Biden’ın tehdidi ve muhalefet planı
Son bir ay içinde CHP-HDP merkezli gelişmelerin kısa bir özeti şöyle:
CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı başkanlığında bir heyet, Irak’ın kuzeyine giderek Barzanilerle görüştü. Salıcı, ziyareti hakkında yaptığı açıklamada, “şiddetin durmasını, diyaloğun devreye girmesini” istediklerini belirtti. Barzanilerle PKK arasında çelişmenin şiddetlendiği bir ortamda yapılan bu görüşmede Salıcı, “HDP, KDP dahil bütün partiler arasında diyalog istiyoruz” dedi.
CHP yönetimi Abant’ta toplandı. Toplantının ana ekseni, “yeni anayasa” idi.
HDP, “özerklik hedefli” 11 maddelik bir siyasi tutum belgesi açıkladı. CHP Genel Başkanı Kemal KıIıçdaroğlu, “HDP’nin siyasi tutum belgesini değerli buluyoruz” dedi. Ardından HDP’liler CHP Genel Merkezi’ne gitti. Siyasi tutum belgelerini CHP yöneticilerine sundular. HDP heyetini ağırlayan Oğuz Kaan Salıcı, "HDP heyeti, Genel Merkezimizi ziyaret ederek, Demokrasi Tutum Belgesi'ni sundu. Ziyarette Demokrasi Tutum Belgesi üzerine görüş alışverişinde bulunduk" dedi.
ANAYASA ÇALIŞMALARI
Bir yandan da CHP’nin merkezinde bulunduğu İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve Deva Partisi’nin “yeni anayasa” çalışmaları hızlandı.
CHP yönetiminin, “Türk milleti”nin çıkarıldığı, yerel yönetimlere özerkliğin yer aldığı, ilk 4 maddenin değiştirildiği bir taslak hazırladığını hatırlatalım. Aynı zamanda, CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi yanlarına HDP’yi de alarak bir anayasa çalışması yapmışlar ve bir anayasa uzlaşma metni hazırlamışlardı. Kamuoyuna Ümit Özdağ’ın açıkladığı bu metnin üzerinde şu not yer alıyordu: "CHP, HDP, İYİ Parti ve Saadet Partisi'nin temsilcilerinin uzmanlar eşliğinde dört ay boyunca yürütülen ortak çalışma metninin kısa özeti, 30 Nisan 2018”. Bu metin de CHP’nin anayasa raporuyla benzer içeriğe sahipti.
HDP ÇALIŞMALARIN
GÖBEĞİNDE
HDP, aslında bu çalışmaların tam da göbeğinde yer alıyor. Fakat, HDP’nin bu çalışmalar içinde görünmesi bütün planı çökerteceği için aracı olarak CHP devreye giriyor.
Bu çalışmalarda öne çıkarılan ana unsur, “güçlendirilmiş parlamenter sistem”. Fakat bu partilerin tamamını birleştiren programın esası başka. NATO’culukta, Atlantikçilikte, AB’cilikte ve yerel yönetimlere özerklik planında HDP ile birlikteler.
BIDEN’IN TEHDİDİ
NE ANLAMA GELİYOR
Çünkü önlerine konan program bu. Bunu anlamak için, Washington’un Türkiye hakkındaki güncel politikalarına bakmak yeterli. ABD Başkanı Joe Biden 7 Ekim’de, Suriye ile ilgili acil durum halini devam ettirme kararını açıklarken Türkiye’yi “alışılmadık ve olağanüstü tehdit” olarak gördüklerini ilan etti. Biden’ın “Türkiye tehdidi” değerlendirmesine uygun olarak benimsediği yol haritasını da göreve seçilmeden bir yıl önce açıkladığı “muhalefet planı” açıkça ortaya koyuyor.
Ne demişti Biden:
“Bence yapmamız gereken ona (Erdoğan'a) karşı farklı bir yaklaşım izlemek. Muhalefetin liderlerini desteklediğimizi açık şekilde belirtmeliyiz. Açıkça, pozisyonumuzun parlamentoda da yer edinmek isteyen Kürt nüfusun entegrasyonunu sağlamak olduğunu söylemeliyiz. Yanlış olduğunu düşündüğümüz şeyler hakkında sesimizi çıkarmalıyız. Yaptıklarının bedelini ödemeli. Bazı silahları ona satıp satmayacağımızla ilgili, bir bedel ödemeli.
"Ama hâlâ, geçmişte yaptığım gibi, onlarla (muhalefet) doğrudan iletişimde olup, hâlâ var olan unsurlarını destekleyip onları Erdoğan'ı mağlup etmeleri için cesaretlendirebiliriz.
"(Erdoğan ve partisi) Dağıldı, İstanbul'da dağıldı, peki biz ne yapıyoruz? Oturup teslim mi olacağız? Yapacağım son şey ona Kürtler konusunda boyun eğmek olurdu.
TEHDİDE KARŞI TUTUM
ABD’nin belirlediği programa göre hareket eden muhalefet partileri umutlarını Biden’a bağlamışlar. Türkiye’de iç siyasetteki hamleler, Washington’daki merkezlerde belirlenen takvime göre ilerliyor. Biden’ın göreve geldikten üç ay sonra 1915 olaylarını “Ermeni soykırımı” olarak tanımasını Türkiye’ye karşı hücum borusu olarak yorumlamıştık. Bu şartlarda, “NATO’ya kayıtsız şartsız bağlıyız” (İbrahim Kalın) ve “NATO’nun birliği her şeyden önemli” (Mevlüt Çavuşoğlu) açıklamaları, tehdidi büyütmekten başka bir işe yaramaz. Biden’ın “Türkiye’ye boyun eğdirme” programına karşı caydırıcılık için tutarlı ve kararlı politikalar izlemek zorunludur.