonuna geliyoruz. Halk inisiyatifinin ortaya çıkması hakim sınıf partileri içindeki derin bölünme ve çatışmalar zemininde gerçekleşebilir. Ve çatlak giderek büyümektedir.

Biden, bu derin çatlağı onarıp müesses düzeni tekrar kurabilir mi? Bu çok zor görünmektedir. Temsilciler Meclisi baskınından sonra geri çekilmiş gibi görünen halk hareketi, sitemi temellerinden sarsmış ve Demokrat ve bir kısım Cumhuriyetçi senatörlerde panik havası yaratmıştır. Trump’un yenilgisinde, çeşitli seçim hilelerinin yanı sıra Cumhuriyetçilerin bir kısmının da Demokratlarla işbirliği yapmasının büyük rolü vardır. ABD’de gözler Biden’in ne yapacağında değil, Trump’ın ne yapacağındadır. Şimdiden Teksas ve diğer bazı eyaletlerde Biden ile mücadeleye hazırlandığı yapılan açıklamalardan anlaşılmaktadır. ABD’nin iç birliğini sağlamasının oldukça güç olacağı şimdiden görülüyor.

ABD ARTIK DÜNYANIN EGEMEN GÜCÜ VE BİR NUMARASI DEĞİLDİR

Biden’ın konuşmasında öne çıkan bir diğer konu ABD’nin dünya birinciliğini kaybettiğidir. Biden Amerika’yı tekrar birinci yapacağını dünyaya ilan etti. Ancak giderek gerileyen ekonomisi ve yükselen yeni ekonomiler ve ülkelerle nasıl baş edeceği belli değildir. Niyetler, onu sağlayacak ekonomik, siyasi ve askeri güçler temelinde gerçekleştirilebilir. Bölünmüş, ekonomik bakımdan gerileyen bir Amerika’nın sadece silahlı kuvvetleri ile dünyaya hükmetmesi mümkün değildir. Ayrıca, silahlı kuvvetler ile giriştiği bütün eylemler de tam başarıya ulaşamamış ve çok yerde geri çekilmek zorunda kalmıştır. Artık dünya köpeksiz köy olmaktan çıkmıştır. Çin ve Rusya’nın tekrar silahlı kuvvetler ve savunma sanayilerini geliştirerek dünya sahnesine çıkmalarının yanı sıra Türkiye, İran, Kore Demokratik Cumhuriyeti ve daha onlarca devletin kendi bölgelerinde silahlı kuvvetleri ile boy göstermeleri, ABD’nin işinin kolay olmayacağını göstermektedir. ABD saldırganlaştıkça, tehdit ettiği ülkeler arasında da birleşme ve birlikte hareket etme eğilimi güçlenmektedir. Özet olarak tek kutuplu dünya hayali sona ermiştir. Artık dünya çok kutuplu ve görece eşit uluslararası ilişkiler dönemine girmiştir. ABD’nin tek kutuplu dünyayı yeniden kurma çabası, bütün dünyada ABD’ye karşı mücadele ve direnişler olarak geri dönecektir. Bu mücadele ve direnişler ABD’nin mevcut gerilemesini hızlandıracaktır.

ABD’NİN MÜTTEFİKLERİ İLE ARASI AÇILMIŞTIR

Biden’ın yemin töreninde verdiği önemli bir mesaj da, müttefikleri ile bozulan ilişkileri onaracağı ve düzelteceğiydi. Gerçekten ABD’nin Avrupalı müttefikleri özellikle Almanya ile arası açılmıştı. NATO içinde de birlik ve bütünlük bozulmuştur. Fransa devlet başkanı Macron’un deyimiyle NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir. NATO’nun Güneydoğu kanadını tutan Türkiye ile hem ABD hem de NATO’nun anlaşmazlıkları artık açıkça dillendirilmektedir.

Türkiye, ABD Senatosunun yaptırımlarına muhatap olan “Düşman devlet”tir. Atlantik Konseyine göre “Haydut Devlet”, ABD yeni Dışişleri Bakanı Bilinken’e göre ise sözde müttefiktir.

Peki ABD NATO’yu disiplin altına almayı becerebilecek mi? Aynı zamanda Almanya’yı hizaya sokup, tekrar kendi yörüngesine sokabilir mi? Aynı şekilde Türkiye ile ilişkilerini eski düzeyine getirebilir mi?

Almanya Biden daha göreve başlamadan Rusya ile doğalgaz ve petrol alımına devam edeceğini, Baltık Denizinden Almanya’ya doğalgaz taşıyacak olan hattın inşasına devam edeceğini açıkladı.

Türkiye ABD ilişkilerinin normal seyrini bulması ABD’ye bağlıdır. ABD Türkiye’yi bölmekten ve BOP projesinden vazgeçmeden ilişkilerimizin normale dönmesi mümkün müdür? Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin hak ve çıkarlarına saygı gösterilmeden bu haklar tanınmadan ilişkilerin normalleşmesi olası mıdır? Özetle, PKK, FETÖ ve diğer terör örgütlerine desteğini kesmeden ilişkiler normalleşir mi? Bütün bunlar göz önüne alındığında önümüzdeki dönemin ABD-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesinin mümkün olmayacağını rahatlıkla ileri sürebiliriz.

Dolayısıyla Biden’in önünde Trump’tan daha büyük sorunlar bulunmaktadır. Ve Biden açıkladığı politikalarla bu sorunları aşma şansı bulunmuyor. Kaderini Biden’in başarılarına ve zaferine endekslemiş muhalefetimizin bu yolla iktidar olma şansı neredeyse sıfırdır. Kendi ülkesinde büyük sorunlarla karşı karşıya olan Biden’ın bizim muhalefete pek hayrının dokunmayacağı ortada. Hani derler ya, “kelin ilacı olsa ilkönce kendi başına sürerdi. Biden’in ilacı yok ve ilacı olsa ilk önce kendi keline sürmek zorunda.