23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Bilinen gerçeklere dönemsel düzenlemeler

Ersin Dedekoca

Ersin Dedekoca

Eski Yazar

A+ A-

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK)’nun 12/04/2020 tarihli ve 8989 sayılı Kararı ile bankaların, “yurt dışı yerleşiklerle vadede TL alım yönünde gerçekleştirecekleri” işlemler (teknik adıyla swap) için yeni sınırlamalar getirildi.

Yürürlüğe giren kararla, daha önce 2018 yılı Ağustos Ayı’nda yaşanan “kur şoku” sonrası devreye alınan ve türev (ileri tarihli) işlemlerde daraltılan işlem limitleri, bu kez iyice kısıldı. Yapılan yeni düzenlemeyle BDDK, önceden “banka özkaynaklarının” yüzde 10’u oranında olan limiti, yabancılara borçlanmada şeklinde yapılan 7 günlük swaplar için yüzde 1’e düşürdü.

Bir diğer anlatımla BDDK, yurt dışı yerleşiklerin Türk bankalarından TL almasıyla sonuçlanan swap, forward, opsiyon ve diğer türev uygulamalarında işlemin tutarını, işlemi yapan Türkiye’de faaliyet gösteren bankanın en son hesaplanan “özkaynağının yüzde 1’i” ile sınırlamış oldu.

Yapılan bu değişiklik vesilesiyle bu yazımızda, son günlerde IMF’in stand-by veya Hızlı Finansman Estrümanı (RFI) kredileri yerine, Amerikan Merkez Bankası (FED)’ndan kullanılmak istenmesiyle, başka bir yönüyle Türkiye’de çok gündemde olan “swap” türev işlemleri üzerinde durmak istedik.

SWAP İŞLEMİ NEDİR

Finans piyasalarında swap, iki tarafın belirli bir zaman dilimi içinde bir varlık ya da yükümlülüğe bağlı olarak, farklı “faiz” ödemelerini (faiz swabı) veya “döviz” cinsini (para swabı) karşılıklı olarak değiştirdikleri bir takas sözleşmesini ifade etmektedir.

80’li yılların başlarında kullanılmaya başlayan para swabının temelinde, bir para birimini belirli vade/vadelerde bir başka para birimine dönüştüren ve vadedeki işlem kurlarını sabitleyen “forward” işlemleridir. İki para birimi arasında vadedeki değişimin paritesi de, iki para birimin piyasa faiz farkları ve zaman parametreleriyle belirlenmektedir.

Söz konusu finansal ürün, tarafların şimdi veya gelecekteki ihtiyaçlarıyla, bugün veya gelecekteki fazlalarını bugünden belli bir fiyatta sabitleyerek; bir tarafın bugünkü gereksinimini karşılamak, diğer tarafın da bugünkü fazlalığını sisteme dâhil etmekte; taraflara bir tür “finansal koruma” sağlamaktadır.

UYGULAMANIN TÜRK BANKACILIK SİSTEMİNDEKİ İŞLEMESİ

Sistem ağırlıklı olarak Türkiye sermaye piyasası ürünlerine yatırım yapan “sıcak para sahibi” yabancıların, döviz bozdurarak yaptıkları mali yatırımlarla ilgili olarak arzuladıkları “kur sabitlemesine” Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların, ağırlıklı olarak “swap türündeki türev işlemlerle” yardımcı olmalarında kullanılmaktadır.

Diğer yandan bu uygulama, Türkiye’deki bankanın “döviz pozisyonu açığı vermeden” TL kredi vermesini de kolaylaştırıyor, bankaların DTH kabulünde “döviz pozisyon açığı engelini aşmalarına”da yardım ediyordu.

KISACA KARARIN İÇERİĞİ

BDDK’nın, yurt dışı yerleşiklerle vadede TL alım yönünde gerçekleştirecekleri yukarıda tanımlanan türev işlemleri için:

  • Özkaynakların yüzde 10’u nispetinde belirlenmiş olan sınırlamanın, yüzde 1 olarak yeniden belirlenmesine,
  • Sınırlamaya dâhil edilen işlemlerin hesaplamasında kullanılan “vadeye göre farklı dikkate alınma oranları” uygulamasının kaldırılmasına,
  • Söz konusu işlemlerin anlaşılan vadeden önce her ne sebeple olursa olsun bozulması, veya vadesinin uzatılmasının istenmesi durumunda Kurumun yazılı onayının alınmasına,

ilişkin kararları yayınlanmıştır.

Yine aynı Kararda bankaların, yurt dışı yerleşiklerle vadede TL satım yönünde gerçekleştirecekleri yukarıda belirtilen işlemler için:

  • Söz konusu işlem tutarları toplamının, bankaların en son hesaplanan yasal özkaynaklarına oranının hiçbir takvim gününde
  • vadesine 7 gün kalan işlemler için yüzde 1’i,
  • vadesine 30 gün kalan işlemler için yüzde 2’yi
  • vadesine 1 yıl kalan işlemler için yüzde 10’u

geçmemesine karar verilmiştir.

Görüldüğü gibi, oranın indirilmesi yanında, uzun vadeli işlemlerde tanınan esneklikler de kaldırılarak, sınır “yüzde 1 olarak tek seviyede” belirlenmiştir.

Bu bağlamda ekleyeceğimiz bir diğer husus da, söz konusu oranın günlük olarak solo ve konsolide bazda hesaplanması uygulamalarına devam edileceği, mevcut aşımlar giderilinceye kadar yeni bir işlem yapılmayacağı ve bu nitelikteki vadesi gelen işlemlerin yenilenemeyeceğidir.

KARARIN GÖRÜNEN AMACI ve UYGULANABİLİRLİĞİ

BDDK, 2018’den başlayarak bu aracı kullanmaya başlamış ve kademeli olarak sınır, özkaynağın yüzde 50’si ile başlamış ve en son 9 Şubat 2019’da yüzde 10’a kadar indirilmişti. Bu sınırlama genellikle, “TL’nin hızlı değer kaybettiği dönemlerde”, genel olarak yurtdışı bankaların swap ile (vadesinde) TL alıp bunun açığa satılması ve dövizin Türkiye piyasalarında çok kısa vadeli işlemlerde kullanılmasının önüne geçilmesi için getirilmektedir.

Yapılan hesaplamaya göre ülke bankacılık sektörünün özkaynakları yaklaşık 100 milyar Amerikan Doları ($) düzeyindedir. Böylece TL alım yönlü swap işlemlerinde limit 1 milyar $’ın altına; satışlarda ise 1 hafta için 1 milyar, 30 gün için 2 milyar $, 1 yıl vade için ise 10 milyar doların altına inmesi gerekmektedir.

Anılan Karar’la, yabancıların piyasada döviz almak için satacak TL bulamaması, bu yolla döviz kurunu bastırmanın amaçlandığı anlaşılmaktadır. Ancak yazıyı hazırladığımız, Karar’ın yayınlandığının ertesi günü 6.80’e yükselmiş olan USD/TRY paritesi, arzulanan amacın, en azından şimdilik gerçekleşmediğini göstermektedir. Diğer yandan alınan bu kararlar, bir süredir toplam mevduat içindeki payı yüzde 50’nin üzerinde seyreden DTH’larındaki artışı sınırlandırıp, TL mevduata dönüşümü sağlayabilir mi? Bizce çok şüpheli. Çünkü sorun, güven ve sürdürülebilirlik bağlamındaki beklentide yatmaktadır.