26 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bilinçaltındaki korku - 3

Berna Bridge

Berna Bridge

Gazete Yazarı

A+ A-

Geçen hafta insan psikolojisinin, bilinçaltındaki korkunun kişileri nasıl yardıma ihtiyacı olanlara yardım etme sorumluluğundan kaçmaya yönelttiğini yazmıştım. Yakınımızdaki mobbinge seyirci kalmaktan, savaştan kaçan Suriyelilere, işsiz kalıp dilenenlere (dünyanın her yerindekilere) Afrika’daki açlığı görmezden gelip lüks safari turlarıyla sosyal medyada gösteriş yapanlara değinmiştim. Bu hafta aynı konu ile devam ediyorum.

İnsanların çoğu sorumluluğu başkasına atar. Hükümete, orduya, devlete, belediyeye, okula, hastaneye vb. “Ben ne yapabilirim?”, “Nasıl yardım edebilirim?”, “Benim sorumluluğum ne olabilir?” diye düşünmez. Kaçınma yolunu yeğ tutar. Oysa hastanedekini korkularımızla görmezden gelmek yerine gönüllü yardım edebiliriz. Veya eğitimde yanlış giden bir şeye yalnızca yakınarak bakmak yerine yine yapıcı, gönüllü çalışmalarla düzeltmeye yardımcı olabiliriz.

BİR ŞEYLERİ DÜZELTMEYE ÇALIŞMAK

Yani bir şeyleri düzeltmek için sorumluluk alabiliriz. Bugünlerde savaşlara destek olan Batılı ülkelerde halk şunu konuşmaya başladı: Ödediğimiz vergilerle dünyanın bir yerlerinde savaş oluyor, vergilerimizle bu savaşlara katkıda bulunuyoruz… gibi. Yavaş yavaş sorumluluk almaya başlıyor Batı toplumu. Ama çok yavaş. Yine, hastanelerde, okullarda gönüllü çalışıyorlar, yavaş yavaş daha aydın olanlar bölgemizdeki savaşlara karşı çıkıyor. Dünyadaki yaratılan savaşlara karşı çıkıyor.  

Yine yavaş yavaş “Doğayı ve çevreyi kirletmekten yakınıyoruz ama en çok biz kirletiyoruz” diye önlem, sorumluluk almaya da başlıyor birçok kişi. Örneğin artık dükkanlar hemen bir plastik torba vermiyor. Eski usul,             “Filenizle gelin, plastik doğada erimiyor” diyorlar. Fileyi unuttunuzsa size naylon torbayı para karşılığı veriyorlar. Parasına değer veren insanlar da filelerini unutmuyor…

Tabii bu yazdıklarım demek değil ki dünyada yanlış olan her şeyde her sorumluluğu üstlenerek hareket etmemiz. Bunu yapmaya kalktık mı çok mutsuz oluyoruz, sanki dünyayı omuzlarımızda taşıyoruz. Aşırıya kaçmadan, elimizden gelenlerle gelmeyenlerin ayırdına vararak toplumsal sorumluluk üstlenmek önemli olan. Dünyada olan çok fazla haksızlık ve iyi olmayan şey var. En sorumluluk hisseden insanın bile altından kalkamayacağı kadar çok.

SEÇİMLERİ DİKKATLİ YAPMAK

Nelerde sorumluluk alabiliriz? Gereksinmemizden fazla paramız varsa, o parayı kendimize harcamak yerine, örneğin Afrika’da safariye gitmek yerine Sudan’da bir köye çeşme yaptırıp, boru döşetip su getirebiliriz. İyi maaş veriyor veya iyi makam veriyor diye vatanımıza, dünyamıza zarar veren kişilere, kurumlara çalışmayız. Böyle çalışan kurumları açıkça kınayabiliriz.   

Yani seçimlerimiz dikkatle yapabiliriz. Bilinçli davranabiliriz. Ve seçimlerimizi bilinçli yapmak dünyamız için çok gerekli. Nükleer silahlar gibi bazı kavramlar dünyamızı tamamıyla yok edebilecek kadar gerçek. Acil olan sorumluluklar var. Sosyal, siyasi, ekonomik, çevreyi ilgilendiren birçok sorun zaten bu kararları alanlar tarafından yaratılıyor. Eğer bizler sorumluluk almaz, tüm kararları onlara bırakırsak hiçbir şey değişmez. Biz halk olarak bu sorumlulukları aldıkça dünyamızın daha güzelleşeceğini unutmamamız gerekiyor.

Bunun için de bilinçaltımızdaki fark etmediğimiz gizli korkulardan, kaçınma durumundan kurtulmamız gerekiyor…