Bir başkadır Diyarbakır elleri!
Geçen Pazar günü iki günlüğüne Diyarbakır'a gittim. Diyarbakır çok gelişmiş.Yapılan çevre yolları ve şehirleşme kente değişik bir hava vermiş. Konut sektörü patlamış durumda. Öyle bir gelişme var ki yatırım yapmak istiyorsanız Diyarbakır'dan arsa veya konut alabilirsiniz.
Bismilli bir çiftçi ve sanayici işadamı ile konuştum. Kendisine Kürt sorununu ve çözümlerini sordum. Dedikleri aynen şu: "Ben Kürt kökenli Türkiye vatandaşıyım. Bayrak benim bayrağım. Türkçe dili benim resmi dilim. Kürtçe okullarda seçmeli ders olarak konulabilir. Ana dilde eğitim istenilen sonucu vermez. Biz Kürtler Türkiye'den ayrılmak istemiyoruz. İran ve Suriye Kürtleri ile birleşmek olanaksız. Barzani ile de birleşmek mümkün değil; ama sadece mezhep aynılığı nedeniyle bu tartışılıyor. Kürt sorununun çözümü bu bölgenin sanayileşmesi ile mümkündür. BDP Kürtlerin tamamını temsil etmiyor. Nasıl ki Türk milliyetçiliği üzerinden siyaset yapan MHP varsa bizde de Kürt milliyetçiliğini esas alan BDP var."
Bir başka tüccara aynı soruları yönelttiğimde şu cevabı aldım: "Barış süreci içi boş olsa da lafı bile bizim insanımızı etkilemeye yetiyor. Bu nedenle AKP destek buluyor. Bu bölge adım adım federal sisteme gidiyor. 10 yıllık bir süre sonunda burası federal Kürt bölgesi olur. Bunu biz istemiyoruz. Biz Türkiye bütünün parçası olmaya devam etmek istiyoruz. Bu ayrılığı isteyenlerin hesabı başka. Eğer biz Barzani ile ve diğer Kürtlerle birleşsek İsrail ve Amerika'nın sömürgesi durumuna düşeriz."
Balıkçılarbaşı Diyarbakır'ın açık alışveriş merkezi. Ne ararsan var. Eşime bir şalvar almak üzere burayı gezerken bir Kürt esnafla lafladık. Arkadaş niye ayrılmak istiyorsunuz? Nedir sizi rahatsız eden şeyler? Cevabı şu oldu: "Abi ayrılmak isteyen falan yok. Siyasetçiler istiyor. Barzani ile birlikte olmak; Allah korusun."
Dolaştığım her yerde Cumhurbaşkanlığı seçim anketi yaptım. Çıkan sonuç şu: Tayyip Erdoğan kazanacak. Selahattim Demirtaş'ın adaylığı Tayyip Bey için bir piyango. İkinci turda Kürtler Başbakan'a verir. Ekmeleddin Bey'e oy buradan çıkmaz...
Bir Kürt vatandaşımız da Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır'a geldiğinde halka söylediği şu sözü şiddetle eleştirdi: "Biraz da bizi bir deneyin.' 'Böyle bir şey söylenir mi; benim sizi denemem için hangi projeyi ortaya koydunuz? Kürt sorunu ile ilgili somut ne adım attınız?" Anlaşılan CHP bu bölgede var olmak için çok ciddi sosyal politikalar geliştirmek zorunda.
Kırklardüzü ve Evsel bahçelerine bir arkadaşımla gittik. Halkın Belediyenin Kırklardüzü'ne konut yapımına izin vermesini şiddetle eleştirdiğini gözlemledik. Gerçekten oraya yapılan bloklar o güzelim alanın havasını bozmuş. Nüfusu 2 milyon yaklaşan Diyarbakır'da sanayileşme olmadan kalkınmanın olamayacağında herkes mutabık. Sorunun temelinde fabrika bacalarının tütmemesi yatıyor.
Diyarbakırlılar şundan rahatsız: "Buraya insanlar gelmeye korkuyor. Sanki her gün savaş varmış gibi. En hareketli günlerde bile Diyarbakır huzurlu ve güvenli bir şehir" diyorlar.
Seyahatin sonunda görüştüğüm birçok kişinin söylediklerinden şu kanaate vardım:
-Kürtlerin çoğu bu cennet vatandan ayrılmak istemiyor. Bir referandum yapılsa birçok Kürt Türk tarafını tercih eder. (Bir Kürt kardeşim Selahattin Demirtaş'ın bile Türk tarafını tercih edeceğini iddia etti.)
-Kürtçenin okullarda seçmeli dil olmasından öte dil ile ilgili bir talepleri yok.
-Sanayileşme yoluyla kalkınma bölge için şart.
-Solda kendini gören partilerin bu bölgede paydasında din, mezhepçilik, etnikçilik olan AKP, BDP ve buna benzer partilere rakip olmak istiyorsa paydaya esaslı sosyal, kültürel ve ekonomik paradigmaları yerleştirmesi gerekir. Aksi halde CHP ve diğer partilere buradan oy çıkmaz...